Yanlarında bir az daha durduğumda yeni annemin Anna olduğunu babamın ise o iyi giyimli beyefendi -Fred- olduğunu öğrendim.
Kendimi intikam ateşinin içine attım. İlk başta kaçmaya yeltensem de buradan kaçmam imkansızdı her yerde korumalar, kameralar bir sürü insan vardı. Bu yüzden, onlardan büyük bir öç almaya karar verdim. Sonunda herkes kendi odasına çekildiğinde planımı kafamda kurmaya başladım. Ve yavaş yavaş uykunun kollarına çekildim.
...
Planımın işlemesi için Chris'in bana aşık olması gerekiyordu. Ondan intikamımı süründüre süründüre alacaktım. Beni kaçırıp hiç bir şey olmamış gibi davranamazlardı. Buna hakları yoktu.
Gözlerimi açtım ve doğruldum. Sanki hissetmiş gibi aynı anda Chris odaya girmek için kapıyı çaldı.
"Gir!" Diye seslendim, Chris odaya girdiği zaman üstümü başımı düzeltmekle meşguldüm.
"Nasılsın?"
"Yeni uyandım." Ses tonumu bir az yumuşatmaya çalıştım.
"Kahvaltıyı odanda mı yemek istersin yoksa aşağı mı geleceksin?" Diye bir soru daha yöneltti yatağıma otururken.
"Aşağıda yiyebilirim"dedim, "Sen sadece bu soruyu sormak için mi geldin?
"Hayır.. yani evet" dedi sonra fikrini değiştirmiş gibi tekrar, "Hayır" dedi
"Ne oldu ki?"
"Sen bu olanlardan rahatsız mısın?" Tabii ki rahatsızım kim rahatsız olmaz ki!
"Hayır" dedim ama yüz ifademin aynı şeyi söylemediğini biliyordum.
Yapmacık bir gülüşle bana baktı.
"Aşağı gel" dedi ve odadan çıktı.
Üzerime bol yeşil bir sweet, altıma da gri uzun bir eşofman altı geçirdim. Kapıdan dışarı çıktığımda korumalar beni bekliyordu. Birlikte aşağı indik, ben aşağı inince onlar eski yerlerine geri geçtiler.
En sonunda kendimi muhteşem bir şekilde donatılmış kahvaltı masasının yanında buldum.
"Günaydın güzelim" dedi Anna.
"Günaydın"dedim sevecen olmaya çalışarak.
Chris "Kahvaltıdan sonra ormana yürüyüş yapmaya gitmek ister misin?" Diye sordu. Olabilirdi aslında. Bu bir kaçış fırsatı da olabilirdi gideceğimiz yerde çok insan olup olmamasına bağlı. Ama planımı işletmek için de iyi bir yerdi. Bazen bir orman çok romantik bir yer olabilirdi..
"Olabilir" dedim.
Kahvaltıyı bitirince Chris ve ben dışarı çıktık. Chris'in üstünde beyaz spor bir tişört ve siyah bir eşofman altı vardı. Hava soğuktu ama güneş vardı.
"Üşümeyecek misin?" Diye sordum.
Gülerek "Ben üşümem" dedi. Kendini beğenmiş.
"Tamam öyleyse" dedim Ve yürümeye devam ettik. En son bir golf arabasına binip ormana doğru yola çıktık.
Orman ne çok yakında ne de çok uzaktaydı. Ama çevreme baktığımda başka evlerin olmadığını fark ettim sadece biz vardık.
Ormanda sessizce yürürken kuşların cıvıltısı bize eşlik ediyordu.
"Bugün hangi gün?" Diye sordum Chris'e.
"Salı" diye yanıt verdi.
"Okulda olmam gerekmiyor mu?"
"Okula senin sağlığın tamamen düzeldiğinde başlayacaksın" dedi. Benim sağlığım yerindeydi.
"Benim sağlığım yerinde." Dedim ve "Bir şeyim yok" diye ekledim etrafımda dönerek.
Chris biz yürüyüşümüzü bitirene kadar bana sorular sordu bende cevap verdim. Ve o hep bana baktı.
Bir az daha yürüdüğümüzde güneş kaybolmuştu ve hava buz kesmişti. Kollarımı etrafıma sardım ve Chris'in halini düşündüm.
Geri dönerken Chris'in gözleri yine benim üstümdeydi. Ve bu da demek oluyordu ki planım işlemeye başlamıştı.
—————————————————————————
Bir bölümün daha sonuna geldik bir sonraki bölümde görüşürüzzzYazar:healeavesss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Kalp
Teen Fiction"Zaten paramparça olmuş bir kalbi daha fazla nasıl kırabilirsin ki?"