Yorumlarınızı bekliyorum, ilgiye göre devamını da atarım. İyi okumalar!
×××
Sanırım son birkaç günde biraz aptalca davrandığım söylenebilirdi.
Eh, en azından denemiştim.
Daha doğrusu buna sebep olan şey içimi kaplayan ve beni uyutmayan huzurluksuzdu. Önceki seferlerin aksine rahatça uyuyamamın sebebi aklımı rahat bırakmayan Eunwoo ve vicdan azabımdı. Artık bir sebepten ötürü yorgun olmadığım için de uykum gelmiyor, gece uyuyabilmek için adeta kavranıyordum. Ama bu güne kadar en yüksek uyuma rekorum dört saat olmuştu. Buna rağmen hiçbir yorgunluk belirtisi göstermiyordum ve belki de buna sebebiyet veren şey öfkemin yükselişiydi.
Kim Taehyung ile hayatımı mahvetmek, onun seks partneri olmak istemiyordum. Bana dokunma ve yaklaşma girişiminde bulunan hiçbir hareket göstermemiş olması bir şey değiştirmiyordu, bunu eninde sonunda yapacaktı. Burada geçen dört gün boyuca ne ile uğraştığını bilmiyordum fakat arada bir eve uğramasının dışında sürekli dışarıya çıkıyor, bazen Yoongi'yi de yanına alıyordu.
Bu süreçte maalesef ki aptallığıma düşerek üzerinde uzunca düşünüp plan yaptığım kaçma girişimlerimi uygulamaya çalışmıştım. Evet, bunu yapmıştım. Hiçbirinin işe yaramadığını bulunduğum konumdan anlayabilirdiniz. Onlarla olmaktan ve beni zorla yanlarında tuttukları gerçeğinden o kadar sıkılmıştım ki bundan başka bir çare bulamamıştım.
Dediğim gibi, en azından denemiştim.
Başarısız olma ihtimalime karşı sonuçların ne olacağını daha önce pek düşünmemiştim. Delirmiş gibi denediğim kaçma yollarından sonra Jimin'in beni yakalaması çok sorun olmamıştı ama en kötüsü Yoongi'ye yakalanmaktı. Benimle sürekli alay etmiş ve fırsatı eline geçirdiğini düşünerek o pis sözleri eşliğinde saçlarımı çekip beni sürüklemekten geri kalmamıştı. Bana ceza vereceklerini düşünmüştüm ama öyle bir şey gerçekleşmemişti.
Tabii Taehyung'un tüm olanlardan haberi vardı. Hatta tam kaçmayı başardığımı düşündüğüm, umudumun zirvede olduğu o anda yeniden katilimin elleri arasına düşmüştüm. Bana karşılaştığımız ilk günki gibi bir buz kütlesi kadar soğuk olmasa da sinirlenip bağırıp çağırmaması beni biraz şaşırmıştı. Beni eve geri götürürken bacaklarımın korkudan titremesini hâlâ hatırlıyordum çünkü kaçma ihtimalime karşı beni sürekli tehdit etmişti, oysa daha sonrasında hiçbir şey yapmamıştı. En azından henüz.
İşte bu deli cesaretim kaçamayacağımı anladığımda son bulmuştu. Neyime güvenerek, canımı bir hiçe sayarak bunu denemiştim anlayamasam da geceleri Eunwoo'yu ve hayatımı düşünerek ağlamaktan başka bir şey yapamıyordum. Bu çok acizceydi, göz yaşlarımı durduramamaktan da nefret etmiştim. Bu evde kapana kısılmıştım ve bir de uyuyamadığım için de günler asla geçmek bilmiyordu.
Tek iyi tarafı bir işim olmadığında istediğim zaman odamda kalabilmem ve istediğimi yapabilmekti. Bazen az bile olsa cehenneme dönen bu hayattan soyutlanarak kendimi resmime veriyor, içimi dökebilmek için aklıma ne gelse onu çiziyordum. Bu sırada kaçmayı denemek bir işe yaramadığı için başka bir şey bulmam gerektiğinin farkındaydım. Ama ne yapabilirdim ki?
Taehyung'un bana dokunmak isteyeceği günü hiç de istemeyerek bekliyordum. Dominant bir adam olduğu belliydi ve başıma gelecekler az çok tahmin edilebiliyordu. Yine de bazı geceler evde olmasına rağmen yanıma yaklaşmadığı bile olmuştu, belki de yemek saatinin ardından odamda kalmak istemem buna engel oluyordu.
Eğer sürekli engel olacaksa hep odama kaçmaya razıydım.
Bir de dün yaptığı şeyler vardı. Jimin'e aldıkları birkaç poşetin yanında bana normal bir zaman olsa mahçup hissedeceğim bir sürü kıyafet vermişlerdi. Evet, bunu kaçma deneyimlerimden sonra yapmışlardı. O kadar gülünçtü ki dalga geçtiklerini düşünmüştüm. Hepsi bedenime uyuyor gibiydi ve öylesine alınmış kıyafetler değildi, nedense Taehyung'un seçimleri olduğunu düşünmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taboo
Fanfiction''Ya neden ben? O gece talihsizce orada bulunduğum için mi? Sebebi bu mu? Beni tanımıyorsun bile, ama öylece güvenerek yanına alıyor ve aranıza dahil ediyorsun.'' Kalp atışlarım saniyeler birbirini kovaladıkça hızlanırken bir süre geniş sırtı ve kar...