2. Bölüm Ruhumdaki Çığlık

37 3 98
                                    

Hepinize merhabalar.
Hazırsanız ikinci bölüme geçelim.
Bol bol oy vermeyi ve yorum kullanmayı unutmayalım.

~

Çığlık atmak deyimini nasıl açıklarsınız?

İnsanlara göre; acı içinde kalındığında, sevinçli haber alındığında felan.

Bana göre çığlık atma deyimi sessiz bir eylemdir. Sessiz bir biçimde çığlık atabilirsin. Kimse duymaz seni.

Ruhum kalabalıklar içerisindeydi. Ben çığlık atıyordum, beni duymuyorlardı. Yere çöküp kulaklarımı kapatıyordum, kimse yardım etmiyordu. Çünkü anlamıyorlardı. Onlar dışardan çığlık atabiliyorlardı, ben içimden çığlık atıyordum. Kim daha güçlüydü ve kim daha güçsüzdü hayata karşı?

Benim ruhumun çığlıklarını ancak benim yaşadıklarımı yaşayan kişi duyardı. Onunda ruhunun çığlıkları olmalıydı. Onuda kimse anlamamalıydı.

Ve bu dünyada ruhu çığlıklar içerisinde olan o kadar çok insan vardı ki, insan dinlenmek ve baş ağrısını rahatlatmak için ruhuna çekildiği zaman ruhunun dünyasında boğuluyordu. Boğulmak deyimini de ancak bunu yaşayanlar anlayabiliyordu, yaşamayanlar değil...

~

Bana elini uzatan kadına göz ucuyla baktım. Yaramaz bir şekilde tebessüm ettim ve kafamı sağa sola salladım.

Kadının uzattı elini tutmayınca kadın elini yumruk yaptı ve indirdi yere tekrardan.

"Sanırım tokalaşmayı sevmiyorsunuz. Elif ben. Sizde Ateş hanım olmalısınız."

Kafamı sertçe yerden kaldırdım. Dişlerimi sıktım. Çenem kasılırken gözlerimi kıstım ve sırıttım.

Seni çok pis inleteceğim. Yemin ederim yapacağım bunu. Ateş diye değil Alev diye inleyeceksin. Söz güzel kız.

Kolumda hissettiğim baskı ile omzumun üzerinden Serkan'a baktım. Kolumu sıkıyordu. Başı dik karşıya bakıyordu. Gözlerinde duygu yok gibi gözüküyordu ama vardı. Gözleriyle bana sakin olmamı söylüyordu.

Kafamı salladım ve hafif kahkaha attım. Elif'in omzuna sert biçimde vurdum. İki adım geriye gitti. Arkasındaki korumalar bize doğru elinde silahlarla gelirken sahte şaşkınlıkla ellerimi kaldırdım. Arkamdaki Serkan, Can, Burak, Yaman ve Esat da öne doğru elinde silahlarla bir adım attı. Kahkaha attım yine.

"Sakin olun beyler. Ben gülerken çok temas ederim."

Gözlerimi büyülttüm ve Elif'in koluna dokundum. Gözlerimi büyütebildiğim kadar büyülttüm. Sonra sırıttım.

"Alınmıyorsun değil mi Elif'cim?"

Dedim ismini bastırarak. Elif korkmuş olacak ki kafasını olumsuz anlamda hızlıca sağa sola salladı.

"Hayır hayır. Alınmam. Şeyyy eeee o zaman siz bize uyuşturucuları verin. Biz bakalım tadına sonra bizde size parayı veririz."

Dudağımı büzdüm. Kırmızı dudaklarımla kulağına doğru yanaşmaya çalıştım. Korumalar anında öne gelecekken Elif eliyle durmalarını söyledi. Yavaş yavaş kulağına yanaştım. Gülümsedim.

ALEV KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin