Herkese merhaba.
Hikayemde bana yoldaş olmak istiyorsanız, okuma tarihini buraya yazmanız yeterli.
Bölüm sonuna hepinizi bekliyorum.
Keyifli okumalar!
✦✦✦
Yaşadığım karmaşıklığın sebebini araştırmayalı uzun zaman olmuştu. Tam olarak ne kadar süre geçtiğini sayamadığım bir zaman diliminde yalnız vakitler geçiriyordum. Kaç yaşına kadar bu zorluğu çekeceğimden habersiz, her sabah yeni bir güne uyanıyor, her akşam ise eski günü uğurluyordum.
Bu hayatı ben seçmemiştim, ancak başıma gelebilecek her şey için ben "evet" demiştim. Şimdi bu durumun acısını çekiyor olmam, olmayan - sadece birkaç kişiden ibaret çevremde komik görünüyordu. Yaşadığım koşullar, özellikle yakın arkadaşlarım olarak nitelendirdiklerime güvenmememi öğretti. Elbette her şeyin bir bedeli vardır, ancak benim ödediğim bedel daha acı gibi geliyordu.
Kafamı karıştıran düşüncelerden ayrılma hızım biraz zaman alıyor. Bu düşünceleri toparlamama yardımcı olan tek etken ise duygularımı tuvallere yansıtmak oldu. Elbette kolay değildi, zaman aldı, hala da alıyor ama ben bana iyi gelen şeylerden vazgeçmemem gerektiğini çok uzun zaman önce öğrenmiş biriyim. Bu yolda yürüyüşümde bazen kendi adımlarımın yankısından korkar oldum. O yankılar, beni geçmişe sürükler gibi gelirdi. Ama her adımı atarken, yavaş yavaş özgüvenim artıyor, kendi ayak izlerimi daha net görmeye başlıyordum. Hayatımın tuvali artık sadece gri tonlarla değil, canlı renklerle de dolmaya başlamıştı. İçimdeki karışıklığa rağmen, her yeni deneyim ve her yeni adım, tuvalimde farklı bir leke bırakıyordu. Bu lekeler, benim hikayemi anlatıyordu - bazen sevinçle, bazen hüznü anlatan renklerle.
İnsanlar arasındaki ilişkiler konusundaki güvensizliğimi yavaşça aşıyordum. Zamanla, gerçek dostları ayırt etmeyi ve içimdeki duvarları yıkarak yeniden bağ kurmayı öğreniyordum. Belki de resimde olduğu gibi, her darbe, her zorluk beni daha da güçlü kılıyordu. Evet, hayatım hala karmaşık olabilir, ancak ben bu karmaşıklığı çözmek için yavaş yavaş bir yol buluyordum. Ve bu yolculuk, belki de en değerli tablolarımdan birini yaratmama yardımcı olacaktı: Kendi hayatımın resmini.
Kendimi her sabah aynaya baktığımda daha net görebiliyordum. Ben, hayatın getirdiği renkleri ve dokularıyla dolu, karmaşık ve güzel bir tabloydum. Ve bu tabloyu oluşturan her bir fırça darbesi, beni ben yapan deneyimlerimdi.
Eskiden sıkça kaçtığım düşüncelere ve duygusal zorluklara artık cesaretle yüzleşiyordum. Bir zamanlar acı veren anılarım, şimdi güçlendiren derslere dönüşüyordu. Her düşüşüm, beni daha yükseğe çıkarmak için bir fırsat olarak görünüyordu. Ve resim tuvalimde olduğu gibi, hayatımın tuvalinde de renklerin uyumu önemliydi. Sevdiklerimle paylaştığım anlar sarı ve pembe tonlarıyla parlıyordu. Zorluklar ve başarılarım ise mavi ve yeşilin tonlarında, bir denizin dalgalı yüzeyi gibi değişiyordu. Belki de en önemlisi, kendi iç sesimi daha net duymayı öğrenmiştim. Duygularımın, isteklerimin ve hayallerimin sesini dinlemek, kendi tablomun ana hatlarını çizmeme yardımcı oluyordu. Artık dışarıdan gelen seslerin etkisine kapılmadan, kendi yolculuğumu daha sağlam bir şekilde yönlendirebiliyordum.
Hayatımın resmini tamamlarken, bir yandan da yeni fırça darbeleri ekliyordum. Her an, her deneyim, resmimi daha da zenginleştiriyordu. Ve belki de en güzeli, bu resmin asla tamamlanmayacağını bilmekti. Çünkü her yeni gün, yeni renkler, yeni hikayeler getiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüşservi
Teen FictionEtrafını yosun karası rengi sarmaşıklar sarmış duvarın arasında bir kız mahsur kalmış. Yaşadığı olaylar çok ağır olsa da, ayakta tutunmaya çalışıyor. Çünkü ayakta duramazsa soluk alamaz. Soluk alamazsa, sanatı sona erer. Sanatı sona erse, yok olur.