------------------------------★------------------------------
Hayatımın bu zor döneminde en yakın arkadaşlarım Seçil, Beren ve Gülce' nin bana çok desteği oldu.
Onlarla ilkokuldan beri birlikteydik. Her ne kadar üniversitede farklı bölümleri kazansak da hiç bir zaman ayrılmadık. Ailelerimizde dostlardı. Bu sıkıntılı zamanında beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Kızlarda okul açılana kadar bizde kalıp bana destek oldular.
Üniversiteye kaydımı güçte olsa yaptırmıştım.
Kayıt için okula gittiğimde babam için yapılmış olan anı panosunu gördüm ve yaşlar gözümden süzülmeye başlamıştı. Bir an önce kayıt yaptırıp çıktım oradan.
Kızlarda kayıtları için okullarına gitmişlerdi. Onlarda İstanbul içinde farklı okullardaydılar.
Üniversite hayatım gayet başarılı bir şekilde devam etti. Başarılarımı takdir etme sırası artık anneannem ve dedemde idi. Artık onları mutlu etmek için çalışıyordum. Çünkü benim için büyük bir fedakarlık yapmışlar yerlerini yurtlarını benim için bırakıp buraya benim yanıma yerleşmişlerdi.
Ara sıra memlekete gidip geliyorlardı. Orada da yapmaları gereken işleri vardı.
Artık son sınıftım ve staj için tercihlerimizi yapmamız gerekiyordu.
Okul dekanımız beni odasına çağırıp görüşmek istediğinde yüreğim ağzımda odasına gittim, konuyu çok merak etmiştim. Dekanımız Mustafa Bey ilk önce beni ne kadar başarılı bir öğrenci olduğum için tebrik etti. Mustafa hoca babamın da hocasıydı zamanında ve şimdide okulda dekanlık yapıyordu. Bana, başarımdan dolayı staj için büyük bir referans olacağını düşündüğü Aslanoğlu Mimarlık' a başvurumu yaptığını ve benim gibi başarılı bir öğrenciyi seve seve kabul ettiklerini söyledi.
Bunu duyduğuma inanamaz bir halde o heyecanla Mustafa Hocanın boğazına sarıldığımı hatırlıyorum.
Benimle görüşmek istediklerini Mustafa Hocaya bildirmişlerdi. Bana bir kaç bilgi verdi ve randevu günümü ve saatimi bildirdi. Bilmem kaç kere teşekkür edip odasından çıktım.
Hemen kızları arayıp tek tek olayı anlattım. Hepsi tebrik edip ne kadar şanslı olduğumu söylediler.
Evet çok şanslıydım çünkü Aslanoğlu Mimarlık, her mimarlık öğrencisinin hayalini kurduğu, stajyer olmak için bile kapısında yattığı firma, beni seve seve kabul etmişti.
Durumu dedeme ve anneanneme anlattığımda, tabi onlar bu firmanın benim için önemini anlayamazlardı, anneannem 'ha bizim orada da bir sürü fabrika vardur, neden gitmiyoruz' dedi o tatlı tatlı şivesiyle. Ama meslek hayatım için İstanbul da olmanın benim için önemli olduğunu anlatmaya çalıştım bir şekilde.
Randevum Cuma günü saat 14:00 daydı. O gün o kadar heyecanlıydım ki randevu gününe kadar heyecandan öleceğimi hatırlıyorum.
Randevu günü güzel şık bir siyah etek giymiştim. Dizlerimin üzerinde bitiyordu. Üzerime de siyah bir şifon gömlek giyip belime kadar uzanan siyah saçlarımı bilmem kaçıncı denememden sonra atkuyruğu yapmaya karar vermiştim. Koyu mavi gözlerim, biçimli kalın dudaklarım vardı. Kızlara göre bir erkeği çıldırtacak derecede biçimli ve yuvarlak vücut hatlarına sahiptim. Boyum normal boy ortalamasına göre iyiydi: 1,75 cm. Bu yaşananlardan sonra en son 50 kg yu görmüştüm. Anneannem her seferinde oklava kadar kaldın deyip tabağımı ağzına kadar doldurup ben bitirene kadarda yanımdan ayrılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Bir Şans
Любовные романыBirbirini delice seven iki insan en fazla nelerle sınanabilirdi? Aşkları, aileleri, evlilikleri ve hatta bebekleri... Alıntı: ''Abim kolinin içinden aldığı şeyle dizlerinin üzerine çöktü. Ne olduğunu anlamak için geride kalanlar yanına gitti. Birde...