Merhaba ^^
2. bölümle karşınızdayım, umarım beğenirsiniz. Virgüllerde duraksarsanız biraz daha iyi anlarsınız . Bu arada Defne saat 3'te kalkıyor. İyi okumalar *-*
Kitap kapağı için sura2002'ye teşekkürler ^^
Mutimedia'da Defne var bu arada :D
...Siyah ojeleri ellerini daha güzel gösteriyordu. Duyduğum tanıdık sesle kafamı ondan tarafa çevirdim.
"Elimi kesmeyi bırakıp benimle ilgilenir misin Defne?" Kurduğu cümleye karşın ona 'iyi misin' bakışımı attım. O bana baktı. Ben tekrar ona baktım ve yaptığımız şeyin çok saçma olduğunu idrak edince :
"Uyku sersemliği." dedim ve sırıttım.
Göz devirdi ve yatağıma zıpladı. Yaşadığım sarsıntıyla deprem olduğunu sandım ve kendime gelerek:
"Umay nerede?"
"Az önce bana kapıyı açtı ve işi olduğunu söyleyip çıktı. Arkasından söylendim ama beni duymadı, ya da duymamazlıktan geldi." dedi. Somurtarak cevap vermişti. Umay'la bugün konuşmayı düşünüyordum ama onun işi vardı sanırım.
Damla'da benim eski mahalleden arkadaşımdı ve çok iyi anlaşıyorduk. Yakındık yani. Oda bizim yanımıza 1-2 aya kalmaz taşınacaktı. Ailesinden izin almıştı kerata.
"Eee otobüsten indikten sonra yokluğumu hissettin mi? Ya da macera falan yaşadın mı?" Sesini duymamla ona odaklandım ve sırıtarak :
"Yoo hiç hissetmedim. Hatta senle ayrıldıktan sonra bir çocukla omuzlaştık."
"O ne demek öyle be!" Anlamamışa benziyordu. Sonuçta benim ürettiğim bir kelimeydi. Açıklama gereği duydum.
"O bana omuz attı, ben de ona, o bana attı diye attım."
"Omuzlaşmak... İlginç. Senin yüzünden RTÜK, Tdk'nın internet sitesini kapatacak." dediğinde güldüm. Gözlerimi devirmeye çalışmak istiyordum. Ama yapamıyordum. Damla zamanında benimle çok dalga geçmişti bu konuda.
"Ee yarın okul açılıyor nasıl hissediyorsun?"
"Ben mi? Aslında bakarsan açılacağı için biraz mutluyum desem yeridir. Fizik dersini bile özledim. Eee sen de bana bunu sormak için gelmedin herhalde."
"Hayır ya benim de bunu sormak için geldiğim pek söylenemez. İşin yoksa bugün de dışarı çıkalım diyecektim." Her ne kadar çıkalım demek istesemde bugün üşengecliğim üstümdeydi.
"Bugün First Love izleyeceğim. Gel beraber kardeş kardeş izleyelim. Senin önerindi hem. Güzel bir filmse 2. kez izleyebilirsin. Yoksa güzel bir film değil mi? İnanmıyorum. Kankana beğenmediğin bir filmin adını söylüyorsun bir de. Hiç yakıştıramadım. Çok ayıp (!)"
Nefessiz kurduğum uzun cümlenin ardından bana anlamsızca baktı. Tamam saçma bir konuşma olmuştu. Ama ben buydum işte; her şeyi espiriye vuran, umursamaz, yaşadığı üzüntüleri, kırgınlaklarını içine atandım.
Damla konuşmak için ağzını araladı ve susması için işaret parmağımı ağzına götürdüm. Çalışma masamın üzerindeki laptopumu aldığım gibi yatağıma zıpladım. Yeppuda'dan filmi açtım ve yüklenmesini bekledim. Arada bir Damla'ya bakıyordum, 32 diş sırıtarak filmin dolmasını bekliyordu. Tipine bakınca gülme isteği oluşuyordu içimde ama bu isteğimi dudaklarımı birbirine bastırarak yok etmeye çalıştım. Film dolmuştu. Daha başlamadan durdurdum ve Damla kafama vurdu.
"Ne durduruyon kızım?"
"Cips mips falan getireceğim. İstemiyorsan sorun yok tabii." Kalktığım yatağıma yine kurulacaktım ki kolumdan tuttu ve o can alıcı ses tonuyla yanıt verdi:
"Çabuk bana cips getir!" Korkmadım desem yalan olurdu yani. O nasıl bir sesti? Mutfağa doğru hareketlendim. Yatağımın yanından ona baktım:
"Hani belki bir şey lazım olur yardıma gelirsin."
"Kızım zaten yapacağın 2 paket cipsi tabağa boşaltmak." Sinirli bakışlarımı ona yolladım ve odadan çıktım. Düz koridorda yürüyüp sola dondüm. Mutfak küçüktü ama 2 kişi için idealdi bence. Sondaki dolabı açtım ve boyum yetmediği için yukarya doğru uzandım. Cips paketini işaret parmağımla kavrayıp elime aldım ve odamın yolunu tuttum. Odaya girince gördüğüm manzara beni benden aldı. Damla resmen günlüğümü almış okuyordu. Elinden kaptığım gibi kafasına yapıştırdım. Eli kafasındayken yaşadığı şoku atlatamamış olmalıydı.
"Noluyor lan! " diye bir nida süzüldü ağzından. Arkasını döndü ve beni görünce şaşırdı. Anlaşılan işimi bu kadar çabuk bitirebileceğimi tahmin edememişti. Sinirli bakışlarımı ona yolladıktan sonra günlüğümü rafıma koyup yatağa tekrar bir zıplama gerçekleştirdim. Filmi başlattım ve izlemeye başladık. Gerçekten çok güzel bir filmdi. Kıza acıyordum doğrusu. Sevdiği çocuk için şekilden şekle giriyor. Halbuki çocuk da onu seviyor haberi yok.
"O da seni seviyor kız. Kıyamam annem. O seni çirkinken de seviyordu. Al işte sonradan gel, kız güzelleşince kızla yakınlaşmaya çalış. Armut piş ağzıma düş. Oldu canım hıhı. Bir ke.. "
"Ya kızım susta filmi izleyelim." Duyduğum ses beni şaşırtmıştı. İçimden düşündüğümü sanıyordum fakat sesli düşünüyormuşum.
"Pardon ya iç sesimin ihanetine uğradım." Göz devirerek filmi izlemeye devam etti.
-------
Filmin sonuna gelmiştik. Gerçekten de çok güzel bir filmdi. Arada ağladığım sahneler de olmuştu. Bu sahnelerde Damla'ya bakıyordum. O da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. O değilde, bu kız ağlayınca gerçekten çirkin oluyor. Kendimden bahsetmiyorum bile.
Film boyunca tam 3 büyük boy cips de yemiştik o ayrı mesele. Yerken güzeldi de yarın alnımızdaki 3. gözü kapatmak için neler yapacaktık tahmin edebiliyorum doğrusu.
Damla film bitince saatin geç olduğunu söyleyip evden ayrıldı. Onu uğurladktan sonra kapının yanındaki anahtarlığa gözüm takıldı. Umay anahtarını almamıştı. En iyisi onu beklemekti. Yoksa dışarda kalırdı. Uyursam, uykumdan beni bir kapı zili kolay kolay uyandıramaz. Bunu bildiğim için salona geçip televizyonu açtım ve izlemeye başladım. Yaklaşık 4 saat sonra saatin bayağı bir geç olduğunun farkına vardım. Yani geç değildi ama Umay bu kadar geç gelmezdi eve. Akşam eğer dışarı çıkacaksak beraber çıkardık.
Kapının tokmağnın sesini duyunca ısıttığım koltuktan kalktım ve koridorun sonuna yaklaştım. Saat geç olmuştu, bu yüzden kapının deliğinden kimin geldiğine bakma gereği duydum. İyiki de bakmışım. Kapının ardındakine kapıyı açmakla açmamak arasında gidip geldim. Bir anda beklemediğim bir el hamlesiyle kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm kişi oydu. Görmeyi beklemediğim kişi. Daha doğrusu adını bile daha bilmediğim kişi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKLA GELEN ...
Gizem / GerilimGece yarısı sokakta yürürken yine çıkmıştı o adamlar karşısına. Kim bilir ne yapacaklardı bu sefer ona. Önce iki tane iri cüsseli adam koluna girerek çıkmaz sokağa sürüklediler. Sonra acı çığlıkları yankılandı çıkmaz sokağın duvarlarında. Karanlıkt...