MUSALLAT

Bölüm 3

Birden zil çaldı. Oturma odasında oturan Ilgaz, Melis ve Yağmur'un üçü de birden irkildiler. Ilgaz 'Ben bakarım.' dedi. Ve hızlı adımlarla kapıya doğru ilerledi. Ilgaz'ın arkasından korkak adımlarla ilerleyen Yağmur korkmuşa benziyordu. Ilgaz kapının deliğinden baktı gelen pizzacıydı. Ilgaz bağırarak 'Pizzacı gelmiş.' dedi. Bunu duyan Melis :

-Nihayet açlıktan ölücem! Çabuk kapıyı açta pizzayı yiyelim.

Pizzacının geldiğini öğrenen Yağmur'un yüzünden biraz olsun korku dolu bakışlar gitmişti. Ilgaz kapıyı açtı. Pizzayı getiren kişinin yüzü görünmüyordu. Pizzacı öylece bekliyor, Ilgaz'a pizzayı uzatıp 'Buyurun efendim borcunuz 12.95 TL' demiyordu. Ilgaz pizzayı getiren çocuğun yüzünü görmek için şapkasını kaldırdı. Pizzayı getiren Emir'di. Emir birden bire :

-Sürprizzzz! Sürprizim hoşunuza gitti mi? Ilgaz seni çok merak ettim ve seni çok özledim bende içeri gelebilir miyim?

Ilgaz birden gözlerini devirdi. Zaten çok fazla kişi onu merak ediyordu. O iyiydi işte iyi. Herkesin onu merak etmesi önemsemesi ne kadar da boğucu bir şey olduğunu düşündü. Aslında Emir'in içeri gelmesini isterdi. Hem içeri davet etseydi o zaman Ilgaz'a belki açılabilirdi. Ilgaz'ı sevdiğini söyleyebilirdi ama umutsuzca ağzından şu kelimeler fırladı :

-Maalesef bu gün sana hayır demek zorundayım. Kızlarla eski günlerdeki gibi kızlar gecesi yapıcaz. Pizza için teşekkürler. Ben iyiyim beni merak etmene gerek yok. Ben de seni okulumu ve arkadaşlarımı çok özledim yarın evinde parti varmış eğer davetliysem yarın seni ziyarete gelebilirim 1 haftaya kadar okuldayım merak etme seninle sonra baş başa konuşuruz olur mu?

Yüzündeki gülümsemenin düşmüş olduğunu hisseden Emir tekrar güldü. Biraz kırılmıştı ama olsun ne de olsa yarın Ilgaz'la baş başa konuşabilirdi hatta onun için sürpriz bile hazırlayabilirdi. Bu harika olurdu! Birden Emir :

-Peki o zaman size iyi eğlenceler. Elbette partime davetlisin. Başka zaman seninle konuşmam gerek. Ahhh! Neredeyse unutuyordum. Benim acil bir işim çıktı sonra görüşürüz Ilgaz ve kızlar!

-Görüşürüz!

Ilgaz tam kapıyı kapatıyordu ki Emir kapıyı açtı ve Ilgaz'ı yanağından öptü. Ilgaz buna karşılık sadece güldü ve yanağını tuttu. Ve sonrada Emir :

-Bak işte acelemden seni öpmeyi unutuyordum!

-Ama unutmadın!

-Evet unutmadım. Neyse hoşça kal Ilgaz.

-Hoşça kal Emir.

Kapıyı kapatan Ilgaz sadece gülümsüyordu. Sadece gülümsüyordu ve mutfağa girdi. Melis ve Yağmur pizzayı önüne almış yemeye başlamıştı bile Ilgaz :

-Hey! Beni beklemeniz gerekirdi!

-Beklicektik ama senin Emir'le meşgul olduğunu gördük ve rahatsız etmek istemedik. Çok hoştunuz. Belki sana gerçekten aşıktır! Çok heyecanlı bir düşünsene sen ve Emir çok uyumlu bir çift!

-Evet gerçekten çok uyumlu oluruz. dedi ve gülümseyerek Melis ve Yağmur'un yanına geçti. Sonunda karınları doymuştu. Melis ellerini ovuşturarak :

-Veee şimdi sıra neye geldi?

-Neye geldi?

-Ah yapmayın ama cin çağırıcaz ya onu diyorum.

-Hıı şu mesele tamam nerde çağırıcaz?

-Öncelikle Ilgaz senin odanda çağırıcaz. Ve Yağmur senin mum bulmanı istiyorum gerisi bende. Ilgaz sen odanı hazırla tamam mı?

-Tamam.

Yağmur mumları bulmuş tırsak tırsak Ilgaz'ın odasına doğru ilerliyordu. Ilgaz odasını hazırlamış Melis ve Yağmur'u bekliyordu. Yağmur içeri girdi onun arkasından da Melis. Melis heyecanlı bir şekilde :

-Kızlar şimdi şu tahtanın köşelerine oturun. Ben sizlere 'seansı başlatıyorum, lütfen seans boyunca ortama saygılı olalım' diyeceğim. Sonra "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek başlayacağım. Üç defa "Eûzü billâhi mineş şeytânir racîm" denir ve sonra yedi kez "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" diyeceğim. Sonra "Ey Ayşe Fatma (isim, soy isim) Hanım oğlu/kızı Nuri/Nuriye (isim, soy isim) seni aramıza davet ediyoruz" diyeceğiö ve niyetimi fincanın içine yavaşça üfleyeceğim. Sonra fincanı masanın ortasına ters kapalı şekilde koyacağım. Ve sizlere parmaklarınızı fincanın üstüne koymanızı söyleyeceğim. Tamam mı?

Korkan Ilgaz ve Yağmur isteksizce tamam dediler. Melis başlamıştı. Gerçekten de gelmişti. Melis cini geri göndermeye çalıştı ama cin gitmek istemiyordu. Ilgaz başını sağa doğru çevirdi ve oradan saçlı kıza benzeyen bir gölge geçtiğini gördü. Melis'e ne gördüğünü söyledi ve parmağını çekeceğini belirtti. Melis sakin bir şekilde :

-Biraz sabredin onu göndericem.

Melis cine :Bismillahirrahmanirrahim. İnsarifû ilâ mekâniküm bârakellahü minküm ve aleyküm yâ ervâhıl ulviyetti ves süfliyyeti insarifû ilâ mevâtıniküm ve cealnâ min beyni eydiyhim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsırûn, bârakellahü minküm ve aleyküm. Ey varlık (belliyse isim, soy isim), seni sevgiyle geri gönderiyoruz.

Cin gitmek istemiyordu ve Ouija tahtasına bir şeyler yazdı tahtada  şöyle yazıyordu : Yakında görüşeceğiz...

Yağmur korku dolu gözlerle :

-Ben size demiştim. Bize musallat olucak başımıza bela alıcaz diye! Hepsi senin suçun Melis saçma sapan şeylerle uğraşıp duruyorsun oda yetmezmiş gibi oyunlarına bizi de alet ediyorsun! Ya sen Ilgaz! Hani bir şey olmicaktı hani biraz eğlenecektik gördük eğlenmeyi!

Yağmur çok korkmuştu ve sürekli ağlıyordu. Melis ve Ilgaz ne diyeceklerini bilemiyorlardı.