Gizemin Anlatımıyla
Göz kapaklarıma güneş ışığının deymesiyle rahatsız oldum ve uykulu bir şekilde hafifçe mavi gözlerimi araladım hafifçe esnedim ve yatağıma oturup gözlerimi ovaladım yanımdaki telefonumu elime aldım ve saate baktım saat 13.00 olmuştu her zaman olduğu gibi yine erken uyanamamıştım.
Yerimden kalkıp su almak için adımlarımı mutfağa yönelttiğimde mutfakta dizileri aratmayacak bir kahvaltı masasıyla karşılaşmam bir oldu bir an halüsinasyon gördüğümden şüphelenip gözlerimi kapatıp tekrar açtım ama halüsinasyon değildi.
Tam o sırada üstünde mutfak önlüğü olan cemile ile karşılaştığımda cemile sıcacık gülümseyerek "Günaydın" dedi ben ise hala şaşkınlığımı üzerimden atamıyordum şaşkınlığımı belli ederek "Günaydın da senin burda ne işin var cen?" Dedim.
Cemile kısaca "Evde kimse yoktu bende yanlız kalmaya korktum ve asafa söyledim o da bizde kalabilirsin dedi." Dediğinde kaşlarımı kaldırıp hafif tebessüm ettim mavi gözlerimi cemilenin lacivert gözlerine dikerek "Demek asaf bakıyorum ben yokken güzel kanka olmuşsunuz kıskanırım bak" dediğimde cemilenin dudaklarından küçük bir kahkaha koptu ve bana sarılıp "Ben seni bir milyon dolara bile değişmem gizemim." Dedi.
"Eee kimin kankası" dedim ve gülümseyerek sofradan bir salatalık dilimi alıp ağzıma attım ve çiğnerken "Sende ne yetenekler varmış ya ben bu kadar güzel yemek yaptığını bilseydim her gün sabah akşam sana gelirdim." Dedim cemile tahmin ettiğini fark ettiren bir bakışla "Zaten bunu bildiğim için söylemedim akıllım." Dedi.
Tam o sırada abim geldi ve sofraya bakıp "Vaaay cemoş kız sen mi hazırladın bu sofrayı gizem zaten yemek yapmanın y'sini bile bilmez" dediğinde ben alınarak abime bakarken cemile onaylar şekilde başını salladı cemileye bakarak "Ben lavaboya gideceğim siz başlayın." Dedim ve mutfaktan çıkarak adımlarımı tuvalete yönelttim tuvalette işimi bitirip elimi yüzümü yıkadım ve lavabodan çıkarak mutfağa yöneldiğimde cemile ve abim iştahla kahvaltı yapıyordu.
Sandalyelerden birine oturup masaya doğru çektim ve masada duran sucukları ekmeğin arasına koymaya başladım cemile fark etmiş olacak ki "Gizem yediklerine dikkat etmelisin çok yağlı veya kilo aldıran şeyleri sık sık yememelisin." Dediğinde cemileye bakarak "Sanane cemile ben naptığımın farkındayım yiyip kilo almıyorum zaten kendi işine bak." Dediğimde cemile sustu ve yemeğine döndü abim cemileyi terslememe kızmış olacak ki uyaran bakışları üzerimdeydi cemile sofradan kalktı ve zoraki gülümseyerek "Size afiyet olsun ben doydum eve gideceğim" dediğinde abim karşı çıkan bir tavırla "İyide çok az yedin zaten çubuk gibisin biraz yede kilo al." Dediğinde cemile sakince abime bakarak "Beni düşündüğün için teşekkürler asaf ama gerçekten doydum nede olsa benim yiyip kilo almama gibi bir özelliğim yok afiyet olsun" dedi imalı bir ses tonuyla ve tezgahtaki çantasını alıp gitti.
Abim sinirle bana bakarak "Niye üzüyorsun kızı yanlış birşey demedi yada hoşuna gitmediyse daha kibar cevap verebilirdin." Dediğinde sıkılarak abime baktım ve "Haddini aşıyor" dedim tam o sırada abim "O seni isteyerek dinleyen tek kişi gizem kız senin şımarıklıklarını çekmek zorunda değil çocukluk yapmayı bırak artık çünkü gereksiz yere kırıcı ve şımarıksın." Dedi ve sertçe masadan kalkıp evden çıktı. Sinirle elimdeki ekmeği bıraktım ve "Yemiyorum yemek falan" diyerek masadan kalktım tam o sırada telefonumun çalmasıyla ekrana baktım.
Zalimin Oğlu arıyor...
Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm cihan "Günaydın zalimin kızı" dedi etkikeyici ses tonuyla tebessüm ederek "Günaydın zalimin oğlu" dedim yumuşak ses tonum ile o sırada cihan derin bir nefes verdi ve "Ben sana dörtte buluşalım dedim ama daha erken buluşmamız gerekiyor konumu atsam gelebilir misin?" Dedi, birşeyler oluyordu ve cihan bana bunu söyleyemiyordu cihanı bu kadar tedirgin eden şey neydi?
"Cihan seni bu kadar tedirgin eden şey ne? Bana birşey söyleyeceksin ve bu her neyse seni rahatsız ediyor bilmek istiyorum cihan seni bu kadar strese sokan şey tam olarak ne?" Dediğimde cihan yalvarırcasına "Birtanem lütfen sorma bunu telefonda söyleyemem rica ediyorum atacağım konuma gel söyleyeceğim." Dediģinde ısrar etmeyerek "Peki konumu at geliyorum." Diyerek telefonu kapattım ve adımlarımı odama yönelttim.
Telefonuma mesaj sesi geldiğinde cihanın konumu attığını anladım, gideceģimiz yer şık ve lüks bir yer olacaktı ve buna göre giyinmem gerekiyordu bu yüzden ne giyineceğim konusunda biraz kararsız kaldım.
Üstüme su yeşili diz üstü pileli tatlı duran bir etek ve su yeşili karnımın yarısını açıkta bırakan tatlı su yeşili bir crop giyindim, ayakkabı olarak su yeşili converselerimi giyindim saçlarımı taç örgü yaptım ve bozulmaması için sprey sıktım.
Göz altlarımın çıktığını fark ettim ve kapatıcı yardımıyla kapattım beyaz kol çantama gerekli eşyalarımı koydum ve evden çıktım. Evden uzaklaştığımda telefonumu açıp cihanın bana gönderdiği konuma baktım gerçekten de baya uzak bir yerdi yoldan geçen taksiyi elimle durdurdum ve içine binerek taksiciye konumu kısaca tarif ettim.
Yaklaşık 20 dakika sonra taksici şık bir restorantta durduğunda ücreti verip indim ve içeri girdim.
Restoran gerçektende çok şık ve büyüktü biraz etrafa göz gezdirdim tam o sırada bana el sallayan cihanı gördüğümde gülümseyerek olduğu masaya gittim ve sıkıca birbirimize sarıldık.İkimizde karşılıklı sandalyelere oturduk cihan elimi tuttu ve tebessüm ederek "Seni çok özledim." Dediğinde içini ısıtacak bir tebessüm ettim ve "Bende seni çok özledim." Dedim cihan bir anda ciddileşti ve bakışlarını kaçırdı boğazını temizledikten sonra "Ben Gazi Antep'e gidiyorum." Dedi.
Bir anda gülüşüm soldu ve elini bırakıp soran bakışlarla "Nasıl yani?" Dedim cihan üzülerek bana baktı ve "Biliyorsun okulların başlamasına çok az kaldı ve ailem son 2 senemi Gazi Antepte okumamı istiyor hatta kaydımı aldırdılar bile bugün gideceģim." Dediğinde üzülerek "Ama neden, Gitmesen olmaz mı?" Dedim.
"Üzgünüm bende gitmeyi hiç istemiyorum ama mecburum ailem böyle istiyor." Dediğinde moralim bozuldu ve "Peki saat kaçta gideceksin?" Dediğimde kolundaki saatine baktı ve "Yaklaşık yarım saat sonra yola çıkacağım birazdan gitmem gerekiyor yol uzun sürecek" dedi kalktığında bende kalktım ve birbirimize sarıldık buz mavisi gözlerimi kahverengi gözlerine yönelttim ve "Seni seviyorum." Dedim çatallaşmış sesimle cihan yüzünü bana yaklaştırdı ve belimi tutarak kendine çekti.
"Bende seni çok seviyorum gizem." Dedi burunlarımız birbirine deydiğinde "Gizem deme bana zalimin kızı de gizem değilim ben zalimin kızıyım." Dediğimde buruk bir şekilde gülümseyerek "Seni seviyorum zalimin kızı." Dedi gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu dudaklarımız arasında yaklaşık 1 cm kaldığında nefes alışverişlerini yüzümde hissediyordum dudaklarımızı birleştirdik birbirimizi tutkuyla öpmeye başladık.
Sanki susamışcasına birbirimizi öpüyorduk bu belki son öpüşmemiz olacaktı istemeyerek birbirimizden ayrıldık gözlerimden yaşlar döküldü sıkıca cihana sarıldım çatallaşmış ses tonum ile "Seni çok özleyeceğim." Dedim ayrıldığımızda cihan yüzümü tuttu ve gözyaşlarımı sildi "Ağlama ben seni sık sık arayacağım yokluğumu hissetmeyeceksin bile." Dediğinde burnumu çektim cihan benden ayrıldı ve "Gitmem lazım kendine iyi bak." Dedi iç çektim ve "Sende kendine iyi bak."
Dedim cihan ike restoranttan çıktığımızda önümüzde bir araba durdu cihan kapıyı açtı ve arkasını dönüp "Görüşürüz zalimin kızı." Dedi cihana üzülerek baktım ve "Görüşürüz zalimin oğlu." Dedim cihan arabaya bindi kapıyı kapattı birkaç saniye sonra araba gözden kayboldu ve ben sadece arkasından baktım yoldan taksi çevirdim evimi tarif ettim üzülerek gözlerimi yola çevirdim.
BÖLÜM SONU
Selam!
Farkındayım bu bölüm biraz garip oldu ama olsun umarım bölümü beğenmişsinizdirOylarsanız sevinirim ^^
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uykucu~
HumorMerhabaa bu benim wattpadde yazıcağım ilk kitabım hey! güzel insan bu kitaba bir şans vermeye ne dersin? (Cringe veya sacma bölümler olabilir ilk deneyimim kusura bakmayın)