The Pearls In Your Eyes | Taegyu |

11

Beraber uyuduğumuz o geceden sonra ya bana öyle geliyordu ya da gerçekten öyleydi bilmiyorum ama Beomgyu ile daha yakın olduğumuzu hissediyordum. Beomgyu, arkadaşlarıyla şakayla karışık flörtleşen biriydi ve son zamanlarda bunu bana fazlasıyla sık yapmaya başlamıştı. Bir gün yanlış bir tepki verme ihtimalim beni korkutuyordu. Gerçi, onun kızarık kulaklarını gördükten sonra 'acaba şaka mı gerçekten?' demeden edemiyordum ama kendi kuruntum olma ihtimali daha olası geliyordu.

Yine kantinde sadece onun ve benim olduğumuz, onun heyecanla konuştuğu benim ise dinleyip dudaklarını hayalimde binlerce kez öptüğüm bir gündü. Beomgyu, hırslı bir şekilde derste ona bilmişlik taslayan kıza olan sinirini anlatıyordu, bir süredir sinirle aynı şeyleri tekrar ettiğinin farkında değildi ama bunu bölmek istemediğim için devam etmesine izin vermiştim.

"Taehyun, bir daha bana bilmişlik taslarsa o kızı döv."

Şirin ses tonuyla bana verdiği emire gülerken o gülmeme somurtup kaşlarını çatmıştı.

"Çok sevimlisin Beomgyu."

Ağzımdan istemsiz çıkan cümleyle yüz ifadesi değişir gibi olsa da tekrar eski haline getirmişti.

"Dalga geçme benimle ya, Yeonjun hyung gibi oldun sen de."

Yanlışın var, Yeonjun hyung benim olduğumun aksine sana aşık değil; Choi.

"Surat ifaden hakkında fikrin var mı senin?"

"Ne var surat ifademde, harika bir yüze sahibim."

Sorun da o Beomgyu.

"Şirin ve harika."

Omzuma vurduğunda şakasına acımış gibi yaptığımda bana dil çıkartmasına güldüm ve bir daha vurmaya yeltenmesin diye elini tuttum. Ani refleks olarak yaptığım için elini tuttuğumu sonradan idrak etmiştim ve kalbimin tekrar ve tekrar saniyeler içinde atışının değiştiğine şahit olmuştum.

Gün geçtikçe yakınında olmak zorluyordu, şimdi de elini tutmuştum. O bundan şikayetçi değildi gerçi, benim kalbim şikayetçiydi yalnızca.