Episode 4: Immesh

314 38 35
                                    

Hoşunuza gittiği ve size kıyamadığım için atıyorum. 💜 İyi okumalar!

 💜 İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×××

Sadece ağlayışlarımdan değil öfkeyle bağırıp isyan ettiğim cümleler yüzünden de iki günde harap olmuştum.

Bitmiştim, tükenmiştim. Yalnız kalmamdan, daha doğrusu adam hâlâ baygın olduğu için yalnız kalmamdan kısa bir süre sonra neredeyse boş olan bodrumu incelemekten başka bir çarem yoktu. Tavandaki güçlü beyaz ışık mümkünmüş gibi ortamı daha korkutucu hâle getiriyordu. Bodrum neredeyse boştu ama etrafta birtakım eşyalar vardı, duvar köşelerine yerleştirilen kameraları ise çok sonradan fark etmiştim. Her bir köşede vardı ve fark ettiğim ilk anda acılı gözlerimi birine dikmiş ve saklayamadığım dehşetle uzunca bakmıştım. Nerede olduğumun, yaşadıklarımın bir kez daha fark ediyordum ve sabrım şimdiden sınıra dayanmaya başlamıştı.

Bunu da ilerideki saatlerde göstermiştim. Can sıkılmışlığı ve olacakların korkusuyla şiddetle ağlamaya başlamış, adeta yalvarmaya başlamıştım birilerinin beni izlediğini ve dinlediğini umarak. Kandırılmıştım ve nedense bu bana koyuyordu, bana böyle işkence edecek bir katili neden beslemiştim ki? Aptal mıydım ben? Neden sakin görüntüsünün beni kandırmasına izin vermiştim?

Ağlamalarımın arasından neredeyse kahkahalarla buna gülecektim. Zaten başka hiçbir şansım olmadığı aklıma gelmişti. Beni zorla alıkoymuştu ve o an birine yamuk yapsam sevgili katilin sinirlerini bozarak beynimi havaya uçurması için güzel bir sebep verebilirdim.

Onun yerine benim sinirlerim bozulmuş, başım öne düşerken gülmeye başlamıştım. Gülüyordum ve yükselen sesim gitgide odayı sararak yankılanıyordu. Omuzlarım sarsılana kadar kahkaha atarcasına gülmeye başlamıştım hatta. Yanaklarım deli gibi ıslansa da umursamadan akıl sağlığımı bir kenar itip gülüyordum kendime. Bir süre sonra yorulup yüz kaslarımı dinlendirmek istemiştim ama gülmem silindiğinde de bu sefer tüm öfkem gün yüzüne çıkıyordu.

Saatlerce aynı yerde öylece oturmaktan aklımı sıyırmış olacağım ki bu sefer de bağırmaya, direkt kameraya bakarak tüm öfkemle sövmeye başlamıştım. Aklıma ne gelirse dilime ulaştırıp saydırıyor ve bir adım bile geri atmıyordum. İşte devam eden saatler de böyle geçiyordu. Ağlıyordum, öfke krizlerine giriyor, Kim Taehyung'u adını ağzımdan düşürmeden küfürlerimi ardı ardına sıralıyordum. Hatta öfke bedenimi öyle bir ele geçirmişti ki bir ara sarstığım sandalyemle birlikte düşeceğim sanmıştı.

TabooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin