Sarı saçlı genç, küçük beyaz masada tek başına kalmıştı.
Herkes ortadaki kocaman alanda dans ediyordu yarınlar yokmuşcasına.
3 gün 3 gece dans ediliyordu ve Felix hâlâ eş bulamamıştı kendisine. Üzüntüyle büyük salondan ayrılarak üst kata yani terasa çıktı. Beyaz elbisesinin kirlenmesi artık umrunda dahi değildi. Koskoca krallıkta bir kişi bile gözüne Felix'i kestirmemişti. Bu canını çok yakmıştı. Oysa ki meskesi olmasa herkes onu dansa davet etmek için birbirini öldürürdü.
Kollarını korkuluklara koydu ve gecenin karanlığındaki yıldızlara baktı. Hava ne çok sıcak ne de çok soğuktu. Gökyüzünde bir tek bulut bile yoktu.
Aşağıdan gelen şarkıyla kendini geriye çekti ve gözlerini kapayarak kendini ritme verip dans etmeye başladı. Bu cesaretinin sebebi ise terasta kimsenin olmamasıydı. Tabii o öyle düşünüyordu.
"L'âme en peine
Il vit mais parle à peine
Il l'attend
Devant cette photo d'antan..."Beline dolanan kol ve elini tutan elle beraber irkilmişti ama gözlerini açmadan dans etmeye devam etti. Anın büyüsünü bozmak, istediği son şey bile değildi.
"Il, il n'est pas fou
Il y croit c'est tout
Il la voit partout
Il l'attend debout"Sesi çok az duyulan Fransızca olduğuna emin olduğu hoş şarkıya eşlik eden kişiyi merak ediyordu sarışın olan. Ve tıpkı karşısındaki gibi o da şarkıya mırıldanarak eşlik etti.
"Une rose à la main
A part elle il n'attend rien"Hafif esen rüzgarla beraber bir o yana bir bu yana sallanan iki beden bir çift yaprak gibiydi.
"Rien autour n'a de sens
Et l'air est lourd
Le regard absent
Il est seul, il lui parle souvent""Il, il n'est pas fou
Il l'aime c'est tout
Il la voit partout
Il l'attend debout, debout""Une rose à la main
Non, non plus rien ne le retient""Dans sa love story
Dans sa love story
Dans sa love story
Sa love story"Sarışın olan yavaşça gözlerini açtı. Beyaz tavşan maskesi ve siyah kıyafetleri ile gecenin karanlığında kaybolan gencin gözlerine baktı.
"Prends ma main
Promets moi que tout ira bien
Serre-moi fort
Près de toi je rêve encore"Siyah saçlı olan ise uzun zamandır sarışını izliyordu zaten.
"Oui, oui je veux rester
Mais j'n'sais plus aimer
J'ai été trop bête
Je t'en prie arrête, arrête"Sadece birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı. Zaman kavramı ve nerede oldukları ikisinin de umrunda değil. Açık kahveler ve bal rengi irisler sanki yıllarca bu anı beklemiş gibilerdi.
"Comme je regrette
Non je ne voulais pas tout ça"Onlar kaderin bir oyunundaydı.
"Je serais riche et
Je t'offrirai tout mon or
Si tu t'en fiches je
Je t'attendrais sur le port"Ve kader ikisini de sevmiş olmalıydı ki onları karşılaştırmıştı.
"Si tu m'ignores je
T'offrirais mon dernier souffle de vie"Deliler gibi atan iki kalp...
"Dans ma love story
Dans ma love story
Dans ma love story
Ma love story"