Son birkaç gün aslında hep birbirini takip ediyordu ama yine de keyifli geçtiğini söyleyebilirdim, ne de olsa Beomgyu ve arkadaşları gerçekten eğlenceli insanlardı. Kai de sevdiği insanlar yanındaysa, bu genelde ablası kardeşi ve ben oluyorduk ama Soobin hyung yerimi çalıyor gibiydi, çok eğlenceli biri oluyordu. Muhtemelen dışardan görseniz onun böyle biri olduğunu tahmin etmezdiniz.
Beomgyu ile de her şey aynı şekilde gidiyordu aslında. Genelde ikimizin olduğu zamanlarda o konuşuyor ben en ince ayrıntısına kadar onu incelerken bir yandan da onu dinliyordum. Bir gün yine bunu yaparken gözlerimin çok parlak olduğunu ve ona bobayı hatırlattığını söylediğinde vücudumu kaplayan utançla güçsüz bir teşekkür sunabilmiştim ona.
Akşamları evimin önündeki parka her gün gelmeye devam ediyordu, ordaki kedileri besleyip onlarla sohbet ediyor ve geri dönüyordu. Arada bir üzgün hali geri geliyordu ama son zamanlarda onu daha iyi görüyordum ya da ben öyle olduğuna inanmak istediğim için öyle geliyordu.
Bugün ise stabil giden günlerimin düzeni bozulmuştu. Beomgyu biraz sahilde bisiklet sürmek istediğini söylemişti ama Yeonjun ve Soobin hyung bugün için meşgul olduklarını söylemişti. Kai ise tamamen saçma bir bahane üretip bizi baş başa bırakmaya karar vermişti.
Huening Kai, şeytani gülümsemesiyle uzaklaşırken ben ona teşekkür mü etmeliydim yoksa lanet mi diye kendi kendime düşünmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Pearls In Your Eyes | Taegyu |
FanfictionChoi Beomgyu güzeldi, çok güzeldi ama gülen yüzlerle sakladığı duvarın arkası benim için daha güzeldi.
