0.6

160 15 9
                                    

"Seungmin?"

"Jisung." Kapıdaki kahverengi saçlarına sarı renk atmış çocuk gözlerine mahçup bakıyordu.

Jisung ise bir an bile düşünmeden kapıyı suratına çarpmak için hamle yapsa da Seungmin, onu durdurdu. "Kapatma, lütfen."

Jisung, bıkkınlıkla kapatmaya çalıştığı kapıyı geri açtı. O buraya kadar geldiyse önemli bir şey olmalıydı. Sonuçta o kadar şeyden sonra buraya gelmesi büyük cesaret isterdi.

"Konuş, 1 dakikan var. Neden geldin?"

"Ayın 12'si bugün Jis." Seungmin, cebinden küçük bir paket çıkardı. Jisung, bunu beklemiyordu. "Sana bir sözüm vardı."

"Bunun için mi geldin? Seninle barışacağım anlamına gelmiyor, biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum, affetmeni beklemiyorum. Sadece sen sözlere çok önem verirsin ve benim sana bir sözüm vardı."

Jisung, duygulanmıştı. Birbirlerine verdikleri sözü hiç bir zaman unutmamıştı ancak tutmasını beklemiyordu.

7 yıl önce kendilerince bir oyun yapmışlardı. İkisi de birbirlerine bir şey almış, paketlenmişlerdi. 7 yıl sonra ayın 12'sinde birbirlerine vermek üzere sözleşmişlerdi. Kardeş gibilerdi, ayrılmayı hiç düşünmemişlerdi.

Tabii, hayat düşündükleri gibi gitmemişti. Seungmin, Jisung'u tamamen hayal kırıklığına uğratmıştı.

2 yıl önce Jisung'un hoşlandığı bir çocuk vardı. Çok yakınlardı ve Jisung ona hiç açılamamıştı. Seungmin ise istemsizce o çocuğa tutulmuş ama Jisung'un sevdiği olduğu için hiç bir şey yapmamıştı. Tabii çocuk Seung'a açılana kadar. O bunu reddetmek için adım atsa da dudaklarındaki baskı onu durdurmuştu. Tam odaya ise Jisung girmişti bu sırada. Onların o halini gördüğünde tamamen bitmişti her şey.

Bir daha da kimseye bu kadar çok güvenmemişti.

Ama sözünü tutması içinde bir şeyleri yumuşatmıştı sanki.

Jisung, sözlere çok önem verirdi. Olmayacağını bildiği şeyler için bile beklentiye girer, olmadığında büyük bir üzüntü hissederdi. Söz onun için öylesine bir şey değildi, hiç olmamıştı. Bir söz verildiyse tutulmak zorundaydı onun için. Diğer türlü beklentileri boşa çıkar, bu da onu derinden yaralardı. Aslında bu biraz da ailesinden kaynaklıydı.

Jisung doğru düzgün ailesi ile birlikte yaşayamamıştı. Aynı evdelerdi belki de ama çok nadir görürdü onları. Annesi ile babası sürekli çalışırdı. Devletin gizli işlerini yaptıklarından sürekli yer değiştirmek zorundalardı ve bu süreçte küçük çocuklarını baya boşlamışlardı.

Küçük ve sevgiye ihtiyacı olan oğullarını gözleri hiç görmemişti.

O çocuk ise hayatı boyunca güçlü olması gerektiğini düşünerek bütün duygularını içinde yaşadı.

Hem birinin görmesini beklemiş hem de herkesten saklamıştı.

Seungmin'i yavaşça içeri aldı. Yukarı odasına çıkarken Seung ise oturma odalarına oturmuştu. Aldığı küçük paketi aşağıya indirdi. Seung, onun unutmadığını biliyordu. Tutması gerektiğinin ise bilincindeydi. Aralarındaki buzları belki bu sayede eritirlerdi.

Jisung elindeki paketi eski arkadaşına uzattı ve yan tarafına oturdu. Seung, açmak için adım atsa da onu durdurdu. "Şimdi açma, buradan gittiğinde aç."

Seung, onaylarcasına kafasını salladı ve kendi aldığını da arkadaşına uzattı.

"Jis, belki bunu sormaya hakkım yok ama iyi misin? Çökmüş gözüküyorsun. Anlatmak istemezsen anlarım ama-"

Run Kitty -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin