18- BİRİ CHANGBİN'İ SUSTURSUN

366 40 25
                                    

"Naber Jisung?"

Hala karşımdaki görüntüye inanamıyordum, nasıl olabilir? Buraya nasıl gelmiş neden gelmiş diye düşünürken karşımdaki adamı unutmuşum. Chan hyung'un dürtmesiyle kendime geldim. Ne diyeceğimi bilemediğim için ağzımdan çıkan kelimelerin mantıklı bir yanı olmayacaktı

"Jisung, iyi misin?"

Changbin yanıma yaklaştı kolumdan tuttu ve salona götürüp koltuğa oturmamı sağladı.

"Hoşgeldin, içeri geç lütfen."

"O iyi mi?"

"Merak etme sadece şok geçirdi birazdan geçer." Chan Jeongin'e sen biliyor muydun lan bakışı atmıştı o da hayır valla bilmiyordum bakışı attı ve salona geçtiler. Adımlarını izliyordum ve yanıma oturdu.

"Jisung iyi misin? Yanlış bir zamanda  mı geldim?"

"Minho..."

Cümlelerimi toparlayıp onunla konuşmam gerekiyordu. O ise Lafımı devamını getirmemi bekliyordu.

"Sen niye buradasın?"

"Ben sana sürpriz yapmak istedim."

"Evimi nasıl buldun daha önce söylememiştim."

"Saolsun Changbin yardım etti."

Changbin, piçimsi sırıtışıyla bize bakıyordu.

"Hyung böyle bir şey vardı madem bize niye söylemiyorsun."

"Minho sürpriz olsun istedi, ayrıca sana hayatta söylemezdim ağzını tutabiliyorsun sanki."

"Bari bana söyleseydin."

"Aman ya size de sürpriz oldu işte uzatmayın."

Ben benimkileri izlerken Minho'da beni izliyordu. Utandığım için yüzüne bakamıyordum ve hâla sok içerisindeydim, bir kaç gün önce kesin beni kullanıyor dediğim adam evime gelmişti. Son görüşmemizden bu yana hiç yazmamıştı bu durum beni daha çok kullanıldığıma ikna etmişti ama şuan karşımdaydı.

"Changbin Jeongin hadi kahve yapmaya gidelim."

Chan Hyung'un komutuyla salondan çıkıp kapıyı kapatmışlardı. Minho hala sessizliğini koruyup beni izliyordu, bir şey söylememi bekliyordu. Bende aynı sessizlikle duvara bakıyordum. Sanırım bana kal gelmesinin sebebi ilk defa böyle şeyler yaşıyor olmam, yönelimim farklı diye sevilmezdim. Genelde dalga geciyorlardı. Artık konuşmam gerekiyordu, susarak bir yere varamazdım.

"Sen niye buradasın Minho? Niye geldin."

"Seni görmek istedim, buluştuğumuz günden beri konuşmadık."

"Evet çünkü yazmadın."

"Jisung sadece 2 gün geçti üstünden."

"Her neyse ben kendi kendime yapındım sanırım, hem biz normal iki arkadaşız neden sürekli konuşalım, haklısın."

"Böyle yapma neye kırıldıysan söyle."

'Sen bana aşık değilsin ben sana aşığım gecem gündüzüm yok senin yüzünden çok canım yanıyor Minho senin yüzünden hepsi oynuyorsun benimle, keşke tanımasaydım seni.' Diyemedim içimde tutmaktan patlayacaktım yakında ama bunları söylesemde bir çaresi yok söylersem kaçar benden, arkadaşı olarak görüyor beni.

"Bir sorun yok, Hoşgeldin seni geri gönderecek halim yok tabii ki bugün benim misafirimsin."

Gülümsedi koltukta daha çok yanıma sokularak sarıldı bende hafifçe sarıldıktan sonra geri çekildim.

"Biz bugün sahile gitmeyi planlıyorduk, istediğin başka bir yer varsa oraya da gidebiliriz."

"Planınızı bozmam siz nereye ben oraya."

Şu hareketleri, sözleri mimikleri beni 584884 yerimden bıçaklıyordu, anan seni nasıl yapmış keşke gay doğursaydı. Ayağa kalktık ve mutfağa bizimkilerin yanına gittik. Changbin, Chan ve Jeongin üçlüsü hararetli bir dedikodunun içindeydi tabii ki. Bizi görünce sustular ve Changbin sırıtarak bakıyordu. Aklımda hala bin tane soru vardi Changbin'i köşeye sıkıştırmanın tam zamanıydı.

"Changbin hyung, şu sürpriz işini anlatsana baştan."

Changbin bir daha susmamak adına konuşmaya başlamıştı.

"Ya işte Minho senin instagramindan hesabımı bulup bana ulaştı, böylece tanışmış olduk. Bana planından bahsetti bende böyle bir plani bozamazdim bide sen sabah çağırınca aşırı mutlu oldum evden çıkışımı görmen lazımdı, olacakları bildiğimden ekstra hızlı geldim."

Minho gülerek Changbin'i dinliyordu.

"Geri kalanimizla tanışmadı Minho, ben Chan."

"Çok memnun oldum bende Minho."

"Seni yakından tanıyoruz için rahat olsun."

Chan hyung, daha fazla konuşmasın diye gözlerimi belertiyordum o da bunu fark edince bana bakıp sırıtıyordu.

"Bende Jeongin."

"Memnun oldum."

Jeongin Minhoyu boğacak gibi bakıyordu, eve geldiğinden beri böyleydi soğuktu ve zar zor konuşuyordu. Hala beni kullandığını düşündüğü için sinir olduğu belliydi.

"Jeongin rahatla biraz ya, teorilerimiz yersiz kullanma gibi bir durum yok."

CHANGBİN HYUNG SENİN AĞZINA CİMENTO DÖKÜP ÖZGÜRLÜK HEYKELİNDEN PİPİNE İP BAĞLAYIP SARKITICAM SENI BUYUK SARAYLARA AVİZE YAPICAM, SENİN O DİLİNİ ALIP IZGARA SISLERINE DOLAYIP KIZARTIP AFİYETLE YİCEM DÜNYADA NE KADAR TAVUK BUTU VARSA AĞZINA TIKIP DAVUL GİBİ ŞİŞİRTİP HERHANGİ BİR ORKESTRA DA DAVUL YAPTIRICAM SENI DUYDUN MU BENI.

\\\\\\\\\\\\\\\\

Jisung az sakin aşkım😳

Jeongin'in Minho'ya bakıs:

Silly Boy / Minsung Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin