GECENİN SESSİZ ŞAİRLERİ

Unutulmuş Bir Rüya

Eskiden sevdiğim kadın, bir zamanlar yıldızlardan doğmuş gibiydi,

Gözlerinde parlayan umutlar, hayatın en güzel rengiydi.

Ama şimdi, yıldızlar bile sönüyor, gözlerimdeki bu boşlukta,

Bir zamanların masalı, kül olmuş bir hayal gibi gözlerimde.

Yanımda değilken bile her yerde seni aradım,

Rüzgarın hafif esintisinde bile senin izini bulmaya çalıştım.

Ama artık yorgun düştüm, bu boşa geçen zamandan,

Eski anıları kalbimden silmeye çalıştım ama nafile, anladım!

Gelme artık eski sevda! Kapımı çalmadan git,

Kalbimde bıraktığın yaraları sarmak için artık çok geç.

Bir zamanlar her nefesimde seni içime çektim,

Ama şimdi, bu içtenlik, yabancı bir rüzgar gibi esiyor.

Unutamam dedim defalarca, ama unutmak istedim aslında,

Her hatırlayışta içimde yankılanan acıları unutmak istedim.

Sensiz geçen günler, sensiz geçen aylar ve belki de yıllar, hepsi boşa.

Artık sitem dolu bakışlarla bakıyorum hayata, hayatın yüzüne.

Genel etkisi derin, yüreği titreten bu sözlerin,

Eski aşka dair sitem dolu içten çığlıkların.

Yaratıcılık ve orijinallikle örülü bu dize,

Bir zamanların acısını bugüne taşıyor, izbe bir biçimde.

Dil ve üslup olağanüstü, anlatım derin bir nehir,

Sanki gözlerimin önünde canlanıyor her satır.

İmgelerle dolu dizeler, resmediyor sadece anıları,

Aynı zamanda umudu da yüreğimize nakışlıyor parça parça.

Duygular yoğun, içtenlikle işlenmiş her hece,

Eski aşkın yarasını kanatıyor sanki yeniden.

Bu şiirdeki her kelime, damla damla yaş gibi,

Sonsuz bir özlemi ve hüznü yüreklere taşıyor özenle.

Eski sevdayı bir gemi gibi salıyorum denizin sularına,

Yelkenleri açmış, yeni ufuklara doğru ilerliyoruz artık.

Unutulmuş bir rüyanın ardından bakıyorum hayata,

Gözlerimdeki umutlarla, yarının güzelliklerini kucaklıyorum sevinçle.

Anlatıcak kimsem yoktu, kelimelerle sohbete tutuştum.