Two

344 24 7
                                    

selamunaleykum

Jennie

Pastanede benimle çalışan arkadaşımı aradıktan 9-10 saniye sonra açmıştı.

-Alo? Jennie naber?
"İyi Jimin senden naber?"
-Benden de iyi de ne oldu sen beni aramazdın
"Şey diyecektim ben.. pastaneyi açtım da gelebilir misin diye"
-Anladım gelirim Jennie 10 dakikaya oradayım bekle beniii
"Tamam bekliyorum görüşürüz"

Telefonu kapattıktan sonra mutfağa gittim. Mutfakta biraz dağınık olduğu için orayıda topladım.

Mutfaktan çıktığım an Jimin'i kapının önünde gördüm. Hemen gidip kapıyı açtım. İçeri girdi ve gülümsedi.
-Selam Jennie bir haftadır görüşemedik
"Selam.. evet maalesef öyle oldu
-Neyse şimdi ne yapıyoruz?
"Imm... ben buraların bir de mutfağın tozunu aldım sen de küçük pastalardan yapabilir misin? Çok fazla kalmamış"
-Hay hay efendim büyük bir zevkle

Jimin mutfağa girdiğinde ben de pastanenin açık olduğuna dair bir tabela çıkardım. Kasa tarafına geçip oturdum. Telefonu eline aldığım sırada bir müşteri içeri girip bir masaya oturdu. Yanına gittim.

"Merhaba efendim ne isterdiniz?"
-Merhaba,  dedi ve camdan dışarıya bakmaya başladı. Yüzüme hiç bakmamıştı. Tekrardan konuştum.
"Ne istersiniz hanımefendi?" dedim tekrar. Ama bu sefer hiç cevap vermeyip cama doğru bakmaya devam etti. Sinirlenmiştim.

"Hey siparişiniz yoksa burada kalmanızın bir anlamı yok" dedim sertçe. Kadın sonunda yüzüme bakıp
-Limonata.
Dedi ve tekrar cama bakmaya başladı.

Bende bir iç çekerek mutfağa gittim.
"Jimin bir limonata koyar mısın?"
-Tabii hemen

Jimin limonatayı hazırladığında kadına verdim ve tekrar kasa tarafına oturdum ve kadını izlemeye başladım. İçerisi sıcak olmasına rağmen üstündeki uzun paltosunu çıkarmamıştı. Garip...

Kadın bir süre sonra limonatasını bitirdikten sonra kasaya geldi. Hesabı ödeyip yavaş adımlarla pastaneden çıktı.

Camdan hala o kadını izlediğimi farkedince hemen kafamı iki yana salladım hızlıca. O sıra da Jisoo aradı.

J: Efendim Jisoo
Js: Jennie naber iş nasıl gidiyor? Pastane pislenmiş mi?
J: İyi gidiyor Jisoo. Çok fazla pislenmemiş bir kat tozunu aldım sadece. O kadar.
Js: Anladım. Çok müşteri yok galiba sese bakılırsa.
J: Evet çok müşteri yok sadece az önce bir kadın geldi ve limonata içip gitti. Biraz garip birisiydi.
Js: Garip mi? Nasıl garip?
J: Yani ne bileyim. Siparişi alırken 3 kere sordum en sonunda cevap verdi. Bir de içerisi sıcaktı ve paltosunu çıkarmadı. Bir de sürekli cama bakıp durdu.
Js: Ayh neyse Jennie boş versene daha nerede görüceksin o kadını.
J: Doğru ama belki yine buraya gelir o zaman görmüş olurum.
Js: Aa doğru bak onu unutmuşum neyse Jennie ben kapatıyorum az sonra geliriz yanına görüşürüz
J: Görüşürüz

Diyerek telefonu kapattım. Jisoo benim en iyi arkadaşımdı bu yüzden onu asla kaybetmek istemem.

Yarım saat sonra Jisoo ve Chaeyoung gelmişti. Jisoo hemen bana sarıldı.
-Ay canım arkadaşım çok özlemişim seni
"Abartma Jisoo daha 2 saat önce beraberdik"
-Olsun olsun ben yine de seni çok özledim
Chaeyoung kollarını birleştirerek
-Alınmalı mıyım Jisoo?

Jisoo bana sarılmayı bırakıp Chaeyoung'a döndü.
-Yok balım neden alınasan ki? Ben seni de çok özlerim

Diyerek Chaeyoung'a sarıldı. Bu hallerine güldüm.

O sırada Jimin mutfaktan çıkmıştı.
-Aaa selam Jisoo hoşgeldin naber?
-Selam Jimin hoşbuldum gördüğün gibi çok iyiyim senden naber?
-Bende iyiyim işte.. Jennie bu arada küçük pastaları yapmayı bitirdim. Sadece süslemesi kaldı.
"Tamam Jimin ben onları kızlarla hallederim. Sen istersen gidebilirsin"

Ben bunu derken kızlar çoktan mutfağa geçmişlerdi.
-Peki öyle olsun eğer ihtiyacın olursa ara tamam mı?
"Tamam Jimin ararım görüşürüz"

Jimin gittikten sonra ben de mutfağa kızların yanına geçtim. Çoktan pastaları süslemeye başlamışlardı.
-Jennie gel şunu da sen süsle, dedi Chaeyoung bunu derken Jisoo'nun ağzına minik bir kurabiye atmıştı.
"Geldim geldim"

...

İşimizi bitirdikten sonra bir masaya oturup sohbet etmeye başlamıştık. Öyle bi sohbete dalmışız ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştık.

Ben her müşteri geldiğinde kızların yanından kalkıyordum. Müşteri gittiğinde ise hemen kızların yanına oturuyordum. Gün böyle geçmişti.

Saat 19.30'u gösterdiğinde dükkanı kapatmıştım. Jisoo ve Chaeyoung 19.00'da gitmişlerdi.

Hemen evime gittim. Jisoo bugün Chaeyoung ile kalacaktı.

Evime vardığımda hemen odama gidip bir duş aldım. Daha sonra mutfağa gittim. Dolaptan dün Jisoo'nun yaptığı yemekleri ısıtıp yedim. Jisoo'nun eli gerçekten lezzetliydi. Bu yüzden evdeki tüm yemekleri ona yaptırıyordum.

Yemeğimi yiyip bulaşıkları topladıktan sonra salona geçtim. Televizyonda kanalları gezerken birden kapı çaldı. Saate baktım 21.43'ü gösteriyordu. Bu saatte kim olabilir diye düşünürken kapının önüne geldim.

Kapının deliğinden baktığımda kimse gözükmüyordu. Kapıyı yavaşça açtım ve etrafa bakınmaya başladım. Tam kapıyı kapatacaktım ki yerde minik bir kutu gördüm. Kutuyu alıp kapıyı kapattım.

Tekrar salona geçtim, koltuğa oturdum. Kutuyu açıp içine bakmaya başladım.

İlk bir bilezik çıktı içinden. Bu bilezik çok güzeldi. Çok hoşuma gitmişti. Gülümsedim. Altındaki nota baktığımda şu yazıyordu.

"Bugün de her gün olduğun gibi güzeldin. Umarım bir gün karşına çıkmaya cesaretim olabilir. Yarın görüşürüz güzelim."

Notu okuduğumda biraz şaşırmıştım. Çünkü bu tanımadığım ve hayatımda hiç görmediğim birisiydi. İsmi bile yazmıyordu.

Kimden böyle bir şey bana gelebilirdi ki?

________________

ne bilelim jennie onu da sen bul

Mezarlık | JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin