''Ya neden ben? O gece talihsizce orada bulunduğum için mi? Sebebi bu mu? Beni tanımıyorsun bile, ama öylece güvenerek yanına alıyor ve aranıza dahil ediyorsun.''
Kalp atışlarım saniyeler birbirini kovaladıkça hızlanırken bir süre geniş sırtı ve kar...
Merhabalar! Beni yine hevesle yazmaya sürükleyen bir kurguyla geldim... Şu an bu fic yeni olduğu, ve odağım Shameless'ta olduğu için bölümler yavaş yüklenecek ama duruma göre değişebilir. Zaten düz yazılarımı okuduysanız bir tık uzun yazdığımı biliyorsunuzdur, en azından aklıma fikir geliyorsa.
Keyifli okumalar dilerim!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Is it some kind of a destiny or just a coincidence?''
×××
Kendimi kaybettiğim bir geceydi.
Yine ve yine tanımadığım insanların toplandığı, parti büyüklüğündeki kalabalığın arasında hem yürüyor hem dans ediyordum. Kafama ne eserse yaptığım, sıradan bir haftasonu gecesiydi. Her sıkıldığımda başka bir insan topluluğunun arasına karışıyor, bu sefer kıvrak hareketlerimle onlara eşlik ediyordum. Bedenlerine ne kadar çarptığım veya rahatsızlık verdiğim umurumda değildi.
Buraya bunun için gelmiştim, tüm umursamazlığımı ve hırçınlığımı kusmak için. Kimse de bundan yakınır gibi görünmüyordu çünkü her biri çoktan kendi dünyasında kaybolmuştu, benim farkında olanlar ise bana eşlik etmekten çekinmiyordu.
Fakat elimde tuttuğum bardağın son yudumlarını sertçe kafama takarken çoktan bu insanlardan da sıkılmaya başlamıştım, oysa aradan en fazla beş dakika geçmişti. Aklım beş karış havada olsa da dişime göre birini aradığımın bilinceydim ama bu şekilde, bulanık görüşümle doğru düzgün seçebilmek çok zordu.
