Getirdiği swaeti üstüme geçirdim. "sıcak çikolata?" yankıya kafamı salladım. tamam diyip mutfağa gitti.
Beş dakka sonra elinde kupayla geri gelip önüme koydu. Elime alıp bi yudum içtim. İçim sıcacık oldu resmen ya.
"Güzel olmuş." Dedim kafamı yankıya çevirdim. "Afiyet olsun."
"Hadi gel yukarda içersin geç olmadan çalışmaya başlayalım." Kafamı sallayıp arkasından merdivenleri tırmandım.
Bir haftadır geldiğim için neyin nerde olduğunu biliyorum artık.
Odasına girince kupayı çalışma masasına koydum. "Abin ve ben evlenmeliyiz!" Dedim direk.
Gülmeye başladı. "Şaka yapıyorsun kavin? Sen kendin demdin mi sadece beğendim. İnan bana değmez sadece önündeki sınava odaklan." Ona göz devirip masaya doğru döndüm.
"Ediz abime diyim de seni bu ara dövsün." Homurdana homurdana önündeki Türkçe testine başladım.
**
Çantamdan çıkardığım anahtarı alıp kapıyı açtım. Sanki kuzey kutpu Allah'ım.İçeri girip sessizce kapıyı kapatıp ayakkabılarımı çıkardım. Kabanı da çıkarıp askıya asdım. Ayağıma çarpan şeyler kafamı eğip baktım.
Süpürge. Küçük boci.
Çantamın küçük cebindeki çikolatayı alıp yere eğildim. Etrafımda geziyordu hala. Elimle tutup çikolatayı üstüne koyup çantamdan küçük bantı aldım düşmesin diye yapıştırdım.
Çantamın da çıkarıp kenara indirdim. Robotu elime alıp salona doğru ilerledim. Abiciklerin hepsi buradaydı. Sessizce robotu yere indirip gitmesini izledim.
Hepsi telefona dalmıştı. Garibim benim telefonu yok.
Robot önce Miraç abimin ayağın yanına gitti daha ona çarpmadan Miraç abi ayağını kaldırdı. Oradan geçip bu sefer yanında oturan demirin ayağına çarptı ikinci çarpışında demir ayağını kaldırdı.
Bu sefer tekli koltuktaki Ediz abimin ayağına çarptı Ediz abi hiç oralı olmadı hatta ayağı ile biraz ittirdi. Sonra Aral'ın ayağının altına gitti Aral hiç robotu takmıyordu. Robot da inatla onun ayağına çarpıp duruyordu.
"Yav bi git kardeşim." Telefonu bırakıp robotun üstüne eğildi. Çikolatayı görünce 'aa' dedi. Robotu tutup üstündeki çikolatayı aldı. "Lan napiyon hayvana mal?" Edizin sesi ile hepsi kafasını kaldırıp ona baktı.
Solana girip Aral ve Ares abimin arasına oturdum. "Naber?" Dedim gülerek. "İyidir, senden naber nerdeb geliyon böyle?" Ediz abimin soruları ile omuz silktim. "kütüphaneden." Ona iki erkekle aynı evde tek olduğumu söylersem kötü olur gibi geliyo. Bu adam benim nasıl bir yaşantım olduğunu öğrense kalpten gider valla.
"Sen giderken beyaz giymemiş mıydın?" Bakışlarım demire döndü. Lan ne alaka? Ne ara gördün beni? Üstüne baktıp geri ona döndüm. He. "Yo"
"Peki." Kafamı salladım. "Yav kim aldı bu küçük piçi gidip gelip bana vuruyo." Aral'ın isyanı ile kıkırdadım.
"Anne Aral abim süpürgeye küçük piç dedi gene!" Demirin bağırması ile anlamasizca onlara baktım.
Ares eğilip robota birşey yaptı sonra durdu.
"Ben demedim mi, ramoyla düzgün konuşun diye!" Şaşkınlıkla bakışlarım robota kaydı. "Bu mu ramo?" İşret ederek robotu gösterdim.
Hepsi kahkahalar atmaya başladı. "Evet o ramo!" Dedi Ediz gülerek. "Aslında komik olan yeri adı olması değil, dayımın adının koyulması" hepsi daha çok kahkaha atmaya başladı.