Okulda arkadaşlarım ile sınıfta yan sınıfın dedikodusunu yaparken hocamız aniden elinde sınav kağıtları ile içeri girdi. Ardından siyah takım elbiseli, asil bir adam girdi. Ve sonra bizim müdürümüz.
"Hocam sınav mı var?" Diye soru yanımdaki İrem.
"Hayır çocuklar, ayağımıza sizleri daha iyi şartlarda yani özel kolejde okutabileceğimiz bir fırsat geldi. Zeki olan öğrencileri topluyoruz, daha iyi bir eğitim alıp gelecekleri garantiye gelecek," Diye açıkladı Müdür. "Saydığım isimler ayağa kalkıp tahtaya gelsin."
"Asena Erkin," dediklerinde başımdan aşağı kaynar su dökülmüş gibi oldum. Bunu biz istiyor muyuz diye sormadılar sanırım bizim için iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Ama ailemin buna izin vermeyeceğine eminim.
Adım okunduğu gibi arkadaşlarımın gözleri bana çevrildi. Ayağa kalkarken saçımı toplayıp müdürün yanına geçtim. Ardımdan iki isim daha okundu, "Selin toprak, Emir Aslan." ikiside yanıma gelince üçümüzde birbirimize sorgulayıcı bakışlar attık, hepimizin bakışı aynen 'ne oluyor?' Gibiydi.
Bizi alıp dışarı çıkarttılar, ardından tüm sınıflara girip sayılı öğrenciler aldılar. Hepimiz müdürün odasının kapısında bekliyorduk. Stresten terlerken Emir elini omzuma koyup "İyi misin?" Diye sordu. Kafamı sallayıp anlımdan akan terleri sildim. Sınıf hocamız, müdürün odasından çıkıp "Asena Erkin, buraya gel kızım," Demem ile herkes susup bize baktı. Hocayla beraber içeri girdik.
Müdür, laptopuna bakıp fareyi oynatıp duruyordu. İçeride kimse konuşuyordu. "Buldum!" Dedi müdür. Telefonuna birkaç şey tuşlayıp kulağına koydu.
"Asena Erkin'in velisi ile mi görüşüyorum? Ben okuduğu okulun müdürüyüm. Ah, hayır sorun yok sadece kızınızın zekası okulumuzun ortalama değerinin üstünde. Ve bir beyefendi iyilik yaparak ayağımıza kadar geldi. Bizde geri çevirmedik. Zeka seviyesi yüksek öğrencilerimizi toplayıp ucuz bir koleje vereceğiz. Güncel kolej parası elli binden başlarken, siz sadece ücret olarak on bin TL, aylık olarak ise sadece beş bin TL ödeyeceksiniz. Eğer izin verirseniz Asena ve diğer öğrenciler bir sınava girip kolejde yatılı okuyacak. Maalesef kolejimiz şehir dışında. " dediğinde o beyefendiye baktım ters ters. Gülümseyerek müdürü izliyordu. Gözlerimi devirip müdürü izlemeye devam ettim.
"Süper! Yarın izin için sadece gelip bir form imzalanız lazım. Ben teşekkür ederim, iyi günler." Diyip telefonu kapatıp bana baktı. "Sen ne düşünüyorsun Asenacım?" Dedi. Allah aşkına ne duşünebilirim? Gelmişsin ilk derse bile girmeden "Asena şehir dışına okumaya gönderiyoruz kızım seni!" Diyorsun. Ya sabır.
Yalandan gülümseyip odadan çıkıp sınıfıma gittim. Ders başlamıştı ama hoca yoktu. İçeri girmem ile herkes ne olduğunu sormaya başladı. "Şehir dışında bir kolej sahibi gelmiş, zeki öğrencileri topluyormuş." dedim sinirle.
"İyide Zeynep'i neden almadılar?" İrem'in demesi ile Zeynep ile gözlerimiz buluştu. Bu onun hayaliydi, yüzüme sanki hayalini çalmışım gibi baktığında kafamı İrem'e çevirip "Bilmiyorum," Dedim.
Petek Yiğit'in anlatımıyla..
Hocalarımızın her sınıftan üç beş öğrenci toplayıp bizi müdürün odasının önüne getirmişlerdi. Ve yaptıkları tek açıklama ise, "Çocuklar, hepinizin hayali bir kolejde okumak bunu hepimiz biliyoruz. Ve zeki öğrencilerimiz için ön fırsat var. " diyip benle birlikte birkaç kişinin adını okuyup almışlardı ve şimdi buradaydık. Çoğumuz ne olduğunu daha anlayamamış birbirleri ile tartışıp gülüyorlardı. Ben köşede onları izlerken biri, "Petek'in her şeye bir fikri vardır!" Diye bağırdı.
Herkes etrafıma toplandığında "Bu sefer yok maalesef. Ama tahminimce zeki öğrencileri toplayıp dedikleri gibi şehir dışında bir okula gönderecekler." herkes sevinç çığlıkları atmaya başlamıştı. Aslında oraya gitmeyi çok isterdim ama kendime göre bir arkadaş bulabilir miyim bilmiyorum. Farklı ortamlardan farklı ortamlara geçmek pek benlik değil.