Kafe'den çıktıktan sonra eve doğru yürümeye başladım. Bir süre yürüdükten sonra eve vardım. Anahtarı çıkarıp kapıyı açıp oturma odasına geçtim.Çok acıkmıştım. Kıyafetlerimi değiştikten sonra kendime akşam yemeği hazırlamaya başladım.
Yemeği hazırlarken yarın olucak iş görüşmesini düşünmeden edemiyordum. Hakan,Bey'in kızı Pelin, nasıl biriydi? Kişiliği nasıldı, arkadaşı var mıydı? En önemlisi ise bu işi yaparken asıl işime engel oluşturur muydu? Kafamda bu sorular dolaşırken yemeği hazırladım. Bugünkü yemekte pilav, çorba ve gelirken aldığım tatlı vardı. Tek yaşadığım için ev işlerini ben yapıyordum.
Yemeği yedikten sonra bulaşıkları makineye doldurdum. Bulaşıklar yıkanırken oturma odasına geçip sesli bir şekilde düşünmeye başladım.Bakıcılık işi bitene kadar bu kız başıma iş açar mıydı? O sırada bir ses duydum.
Gölge Zihin: O kız senin başına bir bela açarsa senin için sıkıntı olur biliyorsun.
Kağan: Böyle giderse sen benim başıma bela açıcaksın. Sen ne ara bedenimden ayrıldın !
Gölge Zihin: Çok sürmedi...
Kağan: Bak ! Böyle sürekli bedenimden ayrılma ! Biri farkederse bu bizim sonumuz olur.
Gölge Zihin: Haklısın. Hükümdar !!!
Kağan: Bunu kızdığım için söylemiyorum. Sen bu dünyadan değilsin. İnsana benzer bir gölgesin. Dediğim gibi biri seni bu halde fark ederse bu bizim sonumuz olur. O yüzden önemli birşey olmadığı ve ben söylemediğim sürece bedenimden ayrılma her an sana ihtiyacım olabilir.
Gölge Zihin: Haklısın. Karanlığın hükümdarı...
Son sözünü söyledikten sonra bedenime girdi. Gölge zihin haklıydı o kız başıma bela olursa kimliğim deşifre olabilirdi. Bunun olmasına asla izin veremezdim. Deşifre olursam peşimi asla bırakmayacaklarını iyi biliyordum. Eğer yakalanırsam düşmanım olan diğer hükümdara karşı zayıf olurdum.
Dünya üzerinde 2 hükümdar var biri benim yani karanlığın hükümdarı diğeri ise aydınlığın hükümdarı. Diğer hükümdarın kim olduğunu öğrenirsem onu dünya üzerinden silerim. Böylece tek hükümdar ben olurum ve dünyaya hükmederim. Fakat bu hükümdarlığın çok sürmeyeceğini biliyorum.
Çünkü bir hükümdar ölürse onun yerine bir başkası geçer çocuğu varsa yeni hükümdar o olur yoksa ise kardeşlerinden biri hükümdar olur. Eğer çocuğu ve kardeşi yok ise o soydan biri hükümdar olur. Fakat sadece hükümdar olması yetmiyor. Ayrıca kişinin bunu bilmesi ve gücünü kullanabilmesi gerekiyordu. Ben 10 yaşında daha çocukken hükümdar olmuştum. O günü daha dün gibi hatırlıyorum.
8 Yıl önce...
Hadi oğlum artık uyu saat geç oldu...
'kıkırdama' Hayır anne benim uykum yok.
Ama uyumassan büyüyemezsin hadi uyu artık.
Peki anne uyuyorum şimdi iyi geceler.
Saat: 04.30
'Kapı açılma sesi'
Ha ! Anne sen mi geldin ! 'cevap gelmez' cevap versene anne 'yataktan doğrulur ve ışığı açar'
Ha ! sende nesin böyle benden ne istiyorsun
Şşşş sessiz ol çocuk senden istediğim şey bedenine girmek bundan sonra hükümdar sensin !
Sen nesin böyle bırak beni ! Hükümdar olmak falan istemiyorum !
Budan kaçışın yok küçük çocuk !
'Ağlamaya başlar' Ben annemi istiyorum !
'O sırada gölge zihin bir anlık dalgınlıkla çocuğun bedenine hücum eder ve girmeyi başarır. Bu sırada ise çocuk bayılır.'
Sesleri duyan annesi oğlunun yanına gelir. Oğlunu yerde baygın gören annesi hemen oğlunu uyandırmaya çalışır.
Küçük çocuk uyandıktan sonra annesi ona olanları anlatmasını ister. Fakat annesinin ona inamıyacağını biliyordu. O yüzden sadece kabus gördüm anne demekle yetindi.
Günümüz...
O olayı asla unutamıyordum. Daha küçük bir çocuk iken hükümdar olmuştum. Belkide en genç hükümdar olan kişi bendim. Fakat bu pekde önemli değildi. Eninde sonunda illaki hükümdar olucaktım. Bundan kaçış yoktu 1000 yıllık lanetli olan soyun temsilcisi ve yeni hükümdarıydım.
Kendi dünyamda şuana kadar kaç kişiyi kılıçtan geçirdiğime dair elimde bir bilgi yoktu. Ben karanlığın hükümdarıyım normalde kendi dünyamda olmam gerekirken ben ise aydınlığın dünyasındaydım. Buraya isteyerek gelmemiştim burda doğup büyümüştüm. Burayı evim olarak biliyordum her ne kadar olmasa da...
Fakat 2 dünyaya hüküm ettiğim zaman bunun pekte bir önemi yoktu benim dünyamda zaman akışı bu dünyaya göre yavaştı burda geçirdiği 1 gün kendi dünyamda 1 yıl'a eşitti.
Kendi dünyama gidip hükümdar olduğumu söylediğim an bana karşı isyanlar başlamıştı. İsyanları kontrol altına almayı denedim fakat beceremedim. O an ilk kez bu kadar öfkelendiğimi hissetmiştim. Sinirli adımlara bana isyan edenlerin üstlerine yürüdüm.
O kadar öfkeliydim ki tek bir kılıç darbesiyle kaç kişiyi yere serdiğimi hatırlamıyordum bile. Kendime geldiğim vakit yaptıklarıma inanamaz olmuştum. Bana isyan edenlerin çoğu ölmüştü...
O an bir karar vermiştim. Bana karşı gelen kim varsa gözümü kırpmadan öldürecektim. Fakat o günden sonra başka isyan olmadı bir süre daha kendi dünyamda kaldıktan sonra aydınlığın dünyasına geçiş yaptım.
O kadar kişiyi öldürmüştüm. Belkide haklılardı... Ben hükümdar olmaya layık biri değilimdir...
Bunları düşünürken saat 12'ye yaklaşmıştı. Erken uyumam gerekiyordu yarın iş görüşmesi vardı. Ve artık bu olayları kafayla takmıyacaktım. Çünkü buradaki hayatımı etkilemesini istemiyordum.
Çok kişiyi öldürmüştüm. Fakat bana isyan etmeselerdi bunların hiçbiri olmayacaktı.
Ben ZALİM, ACIMASIZ ve MERHAMET duygusu körelmiş bir hükümdarım. Ve bu ölene kadar devam edecekti...
2.BÖLÜMÜN SONU...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 HÜKÜMDAR
Mistero / Thriller1000 YIL ÖNCE LANETLENMİŞ BİR SOY VE BU SOYUN DEVAMI OLAN BİR GENCİN YAŞADIKLARINI ÖĞRENMEK İSTEMEZ MİSİN?