Minho Changbin'in dediklerini kavramaya ve anlamaya çalışıyordu, bir anda bana döndü ve neler oluyor bakışı attı. Chan hyung aha sıçtık bakışı atarak bana bakıyordu bir anda Jeongin konuşmaya yeltenince ağzını eliyle kapattı."Hadi Changbin hazırlanmaya gidelim."
"Ne hazırlanması ben hazırım zaten."
"Ben hazırlanacağım bana yardım edin yürü."
Mutfaktan çıktıklarında rahatladım ve Minho'ya küçük bir açıklama yaptım.
"Changbin hyung bayılır boş konuşmaya çok üstüne düşmeye kafa yormaya gerek yok."
"Peki."
Changbin Hyung'u ateşe atmıştım ve çok kötü hissediyordum ama hepimizin götünü kurtarmaķ için gerekliydi. Minho'nun kafasında hâla soru işaretleri olduğuna emindim ama şimdilik sorun çıkmasın yeter.
Hyunglar hazırlandıktan sonra hepimiz arabaya atladık ve Haeundae(busan beach yazınca ilk çıkan sey zaa;))sahiline yol aldık. Yol boyunca bizimkiler boş yapıyordu Minho da gülüyordu, sanırım onları sevmişti. Bu beni çok mutlu ediyordu kardeşlerimle anlaşacak olması güzel ama çokta önemli değil sanırım sonuçta arkadaş olarak anlaşmaları bana bir faydası olmaz."Vayy burası her zaman mükemmel olmak zorunda mı?"
"Abart, sanki Hawai'de beach'te tavırlara bak."
"Ya Changbin hyung ne bozuyorsun."
Jeongin ve Changbin didişmeye başlayınca dünya güzelleşiyordu, sabaha kadar kavga etsinler gözümü kırpmadan izlerim. Ben ikisini izlerken Minho'da uzaklara dalmış denizin ötesine bakıyordu. Dalgalara çok yakındık ayakkabılarımı çıkarıp suya sokmuştum ve parmaklarımla kuma yazılar çiziyordum, bir anda yüzüme gelen suya şaşırdım. Changbin Hyung'un ağzına sıçmak için ağzımı açtığımda suyu atanın Minho olduğunu Farkettim Duraksadım ve gülümsedim o da ayakkabılarını çıkarıp suya girmişti avucuma su aldım ve ona doğru fırlattım gülümsedi ve bizi küçük bir su savaşının için çekti ama Chan hyunglar gelip daha büyük bir savaşa çevirdi. Minho kahkahalar atarak gülüyordu onu ilk defa böyle ılımlı ve neşeli görüyordum sanırım mutlu olması beni de mutlu ediyor ama bir yandan da bana zarar veriyor. Jeongin bunların farkında olduğu için Minho'ya hala ılımlı yaklaşmıyordu suyun içinde durmuş bizden bağımsız fotoğraf çekiyordu. Diğerleri savaşa devam ederken yanına doğru ilerledim beni farkedince duraksadı ve suratını astı.
"Sorun ne Jeongin neden böylesin?"
"Sence?, bide eğleniyorsunuz bu adamla."
"Öyle deme Jeongin, Minho kötü biri değil."
"Ya öyle mi seni üzen biri bana göre kötü."
"Aşkıma karşılık vermemesi onu kötü biri yapmaz. Onun suçu değil ki."
"Neyse ne ılımlı olmamı bekleme olmayacağım."
"Peki sen ne istersen o."
Gülümsedim ve Jeongin'e sarıldım o da karşılık verdi ve işine geri döndü.
"Jeongin hadi içecek almaya gidelim."
Chan hyung Minho'yla beni yalnız bırakmak için haince planlar yapmıştı belli. Yavaş yavaş sudan çıktılar ve gözden kayboldular.
"Bizde yürüyelim mi biraz?"
Teklifini kabul ettim, kenardan ayakkabımı elime aldım. Yavaş yavaş gün batiminin altında yürüyorduk bir sure sessiz kalmıştık. Yeri izliyordu ben ise güneşi izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silly Boy / Minsung Texting
Short Story"Seni tanıyınca kendimi de tanıdım Jisung." "Ama-" "Aması yok emin ol seni kendimden çok seviyorum bide kedilerimden çok."