1

1K 67 43
                                    

Arda ağrıyla inleyerek ayaklarını önünde duran ahşap masaya uzatırken açık camdan saçlarını savuracak bir rüzgar geliyor, önüne düşen saçlarını üfleyerek gözünün önünden çekmesine sebep oluyordu. Yine her zaman ki gibi kucağına sürekli bir şeyler karaladığı çizim defterini almıştı.
Çaprazında oturan altay bir yandan elinde kumanda ile kanalları geziyor, bir yandan da avucunda tuttuğu kajuları ağzına atıyordu.

Arda diğerini hiç umursamıyormuş gibi görünüyordu, şuan bütün dikkati çizdiği görsel üzerinde yoğunlaşmıştı. Ensesini kaşıdığı sırada kaleminin arkasını dişlerken gözüne çarpan eksikleri hemen kapattı ve bakışlarını kısarak yeniden baktı, memnun olmuş gibi sırıttığında Altay'ın "yeter be!" İsyanı ile bakışlarını ona çevirdi. Ayaklarını ahşap masadan indiriken "ne bağırıyorsun yine deli danalar gibi," diyerek ağzının içinde geveledi. Altay'ın koltuğa fırlattığı kumandayı aldı ve resim çizerken kendisine eşlik edebileceğini düşündüğü güzel bir parça açtı.

"Sıkıldım oğlum kalk dışarı çıkalım," dedi bıkkın ses tonu ile "sen çık" dedi arda ona karşı.

Altay gözlerini devirirken eline aldığı yastığı tutup arda'ya fırlattı. arda, eline çarpan yastık ile kalemi yamulurken yanlış bir çizik etti kağıdın üstüne.
çizimi bozulan oğlan sızlanırken elindekilerini masaya fırlattı adeta.

"Bir planınız var mı altay bey?!" Diyerek sitemkar ve alaycı şekilde altay'ı iğneledi.
Onun huzurunu bozuyorsa güzel bir sebebi olması gerekiyordu.

Altay düşündü bir süre, canı sıkıldığı için ardayı keyfinden men etmiş olabilirdi fakat aklına gelen elle tutulur cinsten bir planı yoktu.

"Yani.. en güzel ihtimal kerem'in evine gidebiliriz diye düşünüyorum"
Sona doğru kısılan Altay'ın sesi ikilinin bakışması ile absürt bir duruma dönüşürken kahkaha attılar.

Defterini toplayıp masanın üzerine bıraktı. Arda, dudağının sol yanı havaya kalkarken gülmeden edemedi.

"Senin kafa anca kereme çalışıyor zaten diğer türlü tırt"

Altay yediği lafla kaşlarını çatarken "ne diyorsun lan sen dümbük!" Diye bağırdı odasına kaçan Arda'nın arkasından.
Genç odaya girdiğinde dolabını açtı ve daha rahat olabileceği siyah bir şort geçirdi altına, kulaklıklarını cebine atarken telefonunu çıkarıp kerem'e mesaj attı.

Odadan çantasını alıp çıktığında ayakta bir vaziyette çırpınarak ayakkabı giymeye çalışan Altay'ı gördü, bu görüntüye gözlerini devirdi. terliklerini giyip çantasına defterini de atarken asansörü çağırdı.

Altay cüzdanı, telefonu ve evin anahtarını alırken asansörde hâlâ ardaya tutunup ayakkabısını geçirmeye çalışıyordu.

Zemin kata geldiklerinde ikili binadan çıktılar, arda çoktan istediği şarkıyı açmış kulaklıklarını kulağına geçirmişti.
Altay ise sokakta olan tek tük insan da göz gezdiriyordu.

Kerem'in evi sahil kenarında olduğu için şanslıydı ikili, akşam sahil sessiz olurdu.
arda kulaklıklarını çıkararak deniz'in şarkısını dinlemeye başladı.
Ay ışığı güzel bir görüntü oluşturmuştu.

İkili yan yana yürürken altay "kerem evde yalnız mıymış?" Diye sorup cebinden paketi çıkarıp dudaklarının arasına aldığı dalı ateşledi, sigaradan yayılan zehirli duman havaya karışırken altay derin bir nefes çekerek içine aldığı nefesi burnundan dumanlar eşliğinde geri bıraktı.

Paketi ardaya uzattığında arda olumsuz anlamda başını salladı, başı hafiften ağrıyorken içmek gibi bir hata yapmak istemedi, ayağına takılan taşı sertçe itti. "yalnız sanırım," dedi uzun boylu adamı cevaplayıp. Altay aldığı geri dönüş ile başını sallarken adımlarını hızlandırdı.

Arcade    ➤ 𝘼𝙧𝙛𝙚𝙧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin