Jungwon elinde yırtık kağıt parçaları ile odasında oturuyordu. Günlüğünün sayfalarını tek tek yırtmış,bazılarını masada ki çakmakla yakmıştı.
"Senden nefret ediyorum Jake!"
Elinde ki kağıda siliverdi gözyaşlarını. Onun için ağlamıyordu bu sefer, ona bu kadarçabuk kandığı için ağlıyordu. Aldattıldığı için ağlıyordu.
Pizzacıya Jake,Sunghoon ve o erken gelmişti. Beş dakikalığına lavaboya gidip gelmişti ve,ikisinin öpüştüğünü görmüştü. Jake'in ona doğum gününde aldığı pandorayı yüzüne atmış,oradan ayrılmıştı hızlıca. Telefonunu kapatmıştı. Bütün kapılar ise kilitliydi.
Kimsenin ona ulaşmasını istemiyordu.Bir saattir çalan kapı zilinden en sonunsa rahatsız olmuştu. Kapıya vurup arkasındaki kişiye seslendi.
"Açmıyorum işte yürü git!"
"Jungwon benim Heeseung,açar mısın yoksa polisleri arıyorum."
Jungwon umursamadı. Son kalan güçü ile odasına gitti. Doğru olduğunu düşünmüyordu. Ama acılarını hafifleteceğini düşündü.
Küçük bir çantaya birkaç eşya koydu. Penceresini açıp aşağı baktı yüksek değildi,bunun verdiği güvence ile aşağı atladı. Bir yerine birşey olmamıştı.
Kimse fark ettirmeden o çok sevdiği manzarayı yansıtan uçurumun oraya doğru yolunu ayarladı.
-
"YA SEN YARIM KAFALININ TEKİSİN JAKE TAMAM MI? SEVGİLİN VARKEN ESKİ SEVGİLİNLE BARIŞMAK NE DEMEK!"
Jake birşey demiyordu. Sadece Heeseung'ın yüzüne bakıyordu. Bi nevi hakkettiğini düşünüyordu.
Ceketini giydiği gibi çıktı evden. Kendisini affetmek için bulacaktı Jungwon'u.
-
Jake gidebileceği her yere girmişti. Son olarak Jungwon'un o çok sevdiği manzaraya sahip olan uçuruma gelmişti. Oradaydı Jungwon.
Elinde kağıt ve kalem vardı.
Sessizce şekilde Jungwon'a yaklaştı. Ne diyeceğini bilmiyordu ama kesinlikle konuşacaktı.
"Jungwon.."
Jungwon duyduğu ses ile herşeyini çantaya attı. Sendelese de ayağa kalkamayı başarmıştı. Gözlerini koluna silip en son görmek istediği kişiye baktı.
"Ne var, olayı mı açıklatacaksın bana? Merak etme Jake nasıl öptüğünü bende gördüm."
Geriye doğru adım attı Jungwon.
"Nasıl inanabildim sana? Ayrılır ayrılmaz buluşmak istemeden belliydi aslında. Senin için zaten insanların duyguları ucuz birşey."
Bir adım daha attı Jungwon. Bir adım daha atarsa, aşağa düşecekti. Jake fark etmişti.
"Jungwon sakın. Bak vur,bağır,çağır ama sakın oradan aşağıya atlama. Beni düşünmüyorsan bile aileni,Heeseung'ı düşün."
Yaklaşıp elini uzattı Jungwon'a. Ne yapsın kızmayacaktı. Hakkediyordu.
Jungwon elini tutmak istedi,ama tekrar onu kandıracağını düşündü. Elini sert şekilde itti.
"Bana bak, tekrar tekrar kullanabileceğin biri değilim ben öyle."
Sesi içindeki kırgınlığı yansıtıyordu. Sanki yaptığı şey normalmış gibi gelipte önünde bunun hakkında konuşmaya çalışması Jungwon'u gerçekten kıran şeydi.
"Sana başta inanmalıydım. Ama kalp işte anlarsın ya. Gerçi senin gibi kalpsizin biri ne anlasın?"
Yerden çantasını alıp Jake'in yüzüne attı.
"Olurda bir sonraki hayatımızda görüşürsek Jake,aynı hatayı yapma."
Geriye doğru son adımınk atmıştı artık. Jake onu tutmak için ileri hareket etse de geç kalmıştı..
~
Birde özel bölüm atarım
Ve bu fici rafa kaldırırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
√'𝗕𝗮𝗱 𝗜𝗱𝗲𝗮-Jakewon
General FictionBir tarafta Jake ve çok sevdiği sevgilisi Sunghoon.. Bir tarafta Jake'i ilk gördüğü andan itibaren seven Jungwon.. Shim Jaeyun×Yang Jungwon ~Angst gibi~