basligi chae jimine yedirdi

41 4 17
                                    

Çıkmadan önce ön bahçeye geçtiğim an duyduğum şey kendimi parçalama durumuna girmeme yeterdi. Siyah saçlı kızdan duyduğum o cümle...

"Kimdi o kız aşkım?"

Bunu ben hala oradayken söylemişti. Özellikle ima mı etmişti emin olamamıştım. Eve geldim deli gibi ağlıyordum. Bahçeye çıktım. Odunları kırmak için bir köşede duran baltayı elime aldım ve salona girdim tekrar, etrafımda ne gördüysem yere attım parçaladım ve kırdım. Hepsinin kalbim kadar kırık olması için.

Her hangi biri bana abartıyorsun diyebilirdi, kolay onu parçalarsam bu iş çözümlenirdi.

En son elimdeki baltayı televizyona geçirdim. Öylece hava da kalmıştı. Yorgundum ama öfkemi atamamıştım. Yanımda olacak birine ihtiyacım vardı. Birinin benim yanımda olduğunu söylemesine ihtiyacım vardı. Hep yalnızlıktan yorgundum.

Saat gecenin 2'siydi siyah tişörtümü ve siyah şortumu giydim üstüme siyah bir hırka geçirdim. Ardından telefonumu alıp evden çıktım. Bu seferki rotam yanımda olacak gerçek kişiyeydi.

Kapının önünde kapıyı çalmamakla çalmak arasında neredeyse 1000 kere gidip gelmiş olmama rağmen, kapıyı çaldım. 2 dakikanın ardından kapıyı uykulu gözlerle açmıştı jungkook.

"Chaenyoung- bir sorun mu var?"

"Bu gece sende kalabilir miyim?"

"Tabii ki." Dedi ve beni içeri aldı.

Üstümdekiler uyumak için rahattı.

J "Bir sorun olamdığına eminsin değil mi?"

R "hayır, sadece senden sonra çok iyi bir gün geçirmedim. Bu yüzden yalnız kalmak istemedim. Gece gece rahatsız ettim kusura bakma."

J "saçmalama ne rahatsızlığı!"

Yanımda oturan jungkook eliyle saçlarımı okşadı ve devam etti.

"Ben yanındayım chae, endişelenme. Ne zaman istersen bende kalabilirsin, bunu sadece seni çok sevdiğim için söylemiyorum." Dedi.

Bunu birinden duymayı o kadar çok istiyordum ki. Dolu gözlerle kafamı kaldırıp ona baktım. Birbirimize sarıldık. Sarılmak o kadar iyi gelmişti ki, sonunda tabii ayrılmak zorunda kaldım.

"Gel sana yatağını göstereyim, gerçi sen geçen seferden biliyorsun." Dedi ve yine odasının yanındaki odaya geldik.

O gitmeden onu durdurup konuştum.

"Jungkook"

"Efendim balım?"

"Kendimi iyi hissetmiyorum bu gece benimle uyur musun?"

Bana söylediği şeyi hatırladığında mutlu olmuştu.

"Olur." Dedi elimden tuttu ve beni odasına getirdi. Işıkları söndürüp yatağa girdik. O günü düşünmüş olmalıydı ki konuştu.

"Sana sarılmalı mıyım?"

"Kesinlikle" dedim ve birbirimize sarılarak güzel bir uyku çektik. Jungkook'un evinin kapısından geçerken fark ettiğim şeylerden biri de şuydu ki içeri girerken kafamdaki tüm dünyayı dışarıda bırakmıştım ve bu beni çok rahatlatmıştı, çünkü onun hem yanımda olup bana destek çıkacağını biliyordum.

j'ai pensé à toi Jirose-RosminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin