Sütlü Kahve

18 4 17
                                    


Selamm yine benn. Şimiden iyi okumalar dilerim.

Şarkı- Teoman/İki yabancı

...

"Rüya," dediler.

Sorun şuydu ki bu kişi beni nerden tanıyordu. Kimdi bu?

Siyah saçı vardı. Boğazlı bir kazak giymişti. Üstünde ise ceketi vardı. Ela gözleri vardı. Boyu ise en az. Eralp Atalay kadar uzundu.

"Siz benim ismimi nerden biliyorsunuz?" diye sordum. Yağız, Eralp Atalay'a baktı. Ne yapacağını bilemez gibi bir hali vardı.

"Ben,"
"Sen?"

"Şeyden tanıyorum işte, okuldan. Benim kuzenim orda okuyor. Sizden bahseder." dedi. Pek inanmadım. Ne oluyor bu aralar? Hiç anlamış değilim.

"İsmi şey hatta Sümeyye Kalkan." Sanki hatırlatacakmışım gibi söyledi. Ben genelde hepsinin ismini unuturdum. Görünce hatırlardım bazılarının adını.

"Ben hatırlamıyorum, o kadar öğrenci arasından nasıl hatırlayabilirim? Peki görür görmez nerden anladınız Rüya olduğumu?" diye sordum bu sefer. Eralp Atalay bizi izliyordu.

"Şimdi şöyle ki, ben sizi gördüm dedim ki bunu nerden hatırlıyorum sonra Atalay R- dedi bende R ile başlayan siz geldiniz aklıma Rüya diyi verdim. Ondan Öğretmen Hanım." Ardından bir kıkırdama geldi. Eralp Atalay daha demin kıkırdamıştı. En azından şuan bi mutluluk vardı. Ve ben sebesizce buna sevdindim ama bir dakika... Bu çocuk bana Öğretmen Hanım mı dedi? En nefret ettiğim şey.

"Bana Öğretmen Hanım demeyin lütfen. Sevmiyorum şu lafı." diyip yüzümü buruşturdum. Ardından duraksadı. Ve o an Eralp ile Yağız bakıştı.

"Siz ne için gelmiştiniz?" diye sordu Eralp Atalay.

"Ben Buket'i merak ettim. Zira aklımdan çıkmıyor." dedim. Ardından direk yüzü düştü.

"Odasında, yukarıda. Çizgi film izliyor. Kafasını dağıtmaya çalışıyorum." Ardından bir ses geldi.

"Öğretmenim, siz misiniz?" diye bir soru geldi arkamdan. Bu Buket'ti. Eralp Atalay yaslandığı duvardan sırtını çekip yanıma gelip Buket'e baktı. Yağız ise oturduğu yerden kafasını uzattı.

"Abicim."

"Evet Buket benim. Rüya öğretmenin." dedim. Gözleri çok yorgundu. Çok yorgun bakıyordu bana. Kıpkırmızıydı. Saçları çok dağınıktı. Hepsi birbirine karışmıştı.

Ardından Buket yukarı doğru çıkıyordu.

"Neden gidiyorsun?" diye sordum hızlıca.

"Çok çirkinim şuan. Güzelleşip geleceğim. Annem öğretmenimin yanına böyle çıksaydım bana kızardı." dedi içim burkuldu. Ardından bana doğru döndü.

"Saçımı tararken acıtırdı bende izin vermeyip kaçınca 'Öğretmenlerinin karşına bu saçla mı çıkacaksın? İyi peki sen bilirsin.' böyle derdi." dedi taklit ederek. Gözlerim doldu. Ardından Eralp Atalay'a baktım. Gözünden bir damla yaş süzülmüş hızlıca onu silmişti.

"Gel beraber güzelleşelim. Ben tarayayım saçlarını. Olmaz mı?" diye sordum.

"Hem o ne demek çirkinim falan. Hiç aynaya bakmadın mı sen? Bence bak çünkü çok ama çok güzel kızsın." Ardından merdivenden bir adım indi. Sonra ise;

SADECE RÜYADAN İBARET DEĞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin