Minho basini sallayip gozlerini ovusturdu. Chan parmagini Minho'nun burnuna dokundurup tekrar yaptigi ise dondu.
"Bugun roportajin falan var mi?"
"Hayir Channie. Tum isler bitti zaten biliyorsun."
"O zaman aksam hazir ol yemege gidiyoruz."
Minho basını olumlu anlamda sallayip tezgaha yaslanarak sevgilisini izlemeye basladi. Chan dogradigi havuclari da tencereye atip Minho'ya bakti. Tezgahin uzerinde ki posetten aldigi havucu kemirirken Chan birden belinden tutup hizlica tezgahla arasina aldi Minho'yu.
Minho once sasirarak sevgilisine bakti. Daha sonra kaslarini catip havuctan bi isirik daha aldi.
"Bu kadar tatli olmaya devam edersen bende seni yiyecegim."
Minho biraz Chan'a bakip daha sonra alayci bir sekilde gulumsedi.
"Diyorsun..."
Chan dudaklarina yaklasti Minho'nun.
"Diyorum."
Minho arada ki mesafeyi kapatip hizli bir opucuk kondurduktan sonra hemen geri cekildi ve havucunu yemeye devam etti. Chan daha uzun bir opucuk bekledigi icin sasirinca Minho kikirdayip havadan opucuk atti sevgilisine.
Chan derin bir nefes alip yemege bakmak icin Minho'nun onunden cekildi. Minho havucu birakip mutfaktan cikti. Once banyoya ilerleyip yuzunu yikadi daha sonra ise odaya girdi, telefonunu eline alip yataga oturdu. Biraz telefondan bir seylere baktiktan sonra Chan'in cagirmasiyla telefonu birakip odadan cikarak mutfaga ilerledi. Chan yemekleri masaya yerlestirip sandalyeye oturmus Minho'yu bekliyordu. Minho yanından gecip karsisinda ki sandalyeye oturacakken elinden tutup kendine cekti. Minho bacaklari arasina gecip tek bacagina oturunca bir kolunu beline doladi.
