Kapıya doğru ilerledim ve bana yukarıya kadar eşlik etti "Ben gider evlat. Siz kendi aranızda anlaşırsınız, bana ihtiyacın kalmadı."
"Teşekkür ederim, size borçluyum."
Adam gülümsedi "Bu yapılması gereken bir şey evlat, yardım etmek erdemliktir. Bunun için borçlu kalma."
Tekrardan başımla selam verdim "Tekrar sağolun."
Adam gidince kendimi hazır hissettim ve kapıyı tıklattım, hızlıca açılınca kadın beni süzdü ve "Hoş geldin. Minho sizsiniz değil mi?"
"Evet."
"Buyurun."
İçeri girdim ve kadına baktım "İlk bir konuşalım, anlaşırsak sizi evi gezdiririm."
Kafamı sallamakla yetindim.
"Siz geçin ben isterseniz bir şey getireyim."
"Su yeterli teşekkür ederim."
Kadın gittikten sonra onun arkasında bakakaldım. Hâlâ oraya odaklanmış bir şekilde duruyordum, dikkatimi bozan birinin oradan tekerlekli sandalyeden geçmiş olmasıydı. Bana baktı ve bende ona, ikimiz üç saniye bakıştıktan sonra gözünü çeken ilk o olmuştu. Bende ardında kafamı başka yere çevirdim.
Kadın hemen gelince "Buyurun." Dedi ve ben suyu bu sefer hızlıca içerek bitirdim.
"Bana her şeyi anlattı o amca, sadece seninle güven konusunda anlaşmalıyız."
Kafamı salladım "Bana güvenebilirsiniz, ben her işi yapabilirim, diğer işimden zaten boş bir şey için kovulduğumu o amca söylemiştir size. Ben işimi aksatmam."
"Ben o konuda sana güvenebilirim, ama başka bir şey içinde güvenmeliyim."
Kaşlarımı çattım.
Kadın dilini yaladı "Oğlum, tekerlekli sandalyede oturmuş ve hayattan bıkmış bir derecede. Tek sevdiği şey paten sürmekti, bize bile vakti ayırmıyordu. Ama her şey yokuş aşağıya düşüp bacağını hissetmemeye başladığı zaman başladı. O deli dolu oğlan gitmiş, şimdi ise her şeyden bıkmış, danstan, patenden ve bizden. Ayağını hissetmemeye başladığı zaman delirdi ve bizim yüzümüzdenmiş gibi sürekli bize kızıp duruyor. Doktor sadece hâlâ şaşkınlığı olduğunu ve kendisine yediremediğini söyleyip durdu." Durdu ve boğazını temizledi "O gün bana hastanedeyken bir şey demişti ve bu beni bayağı etkilemişti. Odasına gittiğim zaman ağlıyordu. Ben bunu görüyordum. Ona ağlamamasını iyi düşünmesini söylediğim zaman bana söylediği şey. 'Acı yaratmaktan veya acı çekmekten başka bir şey değilim. Tam mutluyum derken hayatım tekrar kararmış oluyor' demişti." Sesi cümleleri söylerken titremişti ve ben onunla konuşup ona teselli etmek istesemde doğru sözcükleri kendimde bulamıyordum.
Göz yaşını sildi "Neyse, konumuz şu ki; onun hayata geri döndürebilecek bir arkadaşı olması belki ona iyi gelebilir. Onu anlayan, onu dinleyebilen biri olması onu mutlu edebilir. Hem bundanda para verebilirim sana. Oğlumu mutlu etmek senin elinde. Sen konuşma, o konuşsun. Psikoloğu ve psikiyatrisi ol, seni severse seni dinlemek ister zaten. Bunu birkaç kez yaptım, ama kimseyi sevmedi. Hepsi sahte dedi, sen ona içten dönersen sana karşılık verir."
"Ben ona iyi davranacağım, bana güvenebilirsiniz."
"Güvenimi o iyi olunca anlayabilirim, şimdi güveniyorum demek güvenmiyorum demekten daha zor."
Kafamı salladım yine.
"O zaman şimdi başlayabilirsin."
"Tamam."
Ayağa kalktım ve odasını sordum.
"Hemen değil, ilk önce ev işlerini halletmen gerekiyor ve bir önemli bilgi, ben 4 gün burada olamayacağım bir iş seyahatinden dolayı, ev için kuralları kağıda yazdım orada okursun. Oğlumun bir değişikliğini görürsem sana yüklü bir miktarda para vereceğim." Dedi ve odasına doğru gitti.
İç çektim ve kadının çıkmasını bekledim. Bugün gidecekti büyük ihtimalle. Kadın bavuluyla birlikte geldiği zaman "Sana güvenmek istiyorum, yapabilirsin." Dedi ve oğlunun odasına giderek onu öptüğünü anladım.
~
💗😴 nasıl gidiyor canlar..??

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐢𝐭 𝐟𝐞𝐞𝐥𝐬 𝐥𝐢𝐤𝐞 𝐚 𝐠𝐨𝐨𝐝 𝐛𝐨𝐨𝐤/𝟐𝐦𝐢𝐧
Historia CortaMinho evsiz ve kimsesiz olduğu için bir adam onu bulur ve kendisinin yakın bulduğu kişiye verir, Minho o evde hizmetçi gibi bir şey olur, evin ihtiyaçları desen veya tekerlekli sandalyede oturan bir hasta seungmin'i koruması gibi. Seungmin paten kay...