BÖLÜM 27. "ÖLÜME ADIM ADIM!"

2.6K 144 8
                                    


Keyifli okumalar...

Sezen Aksu - Tükeneceğiz...

☆▪︎☆▪︎☆

Fırtına öncesi sessizlik gibi dalgalarını savururken minik ayaklarını vurabildiğince sert tekmeler attı. Ne kadar faydasını göreceğini bilmeden korkuyla atan minik kalbine inat daha da sert vurdu.

Gitme düşüncesi tüm bedenine üşüşürken artık kabullenmişti. Kimsenin onu kurtarmayacağını anlamış gibi yenilgiyi kabullenmişti. Minik yaşlar gözlerini yanaklarından tekrar yerini alırken küçük kalbi sanki buna dayanak olmak istemezmiş gibi daha da hızlı vurdu göğüsüne.

Ağlamaktan harap olmuş göz yaşları kurumak üzereydi nerdeyse fakat yenileri ekleniyordu. "Kim var orda?" Duyduğu sesle gözleri irice açılırken bulunma umudu bir kere daha filizlenirken duyduğu ses ister yanlış ister doğru. Bir kez daha ayaklarını çarptı masaya boş sınıfta yankı yaparken sesi gelen kişinin duymasını umut etti.

"Rojda!?" Bakışları sesin sahibine dönerken şaşkınlıkla ona bakan öğretmenine dönmüştü. Liya duyduğu sesten dolayı geri dönmüştü boş bir okul da kimse olmazdı. Kendine mani olamamış ve girmişti sesin geldiği yere ve iyiki de gelmişti. Ordaydı dudaklarının arasına koyulmuş bir bez parçası sesinin çıkmasını engellemiş minik ayak ve elleri de bağlanmıştı.

Hızla koşmuştu. Canının acısını dahi umursamadan sertçe dizlerinin üzerine oturmuş ve Rojda'nın önce ağzını ardından da ellerini ve ayaklarını çözmeye başlamıştı. "Öğretmenim! Çok korkuyorum.." Minik sesi pürüzlü kulaklarına ulaşırken titreyen bedenine sıkıca doladı kollarını. "Sakın korkma! Sana kimsenin zarar vermesine izin vermem!" Rojda'da kolları çözülünce hızla Liya'ya sarılmıştı.

"Ne harika bir dram!" Duyduğu sesle kaşlarını çatarken ağır ağır alkış sesleri de kulaklarını dolduruyordu. "Uraz hocam?" Sesindeki merak ve garip bir şekilde bakması... Aklına bir bir düşen düşüncelerle kaşları havalandı. "Hah! Çözdün mü? Zeki kızım benim.." Sesindeki hayran tınısına engel olamamıştı.

Rojda'yı saklamak ister gibi biraz daha arkasına itti. "Sen... Utanmadan bir de öğretmenlik yapmaya devam mı! Ediyorsun?" Dedi sesine mani olamadan! "Kalbimi kırıyorsun ama Liya'cım..." Hüzünlü bir tını eklemişti sesine. "Sende bana katılmalısın... Emin ol ki çok eğlenceli kolay kolay da kaçamazlar.." Sesindeki korkutuculuk adamın dudaklarının arasında hafif bir kıvrılmasına ev sahipliği yapmıştı.

"Sen psikopatın ta kendisisin!" Sesini yükselterek adeta sinirini ortaya koymuştu. "Çı çı çı.. Hadi ama Liya! İnat etme katıl bana! Sana gerçek bir erkek lazım!" Pis bir sırıtış gönderirken bakışları ile vücudunu süzmüştü. "İğrenç bir insansın! Sakın aklından dahi geçmesin! Uzak dur." Korksa da korkusunu belli etmemek için dik durdu.

Rojda minik bedeni ile iyice Liya'ya sinmişti. "Kalbimi kırıyorsun ama... Tekerlekli sandalyeye mahkum bir adama muhtaç olma! O sana hiç birşey veremez seni mutlu edemez..." Dudağının bir kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. Adımları ağır ağır Liya ve Rojda'ya doğru ilerlerken. "Sana bir şans veriyorum tepme istersen!?" Dibine kadar gelmişti nerdeyse gidecek bir yeri kalmamış gibi dudaklarını bir birine bastırırken yutkundu.

"İstemiyorum sen canisin." Uraz hızla Liya'nın kolunda tutarak kendine yaklaştırdı. Derin bir soluk alarak gözlerini kapattı. "Hımm.." Yavaşça yüzünü yaklaştırdı. "Kokun tapılası..." Liya dişlerini sıkarak kolunu Uraz'dan kurtarmaya çalıştı. Fakat bir işe yaramayacak gibiydi.

Arkasında onu sıkı sıkıya tutan Rojda'nın titreyen bedenini hissetmek onu çaresiz kılıyordu. "Çocuğu bırak!" Belki o zaman bir gücü olur ve bu adamla baş edebilirdi. "Hayır, hayır. Olmaz yüklü miktar aldım. Kesinlikle olmaz!" Gözleri Rojda'nın üzerine kaydırıp tekrar Liya'ya çevirdi.

KIZIL ŞEYTAN (BERDEL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin