Episode 12 : Geri dönüyoruz. Görev bitti.

231 17 193
                                    

K: " Nee san? "

Sh: " Efendim Kanao? "

K: " Sence bugün de gelecekler mi buraya? "

Sh: " Tomioka - san a bu konuda güvenim tam. Yaklaşık bir hafta oldu ve her günün sabahı o kadar yolu çekip bizi görmeye geldi. Görev bitene kadar gelir diye düşünüyorum ama çok yoruluyor ikisi de. Bu da beni biraz endişelendiriyor. "

K: " Merak etme nee san. Tomioka - san çok dayanıklı bir adamdır. Hele sen ve kızı için her koşula katlanır bundan eminim. "

Sh: " Haklısın ama kıyamıyorum ona. Yorulmasını da istemiyorum ama haklısın. Bizim için katlanması gerekecek. Ve o bunu başarır. "

K: " Bahçeye çıkalım mı nee san? Yua da hava almış olur. "

Sh: " Olur çıkalım. İçerden alayım onu, uyanmıştır zaten. "

Sıcak bir akşamüstü Kanao ve Shinobu minik Yua yı da alıp biraz bahçede oturdular. Shinobu biraz dalgındı. Her sabah geri dönüyor olsa bile Giyuu yu çok özlüyordu. Onunla bahçede oturup papatya çayı içtikleri anları aklına getirip mutlu oluyordu. Belki geldiği zaman tekrar içebileceklerdi ama içinde başka bir hüzün vardı. Nedenini çok ta anlamasa da belli gibiydi. Görevleri çok yakın bir zamanda sona erecekti ve yeniden evlerine döneceklerdi. Bu görev süresince yaşadıkları her anı en iyi şekilde yaşamış olmayı diliyordu. Tek korkusu yeniden eski hayatlarına dönmekti. Ama ne var ki burada o kadar çok şey yaşamışlardı ki bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Asla eski Giyuu ve Shinobu olamayacaklardı. Zaten ikisi de eskisi gibi olmak istemiyordu. Eskiden de daha iyi bir hayatları olsun istiyorlardı. Yepyeni bir hayata ve yepyeni bir düzene ihtiyaçları vardı. Çünkü artık sadece kendileri yoktu sadece Giyuu veya sadece Shinobu yoktu. Biz vardı, ailemiz vardı. Minik kızları Yua vardı. Ve aşklarının en önemli bağı olan Yua onları sonsuza kadar birbirlerine tıpkı isminin anlamı gibi sıkı sıkıya bağlayacaktı.

O derin düşünceler içindeyken Kanao da Yua ile oynuyordu. Artık minik gözlerini yavaş yavaş açmıştı ve göbek bağını da o sabah düşürmüştü. Kanao onunla oynarken şaşkın şaşkın bakıyor sonra da gülerek tatlı sesler çıkarıyordu. Boyunu tutamadığı için kafası oraya buraya hareket ettiriyordu. O gülerken de Kanao tatlılık krizi geçiriyordu. Onu daha çok güldürmek için bütün tuşlara basıyordu.

K: " Minik Yuacık nerdeymişşşş? CE- EEEEEEEEE "

Y: " Eghhhhhhhf! eheheghfe! buhfffhhhh! "

K: " Ben seni ham yapayım seni bennn yiyecem bak seniii ouyyyyy. "

Y: " bhfffhhfhf eğhfhfhfh! "

Sh: " Ne kadar da güzel oynuyosunuz siz öyle heee. "

K: " Ooo nee san? sonunda yüzümüze bakmak aklına geldi. "

Sh: " ehehe, kusura bakma dalmışım biraz. "

K: " Ne düşünüyordun ki bu kadar? "

Sh: " Hiççç, bir sürü şey geliyor aklıma. Görev bittikten sonra ne yapacağız onu düşünüyorum. "

K: " Bebeği bizimkilerden saklayabileceğimizi sanmıyorum nee san. "

Sh: " Zaten öyle bir amacım yok. Her türlü öğrenecekler çünkü orada kalacağız. "

K: " Peki ya Tomioka - san? o da bebeğiyle beraber olmak istemez mi? "

Sh: " İster tabii ki. Bu yüzden ondan bana yakın bir yere taşınmasını isteyeceğim. Ancak o şekilde olur. "

K: " Peki bizimle yaşasa olmaz mı? "

Sh: " Bunu bende çok isterdim Kanao. Ama diğer hashiralar ve Oyakata - sama birlikte yaşadığımızı anlarsa bebek de ortaya çıkar. Onu sadece biz kelebek konağı sakinleri ve babası bilecek. Başka kimsenin Yua dan haberi olmasını istemiyorum. Bu yüzden bu dediğim daha mantıklı olur. Tomioka - san nın neden taşıdığını soracak olurlarsa elbet birşey uydururuz zaten."

Little butterfly: behind the curtainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin