Odaya girip derin bir nefes aldım. Hıçkırık sesi geldiğinde hızla kafamı kaldırdım.
"Akşın?"
Akşın hızla bana koşarak sarıldı.
"Neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu?"
Burnunu içine çekerken elimdeki dosyaları masamın üzerine bıraktım.
"Bir yerin mi acıyor?"
Kollarını kavrayarak uzaklaştırdım ve yüzünü inceledim.
"Gittin sandım."
Kaşlarımı çattım.
"Onun için mi bu kadar ağlıyorsun?"
Yüzündeki yaşları silerken bakışlarını kaçırdı.
"Mesain bitmedi mi?"
"Evet. Biraz önce bitti ama çıkmadım. Birkaç ufak işim var."
Kafasını salladı.
"Tamam. İşlerinin bitmesini bekleyeceğim. Odanda kalabilir miyim?"
"Kalabilirsin. İstersen-"
Duraksadım. Kafasını kaldırdı.
"Hm?"
"İstersen masamda oturabilirsin. Çizim yapmayı sever misin?"
"Kalem yasak."
"Defterindeki boyaları çiçeklerden mi yapmıştın?"
(Bknz: 4. - 5.bölüm Akşın, Barlas'a defter veriyor.)
"Evet. Öyle yapmıştım ama çok az renk verdikleri için uzun sürdü."Akşın'ın belinden kavrayarak masama oturmasını sağladım. Kalemliğimin içindeki kalemleri masaya döktüm ve çekmecemden bir tomar kağıt çıkarttım. Akşın kalemlere dokundu.
"Küçükken benim de vardı."
Sandalyeme oturduğumda bir süre hiçbir şey yapmadı. Beni izledi. Hasta dosyalarını imzalayarak kayıtlara geçirdim.
"Çizmek istemiyor musun?"
Eline kalemleri aldıktan sonra bir şeyler karalamaya başladı.
"Seni de çizmemi ister misin?"
Gerginlikle saatimi kontrol ettim.
"Belki sonra Akşın."
"Anladım."Masamın üstündeki çöpleri topladıktan sonra yeni aldığım yara bandını sırt çantamdan çıkarttım.
"Hayvanları sever misin?"
"Evet. Çok seviyorum. Hepsini sevmek isterdim."
Gülümsedim.
"Temizlikçi abla odanda örümcek beslemeye çalıştığını söylemişti."
Dudaklarını büktü.
"Örümcek deme lütfen. Adı Mr.Clafyn'di. Bahçeye gömerken çok ağlamıştım."
"Nasıl ölmüştü?"
"O abla süpürgeyle kafasına vurmuştu."
Yüzünü buruşturduğunda kahkaha attım. Kaşlarını çattı.
"Hey, dalga geçmesene."
"Tamam. Tamam. Üzgünüm."
Yanına ilerleyip yara bandı paketini karıştırdım.
"Dizlerin iyileşiyor mu?"
"..."
Eteğini sıyırarak bacaklarını kontrol ettim.
"İyileşmemiş Akşın. Kremlerini sürmüyor musun?"
"Sürüyorum."
Sedyenin yanındaki sehpanın üzerinden ona sürdüğüm kremi buldum. Büyük yaralarına tekrar krem sürerken dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Canın acımıyor mu? Kremini sürseydin iyileşmiş olurdu."
"Sürdüm!"
Bana itiraz ederken küçük yaralarına da tatlı yara bantlarını yapıştırdım. Eteğini düzelttikten sonra kremin kapağını kapatıp yerine koydum.Masadan inerek elimi iki eliyle kavradı.
"Lütfen, gel."
Üstümdeki önlüğü çıkartıp astıktan sonra elimi tutup beni çekiştirmesine izin verdim. Kapıyı açtığında duraksadı. Kapıyı tutarak açarken Akşın geriye adım attı. Sırtı göğsüme çarptı.
"Barlas, çıkıyor muydun?"
Karşımda duran Zeynep, Akşın'a ve el ele tutuşmamıza ufak bir bakış attı.
"Akşın'ı tedavi ettikten sonra çıkacağım."
"Ne sorunu varmış? Normalde ilgili doktoru benim fakat benimle bir şey paylaşmıyor."
Akşın'ın yanağını sıkıştırıp gülümsedi.
"Benden çekiniyor musun tatlım?"
Akşın kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Çekinmiyorum Zeynep Hanım."
Zeynep saçlarını okşadı.
"Bana anlatmanı çok isterim."
Dudaklarımı ıslattım.
"Müsait olduğumuzda bunu da konuşmak istiyorum Zeynep. Çok fazla hastan var. Birkaç hastanı bana devretmen gerekiyor. Kutay öyle söylemişti. "
Zeynep kafasını salladı.
"Yarın sabah kahvaltıyı birlikte yapalım mı diye sormak için uğramıştım."
Burnumu ovuşturdum.
"Olabilir."
Zeynep büyükçe gülümsedi.
"Yarın görüşürüz o zaman. "
Kafamı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Tedavisi
Romance"Gel kucağıma." Kutay'ın omzundan tutunarak ayağa kalktı. Kutay dengesini koruyamayıp yere düşerken Akşın yanıma yaklaştı. Akşın'ın belinden kavrayıp kucakladım. Burnundaki bandı çekerek çöpe attım. "Biz uyumaya gidiyoruz." "Ama uykum yok." "Biz uy...