Yerden kalktım ve göz yaşlarımı sildim. Sildikçe daha çok akıyordu ama artık umurumda değildi, bir an önce eve gidip kendimi odama kapatmak istiyordum. Saatlerce aylarca evden çıkmak istemiyordum. Merakla bir şey dememi bekliyorlardı. Laf etmedim ve hızlıca arabaya yürüdüm ve arka koltuğa Minho'nun oturduğu yere doğru yattım. 1 saat kadar yol olduğu için gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.
"Bu kadar kötü ne olmuş olabilir?"
"Eve gidince öğreniriz."
¤¤¤¤¤
Gözlerimi açtığımda içeriye vuran güneş ışığı tekrardan kapatmama sebep olmuştu. Telefonumu alıp saatte baktım [13:07] yaklaşık 15 saat uyumuşum. İçimde aynı burukluk vardı dünden beri hâla geçmemişti. Sanırım uyumak işe yaramıyordu. Ayağa kalktım ve salona gittim. Salondalardı meraklı gözlerle olanları anlatmamı bekliyorlardı.
"Jisung otursana."
Chan hyung sorguya çağıran polis gibiydi. Karşılarına oturdum. Bu konu hakkında konusmak istemedigomden kisa konusacaktim.
"Beni kullandığını söyledim bağırındım biraz o da aşkımın saçma olduğunu söyledi çekti gitti."
İfadeleri hizla değişmişti biri iyi bok yedin der gibi biri şerefsize bak der gibi biride her ikisinin birleşimi bakıyordu.
"Ilk önce çocuğu dinlemeliydin, umarım haklısındır çünkü değilsen bunun geri dönüşü olmaz."
Chan hyung yine mantığını konuşturmuştu.
"Chan haklı Jisung, cok ayıp etmişsin. Bu kadar dolmuştun madem düzgünce yargısız infaza girişmeseydin keşke."
Changbin hyung beni şaşırtıyordu, Minho'yla ilk konuşmasında hemen notunu vermişti adama.
"Saçmalamayan ya Jisung Hyung yargısız infaz yapsaydı, minho orada kalır açıklamaya çalışırdı derdini, ne demiş baksanıza aşık olman saçma. Anlayın ya bu adam bas baya kullandı."
"Jeongin kes sesini."
Chan hyung jeonginin laflarına ileriye gittiği için susturmak zorunda kalmıştı, aslında söyledikleri doğruydu, yalan söylemiyordu beni kullandı dedigi gibi öyle bir şey olmasaydı kalır gönlümü alırdı ama o hakaretten büyük laf edip çekip gitti.
"Tamam durun, jeongin haklı sonucunu kabullenelim çünkü ben kabullendim, Minho'nun adını bile anmayalim."
Jisung gercekten kabullendin mi? Tabii ki hayir.
"Sen nasıl istersen, ama kabullendiğine inanmadım."
"Ne yalan söyleyim bende inanmadım hyung."
"Biz inanmazsak o nasıl inanacak azıcık yardımcı olun."
"Haklısın Changbin."
"Hadi dışarı çıkalım ya sıkıldık evde, jisung da kış uykusundan uyandı hem."
"Jisung ister misin? Kafan dağılır hem."
Chan hyung haklıydı, kafam biraz da olsa dağılırdı.
"Olur çıkalım."
Barlar sokağına gitmeye karar vermiştik. Oraya her gidişimde illa ki kafam dağılıyordu. Genelevlerin, gay barlarının bulunduğu bu sokağın beni eğlendirmesi garip gelebilir. Başımıza bir şey gelmediği sürece eğlenilebilir bir yer bence. Chan ve Changbin hyung'un favori mekanına gelmiştik. En azından güvenli bir yer diye düşündüm. Güvenli olmasaydı buraya gelmezlerdi herhalde. Chan hyung garson arkadaşı jongseong'a sipariş alması için seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silly Boy / Minsung Texting
Kısa Hikaye"Seni tanıyınca kendimi de tanıdım Jisung." "Ama-" "Aması yok emin ol seni kendimden çok seviyorum bide kedilerimden çok."