Ölen insan'ların Cennet veya Cehennem'e gittiğini düşünürüz hep, peki ya öyle değilse?
Ölüm sonrası yaşamda buluşan iki genç'in hikayesi.
❦
Başlıkta yazdığı gibi BxNonbinary bir hikaye.
Kadın kıyafetleri giyen erkek karakter bulunuyor hikayede. Rah...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♡
Edhem, Ecem, Güneş ve Bulut orman'lık alandaki göl'e gelmiş çimen'lerin üzerinde piknik yapıyordu.
Edhem çimen'in üzerine serdikleri pembe, üzerinde çiçek desenleri olan örtü'ye yüz üstü uzanmış bacaklarını sallayarak bulut ile yeni gelen adam hakkında konuşuyordu.
Bulut onun dediklerine pek kulak asmıyordu. Sonuçta Bulut Canip'ten başka hiçbir erkek ile ilgilenmiyordu.
"Buraya çok aykırı gibi bir görünüşü var. Simsiyah giyinmişti ya! Acaba nasıl öldü? Mafya falan mı acaba? Ama çok genç duruy-"
Edhem Bulut tarafından ağzına tıkıştırılan kalpli pembe kurabiye yüzünden susmak zorunda kalmıştı.
"Sen seversin kurabiye, al bol bol ye." dedi Bulut diğer kurabiyeleri Edhem'in önüne koyarken.
Edhem ağzındaki kurabiye'yi çiğneyip yutmuş ardından uzandığı yerden kalkıp Bulut'u da elinden tutarak kaldırmıştı ayağa.
"Gel gölün yanından taş toplayalım." dedi Edhem.
Bulut taş toplamaya bayıldığı için Edhem'i geri çevirmemişti.
İkili göl'ün yanına ilerleyip yere çökmüş, biraz çamurlu olsada bunu takmamış ve yerdeki renk-renk taşlara bakmaya başlamışlardı.
Edhem bulduğu mint yeşil'i biraz çamur'a bulanmış taş'ı eline aldı ve göl'ün iyice yanına ilerleyip suda yıkadı.
Bulut ise bulduğu çok açık bir pembe olan taşı Edhem gibi suda yıkamıştı.
Yerdeki taşların yanına ilerlediler ve tekrardan taşlara bakmaya başladılar.
Edhem dizlerinin üzerinde yere oturmuş taşlara bakarken Bulut üzerinin çamur olmasını istemediği için yere çömelerek bakıyordu taşlara.
"Bak, kalp şeklinde!" dedi Edhem bulduğu taşı eline alıp Bulut'a gösterirken.
"Taşı boşver de, şuradaki adam sanki senin bana anlattığın adam." dedi Bulut gözleri ile Edhem'in arkasını işaret ederken.
Edhem hala yerde dizlerinin üzerinde oturur haldeyken kafasını arkaya çevirdi ve Bulut'un gözleri ile işaret ettiği yere baktı.
"Evet o adam." dedi Edhem adam'a bakmaya devam ederken.
Adam henüz ikiliyi arkası dönük olduğu için görmemişti.
Edhem yerden kalktı ve göl'ün tam kenarındaki adam'ın yanına ilerledi.
"Merhaba." dedi çekingen bir sesle Edhem.
Adam arkasını dönüp Edhem'i görünce üf'lemiş ama yine de baş selam'ı vermişti.
Adam Edhem'in çamur'a bulanmış bacaklarını ve ellerini görünce kaşlarını çatmış, Edhem'in birkaç metre arkasında duran ve yerdeki çamur'a bulanmış taşların yanında yere çömelmiş çocuğa bakmıştı.
Çocukla yaşadığı kısa bir bakışma seansından sonra Edhem'e dönmüştü yine.
"Bacakların çamur olmuş hep." dedi gülerek adam.
Ama bu gülüş samimi bir gülüş değildi.
Edhem kafasını eğip bacaklarına bakacağı sırada adam Edhem'in omzunu tutmuş ve hemen yanlarında olan sığ göl'e itmişti.
Edhem ne olduğunu anlamadan kendisini dizlerinin biraz üzerine gelen suyun içerisinde bulurken adam'ın yüksek sesli kahkahasını duymuş ve bakışlarını adam'a çevirmişti.
Adam Edhem'e bakarak gülerken, Edhem kaşlarını çatmış adam'a bakıyordu.
Adam elini Edhem'e uzattı ve hala gülmeye devam ederken "Pardon,elim çarptı." dedi alayla.
Edhem adam'ın uzattığı ele baktı bir süre ve hemen ardından adam'ın bileğini iki eliyle tutup yanına, yani göl'e çekti adam'ı.
Adam beklemediği bir anda Edhem'in dizlerinin üzerine gelen ama kendisinin dizlerinin altına gelen suya çekilince şaşkınlıktan ne yapacağını saşırmıştı.
