0-5

11 2 41
                                    

Anlik sicrayisla yatagimda sirt ustu uyuyoken kalkip oturdum, etrafa ufak goz gezdirip ruyamin gercek olmadigini farkettim

Lanet olsun... Neden hatirlamak zorundaydım ki?

Gozlerimi ovalayip kapalı kahve perdenin arasindan gecen ufak isikla saatin sabah 5-6 oldugunu tahmin etmistim. Etrafa bakarken yanimda usulca yan yatmis, ustunde bir sey olmayan, kasli, sarisin, oldukca cekici cocuga baktim. Derin bi nefes verirken tekrar sirt ustu kendimi yataga birakip tavanla bakisarak dusuncelerime dalmayi planlıyordum ki ustume atilan, beni saran kolla sarisin cocuga baktim. Hala misil misil uyuyordu, isik hafiften vucuduna vururken vucudu adeta parliyo desem yalan olmazdi, hafif gulumsedim, elimi kolunun ustune koyup tekrar tavana baktim, gozlerimi kapatıp az once kabusu yok eden bu sarisinin yaninda huzuru bulurken, kendimi demekten alikoyamadim

-seni seviyorum...Regeh...

✢✢✢

Gozlerimi actigimda, etrafimi saran mavi giysili, maskeli kel insanlar aglamam icin her seyi deniyorlardi, ama aglamiyordum.

Neden kelsiniz hanimefendi?

Diyecekken kadin kelligini cikardi. Kellik? Bu dogru bir kelime oldugundan bile emin değilim, uzun kahve saclari terden islanmisken maskesini asagi cekip benden baska yere bakti. Nereye bakiyon lan bende bakiyim bi dur. Kafami cevirip etrafa baktim, bi kadin vardi, saclari omuzlarinda siyah sacli guzel bir kadin, bana gulumserken agliyordu. Niye agliyon amk mal misin? Biraz daha etrafa bakarken kadin yattigi yerde bana yaklasiyo gibi hissettim, lan dur, ben ona gidiyomusum. Kelligi cikaran kadin beni kucaginda yesil havluyla tasirken yatalak kadina goturdu, havluya bakip kendi kendime yesil ne be diye dusunurken kel kadinin sesiyle ona baktim.

-aglamamasi bir sorun degil ancak gec konuşmaya baslayabilir, umarim oyle bir sey olmaz.

Lan ne diyon demeye firsat bulamazken yatalak kadin daha cok gulumseyip kollarini bana uzatti. Host, dokanma bana isiririm ha psikopatim diyorum.

Beni kucaklayıp hafif sallarken onun benden buyuk oldugunu farkettim, sen kimsin bro niye kucakladin beni simdi?

-Hosgeldin...Prens Daniel.

Hosbuldum baci- Ney?..

✢✢✢

Kalabalik salonda etrafta parildayan esyalara bakarken rastgele olabildigince esyalara dokunuyordum ki kadinin sesi merakimi yarida kesti.

-tatlimm~ sonrasinda ellerini yikicaksin degil mi? Ne ogrendik biz seninle hm?

Kikirdayip yanına kosarken yere yapistim, kafami kaldirip kadina bakip gozlerim kapali gulumsedim.

-ben iyiyim anne!!!

Kadin kikirdayarak yanima gelip beni kucağına aldi.

-soyle bakalim ucuncu yas kutlaman icin ne istiyorsun?

Bu soruyu annem kendimi bildim bileli her zaman yas gunumde sorardi, her zamanda gerceklestirme yolu bulurdu. Bir bucuk yasimdan beri konusmayi sokmustum, hani konusmazdim lan hemşüre hanamcagim. Dilegimi diledim, her zamanki gibi ulke capinda kutlama yapildi, nede olsa ben "Fransa Varisi Ilk Saf Kan w'Grave Prensi" olarak adanmistim.

Halimden gayet memnun bi cocuktum, yaramaz her yerde kosusturup duran, arada ana salonda degilde mutfakta bakicimla yemek yedigim icin azarlansamda akillanmaz yine onunla yerdim. Tabii bu davranisim onun kovulmasına sebep oldu... Babamla pek gorusmezdik, aramiz gayet iyidi ama bana hicbir zaman vakti olmazdi, yemekten yemege, gece iyi geceler, sabahlar gunaydin, demekle bitiyordu konusmamiz. Saray oldukca buyuktu her gun prens gibi giyinmeyi reddedip bana buyuk gelen gri pijamamla etrafta kostururdum, gun icerisinde defalarca yere duserdim, bu yuzden her zaman yara bere icerisinde annemin bana pansuman yapmasini izlerdim. Canım sıkılırdı pansumani yapmasini zorlastirmak adina kacardim, cok fazla kacardim aslinda. Odamdan, salondan, bahceden, saraydan kacmaya calistigimda hep yakalanmistim ama koymustum aklima cikicam lan ben diye. Sarayda ozgurce her yere gitmem serbestti, bodrum haric. Babamla ilk uzun konusmamiz (6 dakika) bodrumun kapisinda yedigim tokatla olustu.

-SANA BURAYA GIRMENI Yasakladim DANIEL! SORUMSUZSUN. Sorumluluk almayi ve buyuklerinin dediklerini dinlemek zorundasin. Sen bir prenssin. Prens gibi davranicaksin Daniel, beni anliyor musun?

Gozyaslarima kapilip yere bakarken adeta bebekken aglamadigim tum goz yaslari dokerken yere bakarak pijamamin kolluklariyla oynarken ona bakamiyordum bile.

-seninle konusurken bana bak!

Diye bagirisiyla yuzumu tutup ona baktirmisti, parmak uclarimda durmak zorunda kalmistim aslinda.

-erkek adam aglamaz nesin sen? Kiz misin? Evcilik mi oynayacaksin? Prenses olmaya mi karar verdin oglum?

Oyle bir "oglum" demisti ki, asla ses tonunu unutamıyorum.

-baba...Ozur dilerim... Canimi acitiyosun...

Diyebilmistim, beni yere birakti, hayir cidden yere birakti, dizlerimin ustunde oturmus halde buldum kendimi, yukari bakarken bana kasvetle bakan adamla goz goze geldim, o an benim icin korkunctu, siyahlar icerisinde, gozleri isiktan parlayan öfkeyle bakan biri vardi karsimda. Tekrar ediyorum, ucuncu yas gunumdu...

3umun bitmesine az kalmisken annem ikizlere hamileydi, krese verildim, erken degilmis zekam yasitlarimdan otedeymis, oyle diyorlar.
Kres.. kres guzeldi aminakoyayim ya. Her gun benimle oynayan bir kiz vardi, Ann? Sanirim Ann'di. Herkesle yakindim ve oyunlarda hep kral rolunu veriyorlardi, neden acaba. Kralcilik oynamayi severdim, ulkeye barisi getirme hayalleri falan evet haha komik seyler iste.
Gene krese civil civil enerjimle ortaya giris yaptim ve Ann çekinerek bana geldi, elimi tutup acti, elime ter temiz tup turuncu bi portakal birakip hemen sinfitan kacti. Annemin okuduğu kitaplarindan biliyordum, efsaneye gore portakal aski temsil eder, hoslandigini soylemediysen ona portakal verirmissin. Kiloluydum, normalimden biraz fazlam bile vardi, oylece portakala baktim. Bir sey hissetmeli miydim? Ama hissetmiyordum, etrafa baktim, kahverengli sacli, yesil gozlu bi cocuk vardi, asla adini hatirlayamiyorum, ona gulumserken yaklastim ve Ann'in verdiği portakali ona uzatarak.

-al, sen ye.

Portakala bakip yavasca elimden aldi.

-dogru olur mu ki... Yani erkeksin

-hadi ama bu sadece portakal en fazla ne olabilir ki?

Demistim o sira, portakalida cok severim aslinda, ama o an ona vermek istedim.

Eve donusumde babam ilk defa salondaydi, salona girmeyi nedensizce istememistim ama onu seviyordum o benim babam ve beni korumaya calisiyordur. Salona girip.

-merhaha bab...

Sozum bağırmasıyla kesilir

-CIK DISARI kapiyi tikla oyle geri gir Daniel.

Irkilip hoplaya ziplaya kapidan ciktim kapiyi ritmik sekilde calip iceri girdim

-merhabaaa~

Diyerek sandalyeye zorla sandalyeye tutunup kendimi yukari cekip oturdum. Boyum kisa ve tombik biseydim. Ve cok yiyordum asla durmazdim, gelisme çağı diyerekte kimse durdurmazdi, isime geliyodu acikcasi. Annem salona girip gunumu sordu, babamin modu annemi görmesiyle 360 degisiyodu, vay asiklar vay. En ufak yakinlasmalarinda hemen gozlerimi kapatip kacardim. Igrenc nasil öpüşüyorsunuz ya...

Ikizler dogdugunda yaklasma iznim pek yoktu, erken dogmuslardi bende sakar ve oldukca pasakli biriydim. Onlarin iyiligi icin onlari odanin camindan izliyordum, cam nerdeyse tavana yakindi, bunun icin iki uc tabure ust uste koymam gerekiyodu, sahi neden korkmuyordum ki? Aslinda korkuyordum, ama onlari izlemek guzeldi. Ikizler cok guzel ve yakisikliydi, adlarini henuz bilmiyordum ama benim icin cok degerli varliklar olmuslardi tutup sıkasim geliyodu- eh belki bunun yuzundende yanlarina gitme iznim yoktu.

5. Yilimin sonunda babamin arkadasiyla tanistim. Adamin birde benim yaslarimda bi oglu vardi, Dion...

Cursed purebloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin