Kaldığı Presidential Suit'ten New York şehrinin gece manzarası muhteşemdi.
Mavi süsenleri, onu ayaklarının altındaki ışıltılı dünyadan ayıran cam pencerenin arkasından dikkatle bakıyor gibiydi.
Uzun boylu, iri Alfa daha sonra sol bileğindeki Rolex'ine baktı, saat akşam 8'di.
Gitme zamanı geldi.
Komiserler ve yönetim kurulunun kapalı bir toplantısı onu bekliyordu. Adam daha sonra yatağının üzerinde duran siyah paltoyu aldı ve bir süre aynadaki yansımasına baktı.
Clyde Aldric, Falcon Group'un CEO'su.
Sadece bir tane daha... Ailesinin milyar dolarlık şirketinde resmen bir numaralı adam olarak seçilmesine sadece bir adım daha kalmıştı.
Tek yapması gereken, toplantı odasına gidip onu dünyanın en zengin şirketlerinden birinin en büyük hissedarı yapacak kağıdı imzalamaktı.
Clyde derin bir nefes aldı, sonra Başkanlık Süitinden zarif bir şekilde çıkmadan önce vücudunda çok zarif görünen siyah takım elbisesini düzeltti.
Odasının önündeki iki asık surat, kapı açıldığında onu selamladı, sanki dev bir kale gibi beliren gölgeleri Alpha'yı arkadan zırhladı.
Clyde, lüks halıyla kaplı koridordan geçerken yüzü keskin bir ifadeyle yürüdü, gök mavisi gözleri keskin bir şekilde ileriye baktı.
Aldric Ailesi'nin bir sonraki reisi olmaya bir adım daha yaklaştığını bilmesine rağmen hiçbir heyecan ya da herhangi bir şey göstermedi. Ancak bu geceki yükselişi, cehenneme bir adım daha yaklaştığı gerçeğini silmedi.
Tırmandığı dağ ne kadar yüksekse, hayatını kaybetme riski o kadar yüksekti.
Clyde, yeni pozisyonunu sağlamlaştırdıktan sonra üst düzey yöneticilerden kimi çıkarması gerektiğini düşünüyordu ki, kapılardan biri aniden açıldı ve biri önüne düştü.
"Ah!"
Büyük kolları refleks olarak gevşek bir vücudu yakaladığında altın rengi saç tutamları uçuştu. Alfa'nın koku alma duyusuna keskin bir koku girdi ve hemen bunun feromon olduğunu anladı.
"L... Lütfen...Yardım edin... Yardım edin....."
Güzel yüzün ona çaresizce baktığını görünce Clyde'ın mavi gözleri genişledi. Yaşlanmış bal gibi gözlerinin kenarından yaş damlaları düştü, yardım için yalvarırken kırmızı dudakları titriyordu.
Alfa hemen bakışlarını keskin bir şekilde kapıya çevirdi ve kırmızımsı bir yüze ve belinden sarkan iğrenç bir şiş göbeğe sahip orta yaşlı bir adamın sadak içinde durduğunu gördü, onun delici soğuk bakışını yakaladığında şok olmuştu.
Clyde sarışını kollarının arasına aldı ve dehşet içinde hâlâ olduğu yerde dikilen yaşlı adama baktı. Beklenmedik varlığı yaşlı adamı korkuyla titretti.
"Bay...Bay Clyde...!"
Alfa, iki korumasına bir işaret yaptı ve oradan ayrıldı. Bir yere sürüklenen yaşlı adamın çığlıklarına aldırmadan odasına geri döndü.
"Ngggh... Sıcak... Y-Yardım..."
Taşıdığı sarışın adamın dudaklarından zayıf bir inilti kaçtı. Sol eli Clyde'ın omzunu sıkıca kavrarken, diğeri ıslak görünen ceketinin kenarını çekmeye çalıştı.
Clyde daha sonra onu nazikçe yatağına yatırdı, onurlu bir Alfa olarak içgüdüsü, kişinin odasında kalmasına izin vermek ve bir doktor çağırmaktı. Ama tam gidecekken bir çift el onu boynundan tuttu ve aşağı çekti.
"...acıyor... Nggh...yardım et..."
Sarışının yumuşak sesi acınası bir tonda kulağının yanına fısıldarken adam nefesini tuttu. Nefesinin sıcaklığı boynundaki deriye değdi ve sanki içindeki bir şey uyanmak için sarsılıyormuş gibi titremesine neden oldu.
Clyde onu sakinleştirmeye çalışırken, "Doktor çağıracağım, uyuşturulmuş gibisin." dedi ama yumuşak kolları onu hâlâ tutuyordu. Yine de içten içe orada kalmanın kendisine bir fayda sağlamayacağını biliyordu.
"Bu çok tehlikeli!"
Sarhoş edici yoğun feromonu solumaya çalışırken altın saçlı adamı incitmeden kendini kurtarmaya çalıştı. Ancak Clyde'ın tüm çabaları, boynunun etrafındaki kollar kucaklaşmalarını sıkılaştırırken altından gelen hafif hıçkırıkları duyduğunda boşunaydı.
"Bana yardım edin lütfen..."
Minik dudaklardan çıkan yalvarış, Clyde'ın özdenetimini sınırlayan ve kalbini çarpmasına neden olan ipleri çözüyor gibiydi. Clyde, onu tutan kolları bırakmak için biraz güç kullanmaya çalıştı ama zihni yavaş yavaş bulanıklaşmaya başladı.
Beyaz boynundan damlayan terler, nemli saçları... Clyde'ın aklını kaçırmasının nedeni bunlar olmamalıydı.
Bunlar gerçek olamazdı.
Birisi... bunu ona yaptı...
Bu kabul edilemezdi!
Clyde o kadar kızmıştı ki biri onu bir canavara dönüştürdü, bu hayatı boyunca başına hiç gelmemiş bir şeydi. Yüksek sınıf Omega'lar peşinden koştu ve feromonlarından hiçbiri onu böyle yakalamamıştı.
Sarışının sımsıkı sarılmasına karşı koymaya çalıştı ama kaybetti.
Clyde ilk kez kaybetti.
Altlarındaki dudakları derin bir öpücükle ezdiğinde şehvetine yenik düştü.
Clyde, altındaki güzelliğin kıvrımlarını izleyerek ellerini serbestçe hareket ettirdi.
"H... Hah!" Clyde gömleğini sıyırıp göğsünü mükemmel bir şekilde ortaya çıkardığında sarışının nefesi kesildi.
Hiç vakit kaybetmeden boynundaki ve köprücük kemiğindeki esnek deriyi öptü ve emdi, sarışının yüzünün giderek daha fazla kızarmasını izledi. Hakimiyetinin bir göstergesi olarak mavi-mor bir iz bırakmayı da unutmadı.
Clyde, kendisini birkaç saniye içinde vahşi bir hayvana dönüştüren güzelliği izlerken sıcaklığı hissederek, adamın vücudunun derinliklerine gömüldüğünde, ecstasy gibi bir zevke dalmıştı.
(Ecstasy: Ayağı yerden kesilme hâli, kendinden geçme, mest olma.)
O gece yattığı güzel sarışının dudaklarından kaçan erotik iç çekişler bir türlü aklından çıkmıyordu.
Tatlı koku kafasını karıştırmıştı, ilk kez birisinin soluduğu havayı "zehirlemeyi" başardığının, kontrolünü kaybetmesine ve şehvetine yenik düşmesine neden olduğunun farkında bile değildi.
Hayır, bu olamaz.
O gece yattığı adam ünlü model ve kız kardeşinin moda markasının elçisiyken değil.
...Ve bunun üzerine bir Beta.
***
Yeni serimle karşınızdayımm bakalım neler olacak şimdi bazı sorular kafama takıldı
Sarışın beyimiz eğer betaysa nasıl feromon sahibi olabilir?
Clyde toplantıya gidiyordu ama sarışın beyle karşılaştı ve birlikte tatlı(!) zaman geçirdiler toplantı bitmiştir noldu o iş?
İyi okumalarr <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Alpha's Hidden Lover
Romance[ÇEVİRİ] Clyde, yeni pozisyonunu sağlamlaştırdıktan sonra üst düzey yöneticilerden kimi çıkarması gerektiğini düşünüyordu ki, kapılardan biri aniden açıldı ve biri önüne düştü. "Ah!" Büyük kolları refleks olarak gevşek bir vücudu yakaladığında altın...
