.

49 9 48
                                    

Раздел 5: ноябрьские вечераBölüm 5: Kasım Akşamları ❀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Раздел 5: ноябрьские вечера
Bölüm 5: Kasım Akşamları

Koş, koş, koş..

Koşmak? Bu bence koşmak değildi, normal bir insana göre normal tempodan bir tık daha hızlı yürüyüştü lakin bana göre ise hızlı hızlı koşmak gibiydi.

Yüce İsa! Koru beni! Umarım Leó beni parçalamaz. Geç kalmıştım, hem de çok! Kollarımın arasında dolu olan şeker pembesi şakayıkların hoş kokusu burnuma ulaşıyordu.

Yere bastığımda duyduğum ezilen karın çıtırtısı ve kar küreme makinalarının rahatsız edici sesi kulak tırmalayıcıydı. Yüzümü buruşturdum ve soğuktan dolayı akmaya başlayan burnumu çektim.

Hava daha yeni yeni aydınlıyordu, hızlıca parkın içine açılan merdivenleri tırmanayım derken üzerime hızla gelen bir bedenle çarpışmayı beklemiyordum elbette. Refleks ile elimdeki şakayıklar etrafa savrulurken bana çarpan bedene sardım kollarımı.

Fakat düşmek kaçınılmazdı, ben dengemi çoktan kaybetmiştim bununla beraber geriye doğru sırt üstü yere düşmüştüm ve tabii bir de buram buram Manolya kokusu etrafımı bertaraf etti.

Düşmekle birlikte kapattığım gözlerimi açtım ve sıcak soluğu yüzümü yalayıp geçen bedene baktım.

Yine o'ydu.

Şaşkınlıkla gözlerimin tam içine bakarken kendimi o derin bakışlarında kaybolduğumu hissetmiştim. Adrenalinle birlikte kalp atışlarım hızlanmış ve dudaklarım usulca aralanmıştı, gözlerim ise...

Sanırım o derin okyanusta takılı kalmıştı alamıyordum gözlerimi ondan, saatlerimi, günlerimi bile harcardım o gözlere böyle uzun uzun bakmak için, tabii irkilerek üzerimden kalkmasıyla o klişe büyü bozulmuştu.

Tedirginlik içinde, geri çekildiğinde bende yavaşça oturur pozisyona gelmiştim ardından da bana uzattığı elini tutarak ayağa kalkmıştım. Yüzünde bir mahcupluk ifadesi vardı, hızlıca ellerini kaldırarak beden dili ile konuşmaya başladı.

"Çok özür dilerim, bir anlığına ayağım kaydı, gerçekt-"

"Sorun değil! Özür dilemene gerek yok, sen beni kurtarmıştın, seni kurtardığımı söyleyemem ama en azından yere düşmene engel oldum, bence ödeşmiş olduk."

Sevimli bir ifadeyle bakıyordu artık bana, hafifçe gülümsemiş ve bu gülümseme bu dondurucu havaya rağmen içimi sıcacık etmişti. Karşılık verdim gülümsemesini bir elimi enseme atmış bakışlarımı yere indirmiştim.

Fark etmiştim de doğru düzgün tanışmamıştık, artık zamanı gelmişti hızla elimi ona uzattım bakışlarım yine güzel yüzüne odaklanırken.

Bembeyaz olan tenine zıt olan pembenin en hoş tonuna sahip olan dudakları ve ayazdan dolayı kızarmış burnu ve yanakları onu ekstra sevimli yapıyordu. Elini bana uzatmadan, ellerini kullanarak konuşmaya başladı yeniden.

"Dudak okuyabiliyorum. Benimle bir şey konuşmak istediğinde beden dili kullanmak zorunda değilsiniz bayım."

Bu dediğiyle gözlerimi büyütmüştüm, o ise halime sessizce kıkırdamıştı ardından da elimi tutmuştu. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu, bu genç adam benim ölümüme sebep olacaktı gerçekten.

'Hyunjin.'

Dudaklarımdan sadece Korece ismim dökülmüştü, ne bir soyadım ne de diğer adım.

Elini nazikçe geri çekti ve elleriyle konuştu, gerçi ben onun gözlerinden bile okuyabiliyordum ne diyeceğini.

"Kim Seungmin, tanıştığımıza çok hoşnut oldum efendim."

İsmini biliyordum fakat onun bana ithafen ifade etmesi, bambaşkaydı. Ayrıca oldukça zarif ve naif bir gençti.

Bana öyle bir bakıyordu ki, sanki bir kitabı okuyor gibiydi. Beni okuyor gibiydi işte o an ürkmüştüm.

Ürkmüştüm, yaralı kalbimin derinliklerindeki hislerimi görecek diye.

Ben Seungmin'e dalmış gitmişken o hızla elini çekmiş ve ince bileğindeki gümüş saate bakmış ve eğilerek aceleyle düşen tüm şakayıkları özenle toparlayıp bir hışımla kollarımın arasına sıkıştırmış ardından da, "Üzgünüm yetişmem gereken biri var, umarım bir gün oturup konuşacak bir vaktimiz olur, sizinle tanıştığıma yeniden memnun oldum Hyunjin bey. Uvidimsya, krasivyy dzhentl'men*..." diyerek hızlı adımlarla merdivenleri tırmanmaya başladı.

Ben arkasından bakakalmıştım, yakışıklı mıydım? ben ve yakışıklı olmak? hiç sanmıyorum ama beni öyle görmesi midemde bir kasıntı hissetmeme vesile olmuştu. Bilememiştim o zamanlar ona bu kadar tutulacağımı.

Bir anda her şeyim olacağını..

Ne kafamdaki sürekli senaryolar kuran Hyunjinler bunu akıl etmişti ne de yaralı kalbim. Kim Seungmin hayatıma öylece girmiş ve o gün ebediyetine zeminler atmaya başlamıştı. O gün korkuyu bir kez daha hissetmiştim fakat bu korku büyüyerek ölmekten korkma hissine bürünüyordu.

Ölmekten korkmaya başlamak ise benim en büyük kabusum olmuştu artık.

Ben Victor Hwang Hyunjin, bir manolya kokulu genç adama işte bu ruhsuz kasım akşamlarında aşık olmuştum.


- 𝘝𝘦𝘤𝘦𝘳𝘢 -

Uvidimsya, krasivyy dzhentl'men: Görüşürüz, yakışıklı beyefendi.

Eğeeğeveeet!!!

Bu fici yayımlama kararı ardım bir daha bölüm ne zman gelir bilemem ama su anlık bu kadarr dediğim gibi kısa bölümler olacaktı ve o kısa bölümden biri zaten fic mini fic bildiğiniz gibi. Umarım sararrr

Neysss iyi aksamlar millet

vecera, hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin