Telefonumun zil sesi kulak zarımı patlatacak kadar sesle çalmaya devam ederken oflayarak üzerimdeki yorganı tepikledim. Şarjdaki telefonumu şarjdan çekip sabahın bu saatinde kimin aradığına baktım. Yabancı numaraydı ve bir kaç defa daha aramıştı. Sinirle açtım telefonu.
"Ne var ya sabah sabah!"
Ahizenin karşısından derin bir nefes işittim.
"Kargonuz vardı, kapıyı açar mısınız artık?"
Özür dileyerek telefonu kapattım. Utana sıkıla kapıya koştum. Kapıyı açtığımda bahçe kapısının dışında motora kalçasını yaslamış sigara içen bedene baktım. İlk bakışta ne kadar kaslı olduğu belli oluyordu. Kargo şirketinin siyah, mavi ceketinin önü açıktı, içinde gri sade bir tişört vardı. Altında ise gri kot pantolon. Kol kasları o şişme ceketten bile belli oluyordu. Daha fazla incelememek için yutkundum.
"Bakar mısınız?"
Seslenerek onun dikkatini çektiğimde elindeki sigaradan son bir kez içine çekmiş ve yere atarak ayağı ile ezmişti. Motorun arkasındaki bölmeden kargo paketimi çıkartarak bahçeden içeriye girmişti. Bahçe kapısından yanıma gelene kadar da beni süzmüştü. O ana kadar üzerimde pembe, kedili pijamalarımın, beyaz kedili puflarımın olduğunu unutmuştum. Bir de dağınık saçlarım vardı tabii. Tam önümde durduğunda yüzünde dalga geçen bir gülümseme vardı. Kaşlarım istemsizce çatılırken kargocu çocuk resmen paketi kafama fırlatarak sanki arkasından atlı kovalıyormuşçasına bahçeden çıkmış ve motoruna binerej gözden kaybolmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kısa oldu neden? Çunku changlix shiplemedim hic bu yuzden aralarindaki cekimi hayal edip yazamadim ozur
