🗝️6. Bölüm ~Yatak~

58 8 5
                                    

                                       ***

"Lan içsene şurubu, nerelere daldın yine?"
Kıstığım gözlerimi açmama neden oldu.
Aklım geçmişimde takılıp kalırken tekrardan günümüze dönmem biraz zor olmuştu. Eğdiğim başımı hafifçe yukarı kaldırdım. Elindeki plastik kaşığa şurubu dökmüş, içmemi bekliyordu. Ah, ne yapacaktım? Hayır, asla o şurubu içemezdim. Tamamen zararsız olduğunu bilsem bile korkularım yakamı bırakmazdı. Çocukluğuma ihanet edemezdim...

"İçmeyeceğim.." sesim titremişti.

Kaşlarını çattı. Boştaki eliyle çenemi kaldırıp yüzüme eğildi. Lanet olsun, zaten ateşler içindeydim, şu an ne gerek vardı bu lüzumsuz yakınlığa? "Görürüz," fısıldadı. Pardon da neyi görecek mişim acaba? Sinirlenmiştim.

"Neyi görecek mişim bay Ukala?"

Tuttuğu çenemi bırakıp baş ve işaret parmağıyla yanaklarımı sıktı.
"N-n'apıyorsun!"zorla da olsa sesimi duymuştu. Tanrı aşkına, ne yapıyordu
bu ukala? O an ihtiyarsız açılan dudaklarımın içinden kaşığı geçirdi. Şaka mıydı bu? Resmen zorla şurubu içirmişti. Gözlerimi sıkıca kapatıp yutkunmak zorunda kaldım.

"Gördün mü Elma yanak," ne elmaymış arkadaş ya. Vallahi bıktım..
Dur bir dakika, az önce travmam olan o şeyi mi içmiştim ben? Hem de zorla içirirmişti, bu iki oldu. Tadı ekşiydi fakat yine de portakal tadı veriyordu. İğrenç hissetmiştim...

Öksürdüm. "K-kes be! Ne hakla zorla bir şey içirebilirsin!." Şurup boğazımı yakmıştı.

Bakmaktan çekindiğim yeşil gözlerini üzerime dikti. Uzun boyu yüzünden bana bakarken başını fazlasıyla eğiyordu. Dağınık sarı saçları eğilirken alnından göz kapaklarına kadar sarkıyordu. Hayır, uzun olan oydu, zira ben kısa değildim. Ben 168'dim ve kısa olduğumu düşünmüyordum. Ah, ne saçmalıyordum? Boyu, gözü ya da her hangi bir yeri dikkatimi çekmiyordu. Evet, yakışıklı olabilirdi fakat görünüş her şey değildi, hele benim için bir hiçten ibaretti. Kendini tapılacak bir varlık olarak mı görüyordu bu ukala? Çok beklerdi, diğer kızları bilmem ama konu bensem kendisini dövmekten başka bir şey yapmazdım.. Zaten işin sonu da öyle bitecek gibi görünüyordu.

"Kocan olma hakkıyla Elma yanak." Fazlasıyla yaklaşmıştı. Neredeyse burnu burnuma değecekti. Gerildim. Kaşlarım son raddesine kadar çatılıyordu. "Hani sahte evlilikti bu?"
Sustu. "Hani Ayça'nın teorileri tamamen saçmaydı?" Gözlerini kaçırdı.
"Hani 'aynı hatayı' ikinci kez yapmayacaktın?"
Âni sorularım yüzünden bir kaç santim geriye gitmişti. 'Aynı hatayı' kelimesine yaptığım vurgudan sonra ise kaşları çatılmıştı.

Sonra açıklamak ister gibi boğazını temizledi.
"Sana seni sevdiğimi mi söyledim?" Tek kaşını kaldırdı.

"Ne söyledin peki?"

"Kocan olduğumu." Yine o yaramaz gülüşünü gözler önüne sermişti.

Ellerimi göğsümde bağladım. "Birincisi, daha kocam değilsin. İkincisi, koca rolünü oynadığın için her istediğini yaptıramazsın." Ciddileştim. Sırtım ağrımıştı, uyandığım andan beri yatakta oturuyordum. Dışarıdan garip ayak sesleri geliyordu fakat umursamadım. Neden tanımadığım bir adamın evinde, hatta 'odasındaydım' ki? Hafifçe yerimde kıpırdadım.

Kaşlarını kaldırdı. "Birincisi, kocan olmama son 24 saat kaldı." Dilini damağına vurarak saat sesi çıkardı. "Tik-tok, tik-tok."

Tatlı KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin