KARANLIKLA GELEN ...

6. Bölüm

Şarkı önerisi;

Got7, Just Right
Vixx, Error- voodoo doll
Demi Lovato, Cool For The Summer

Multimedia da Damla var. İyi okumalar *-*

----

   Notu okumamızın üstünden tam olarak 3 gün geçti ve bu süre zarfında Mert'te salondaki kanepede yattı. Notun sonunda kendinize iyi bakın yazıyordu ve bizim her ihtimale karşı beraber hareket etmemiz gerekliydi.
 
  Tavanı izlemeyi bırakıp, gerinerek kendime gelmeye çalıştım. 3 gündür okul yolunu unutup eve tıkılmıştım ve artık okula gitmem gerekiyordu. Hızlıca banyoya ulaşıp yüzümü yıkadım ve elimi pijamama sildim. Bunu hangimiz yapmıyoruz ki? Valla kıçımda don varken elimi kaldırıp havluya silmeye üşenirim ben.

Hızlıca odaya ilerleyip dünden hazırladığım kıyafetlerimi giyinip ses çıkarmadan dışarı çıktım. Merdivenleri hiç de sessiz olmayan bir şekilde inerek çıkışa ulaştım. Yolda yürürken açlıktan ağzımın koktuğu gerçeğini aklıma kazıyarak yol üstündeki bakkaldan naneli şeker alıp ağzıma attım. Durağa yaklaşırken aklım 3 gündür Umay'sız uyandığım gerçeğini, beynime getirdi. Ya da beynim aklıma getirdi. Her neyse şuan sağlıklı düşünemiyorum...

Onu düşünemeden bir saniye geçiremiyordum ve bugün 25 Eylül'dü. Nedense içimde kötü bir his vardı. Biraz korkarak biraz da istemeyerek gelen otobüse bindim. Kartımı basıp ilerleyemeden, öndeki cama yapışarak okula vardım. İnerken bir eksiklik hissettim. Evet evet bir şey eksik. Aah!! Damla yok...

Ama zaten 3 gündür gitmeyeceğimden  haberi vardı ve bugün geleceğimi söylememiştim.

Daha erken olduğu için boş koridoru aşıp, boş sınıfıma ulaştım. Öğretmen masası tarafındaki en gıcık yer olan iki cam arasındaki sıramıza ilerledim ve gözlerimi kapattım. Zilin çalmasına tahminen 20 dakika vardı ve ben bu zaman içersinde yaşadıklarımı düşünebilirdim.

----

Yanımdaki hareketlenmeyle düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı ona çevirdim. Damla olayı biliyordu ve O da bugün bizde olacaktı.

"Selam"

"Selam"

"Bir gelişme var mı?"

"Maalesef"

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

"İyi"

 "Artık kısa cevaplar vermesen?!"

"Peki" son kelimem onu daha da sinirlendirmiş olacak ki sinirle iç çekip önüne döndü ve küfür olduğunu tahmin ettiğim şeyler mırıldandı.

Yaklaşık 5 dakika kadar sonra içeriye Edebiyat, Dil Anlatım hocamız ve aynı zamanda biricik sınıf öğretmenimiz girdi.

Tek saat dersimiz vardı ve bilirsiniz, kitap okuyacaktık. Çantamın ön gözünden devamını merakla beklediğim, Ahmet Küçükkerinç'in Kan Sıcağı kitabımı aldım. Cinayet romanları favorimdi ve ilgimi çekiyorlardı. Doğrularak kaldığım yerden okumaya başladım.

-----

Gözlerim ağırlaşmaya başlayınca kafamı kitaptan kaldırıp etrafıma baktım. Sanırım zil çalmıştı. Sınıfda 2-3 erkek dışında kimse yoktu. Derin bir nefes alıp gerinerek ayaklandım. Bileğimdeki saate gözüm çarpınca bahçeye çıkamadan zil çalacağından oturarak zilin çalmasını bekledim. Ne de olsa bugün Dosyalama, Biyoloji, Matematik ve haz etmediğim Klavye derslerim vardı.