7- 'Gözler.'

156 11 13
                                    

---

Gitarını almak için kapısındaydım. Müthiş bir utanç duruyordum. Elimi hazırlamış kapının önünde bekliyordum. Biri görse 'deli mi bu' derdi. Kendimi en sonunda toparlayıp kapıyı çaldım.

Biraz sonra ayak sesleri geldi. Kapı açılmasıyla karşımda tanımadığım birini görmem bir oldu. Kıvırcık siyah saçlı, esmer, ortalama boylarda karizmatik biriydi. Kaşlarını çattı ve ters ters bakmaya başladı. Ben de aynı şekilde ters ters bakmaya başladım.

"Buyur Abla?"

"Abla?"

Garip ve saçma çıkan sesimle şaşkın bir şekilde karşımdakine bakıyordum.

"Hee? Ne oldu?"

"Nereydeyse aynı yaşta gibi gözüküyoruz, ne ablası?"

"Ne diyeyim amca, dayı mı diyeyim?"

Biraz komik olsa da sinirim bozulmuştu. Arkadan Çağan belirince yanaklarım kızarmaya başladı. İkimize saçma bir şekilde bakıyordu.

"Leya, gitarını almaya mı gelmiştin?"

"Şey, evet."

"Bekle biraz."

Kafamla onayladıktan sonra beklemeye başladım. Kapının önündeki çocuk da gitmiyordu. En sonunda dayanamayıp sordum.

"Kimsin?"

"Asıl sen kimsin?"

"İlk ben sordum marul kafa!"

"Hadi oradan yelloz!"

Yüzüm garip bir şekil aldığında arkadan Çağan'ı gördüm. Usulca geldi ve gülmeye başladı. Sonra o çocuk da ona baktı ve birlikte gülmeye başladılar.

"Çağan, ne oluyor?"

"Leya, bu benim çocukluk arkadaşım. Yağız."

'Yağız' ile göz göze geldiğimde konuşmaya başladı.

"Hah, demek adın Leya. Ama ben sana yelloz demeyi yeğlerim."

Ters ters baktıktan sonra cevap verdim.

"Bundan hoşlanmadım fakat umrumda olmadığın için ne dersen de!"

Omzuna çarpıp içeriye girdim. Salona doğru ilerlediğimde Çağan'a döndüm ve sordum.

"Çağan, gitarım nerede?"

Bir şey hatırlarmış gibi yaptıktan sonra koşarak yan odadan gitarı getirdi.

"Buyur, burada. Hem de çok iyi oldu."

Gülümsedim ve teşekkür ettim. Bu sırada içeri Yağız geldi.

"Hadi ama Çağan! Yellozu bir şarkı eşliğinde uğurlamak sence de çok iyi olmaz mıydı?"

Açılmış gözlerle Çağan'a baktıktan sonra sordum.

"Sesin güzel mi?"

Oradan Yağız atladı.

"Ohoo, hem de nasıl. Dinle de gör."

"Yağız, hiç sırası değil..."

Çağan'ın itiraz ettiğini duyduktan sonra inat ettim.

"Hadi ama Çağan, bir kerecik."

Derin bir iç çektikten sonra bana baktı ve onayladı. İçim kıpır kıpır olduğu için gülümsedim ve dinlemek için boş bir tekli koltuğa oturdum. Çağan da tam karşıma, Yağız'ın yanına oturdu.

"Sen söyle Leya, hangi şarkıyı çalayım?"

Hiç düşünmemiştim. Bu yüzden biraz düşündüm. Sevdiğim şarkılar vardı ama çalıp çalamayacağından emin değildim.

Gözlerime bakıyor ve cevabımı bekliyordu. Gerilmiştim. Son anda aklıma bir şarkı geldi. Yüzümde bir gülümseme ile Çağan'a döndüm.

"Bi' tek ben anlarım!"

Yağız kafasını salladı.

"Harika seçim."

Çağan da biraz düşündükten sonra döndü.

"Bunu çalabilirim, güzel seçim Leya."

Seçimimi beğendiği için müthiş bir heyecan duymuştum.

"Başlıyorum o zaman."

Elini gitarın tellerine koydu ve bir kaç denemeden sonra başladı.

'Teninin üzerinden kayan bir buzdur, uzak bakışlarım,
Hiç izlememiş olsaydım bu filmi, canımı acıtırdı.'

Bu satırlardan sonra gitarda olan gözlerini bana çevirdi ve devam etti.

'Ama seni bilmek, seni bilmek,
Seni bilmek beynimde bir kurşun,
Seni bilmek, seni bilmek,
Seni bilmek en büyük ceza.'

Gözlerine dalmış, adeta her şeyi unutmuştum. Kalbim delicesine atıyor, gözlerindeki ışıltı ile daha da çarpıyordu.

'Her anın aklımda, her kıvrımın,
Sanmasınlar asla seni benden ayrı,
Savrulur, savrulur saçlarında hayatın,
Seni sorsunlar benden bi' tek ben anlarım.'

Bu dizede bile gözünü hiç ayırmamıştı. Tabii ki ben de ayırmamıştım. Yağız ağzı açık bize bakıyordu. İçimde doğan bir kıvılcım tüm dengelerimi bozacak haldeydi.

Bir nakarat daha söyleyip şarkıyı bitirdi. Sonunda ben de bitmiştim.

"Gitarının sesi gerçekten güzel çıkıyor Leya."

"Ha?"

O kadar dalmıştım ki bana seslenişi zor duyabildim.

"Leya?"

"Üzgünüm, dalmışım."

Yağız ortaya bomba gibi bir söz atıp Çağan'ın elindeki gitarı kaptı.

"Çağan neredeyse kızın ağzına düşecektin aaa!"

Pörtlek gözler ve kızarmış yanaklarla Çağan'a döndüğümde Çağan'ın ters ters Yağız'a baktığını gördüm. Yağız tedirginleşti ve toplamaya çalıştı.

"Yani çok güzeldi değil mi Leya?"

Kesinlikle muhteşem bir sesi vardı. Yıllardır profesyonel müzikle uğraşıyormuş gibiydi.

"Hem de çok. Kendini çok geliştirmişsin Çağan."

Zar zor çıkan sesimle son kez Çağan'a baktım ve Yağız'ın elinden gitarımı alıp hızla oradan uzaklaştım.

Titreyen ellerim ile kapımı açtım ve eve girdim. Gitarımı bir köşeye bıraktıktan sonra oturma odasından aldığım yastık ile kafamı ona gömdüm. Delicesine bağırmaya ve zıplamaya başladım.

Çağan gözlerimin içine baka baka çok sevdiğim bir şarkıyı söylemişti. Gözlerinde gördüğüm parıltı o kadar berrak ve güzeldi ki aklımı yitirecek gibi oluyordum.

Elimi saçma sapan atan kalbime götürdükten sonra aklıma bir şey düştü.

Acaba Çağan da bana karşı bir şeyler hissediyor muydu?

•••

Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❣️

efulim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin