4

274 13 6
                                    

Koştum ve odasına vardım. Kapısını tıklatıp girdim. Odaya biraz göz gezdirdiğimde ihtiyacım(ız) olan herşey hazırdı.

Markus: odaya bön bön bakmayı keseceksen sana konuyu söyliyeyim ve başlayalım. 

BoraLo: tamam

42 dakika sonra









































BoraLo: daha hızlı koşmalıyız! Zaten yeterince geç kaldık!

Odaya girdiğimizde Markus ile soluk soluğa idik. Markus hamle yaparak elimdeki dosyayı Yüce Usta'ya verdi. Yüce Usta dosyayı yavaşça inceledi.

Yüce Usta: Güzel.. Birdaha gecikmesin. Görünüşe göre iyi anlaşıyorsunuz. Çıkabilirsin Markus.

Markus 'tamam' diyip odadan çıktı. Yüce Usta eli ile koltuğu işaret etti. Tedirgin bir şekilde koltuğa oturdum. Yüce Usta arkama geçti.

Yüce Usta: Bizim için çok çalışıyorsun. Umarım ARKADAŞLARIN için bizi kenara atmazsın?

bu sorusu üzerine titremeye ve terlemeye başladım. Aslında Yüce Ustadan beklenecek bir haraketti. Sakinleşmek için etrafa göz gezdirdim. Gezdirmez olaydım çünkü gördüğüm şeyler üzerine daha çok korkmaya başlamıştım. Buradan umarım herhangi bir hasar almadan çıkarım

Yüce Usta: Arkadaşının eskisi gibi olmasını istiyor musun?

ha? Neden durduk yere böyle bir soru sordu ki?

BoraLo: Herşeyden çok istiyorum..

Yüce Usta: 1545'ler, Onunlarla aranı düzelt. Kardeşler ve Raxxan ile savaşımızda işimize yarayabilir.

BoraLo: Ama..

(Yüce Usta şimşek çarptırmaya başlar)

BoraLo: tamamdır Yüce Usta..

Yüce Usta: gidebilirsin..

Yüce Usta cümlesini bitirir bitirmez flash gibi koşmak istiyordum ama yapamazdım. Bu sebeple ayağa kalkarak yavaşça başımı eğdim. Ardından dışarı çıktım. Kapıda Markus bekliyordu.

BoraLo: Niçin bekliyorsun işin bitmedi mi?

Markus: Yüce Usta genelde buradaki odasına çağırdığında gelen kişinin biryerlerini koparmadan odadan salmaz.

BoraLo: oh.. 'Türkçe bir şekilde' şimdi siktir git.

Markus:?

BoraLo: sadece bana bu bilgiyi verdiğin için teşekkür ettim.

Markus: ha? Saol!

dedi Markus. Kolumdaki saatime baktığımda 23.52 yi gösteriyordu. Benim için sıkıntı yok. Ofisime doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Saat 00.00 olduğunda otomatik olarak koridordaki ışıklar kesiliyordu. Karanlıkta kalmak istemem..









Ofise varınca (her ofiste yatak ve tuvalet alanları var)


çekmeceme açtım ve A4 kağıtlarını çıkarmak için elimi içeri soktuğumda acıyla geri çektim. Çekmecemde bir fare kapanı var! Ve bir not. Fare kapanından elimi kurtardığımda notu alıp okudum..

oku

A4 kağıtlarını iş için aldım. İşim için aslında en fazla 2 A4 kağıdı gerek ama tüm A4 leri aldım. fazladan işime yaramayan eşyalar da aldım. Umarım sürprizimi beğenirsin 

yazan: Code-Man

yazıyordu. Yapamicak mıyım şu planı!? Fon kartonlarına uzandığımda oraya da fare kapanı koymuş pezerek! Fon kağıtlarını da almış. Zaten yapacak başka birşeyim yok. Masaya mı yazayım planı amk? Biraz mola verme zamanı..





Masamdan kalktım,odamdan çıktım ve binadaki ve mutfağa gittim. Bana sadece insancıklar lazım.. Mutfağa göz gezdirdiğimde genelde 7/24 takılan tipler,acıkanlar ve benim gibi öylesine gelenler. Mutfak hafif bir şekilde yemek kokuyordu.

BoraLo: kim yemek yapıyor?

Chris: Freak-Gril, Turkishminecraftlegends'a yemek yapmayı öğretiyor.

' AĞAĞAĞAĞAĢA! (TRMC tiz bir çığlık atar.) '

çığlığın üzerine mutfağın diğer yarısına koştum.

Freak girl: Bağırma salak! Şurdan yangın tüpünü getir hemen!

TRMC koşarak bir odaya gitti. Yangın tüpü ile geldi ve bir yere sıktı. Freak-Gril 'in yanına gittim ve şuan ne yaptığına baktım

BoraLo: sen Turkishminecraftlegends'e noodle yapmayı mı öğretiyorsun?

Freak Girl: Öğretiyordum ama son anda yaktı. Aç kalmamak için noodle yapıyorum.

BoraLo: tamam.?

Mutfağın diğer yarısına gittim. Codeman'in önünde dosya ile kahve vardı ve masada uyukluyordu. İntikam sırası bende Codeman! HAHAHAHAHHA HAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHHAHAAHHAHAHAHHWHAHAHAHAAHHAHAHAHAHAHHAHAHAAAAAAAAHAHAHAHAHAHHWHWHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHA AJAJAJJAJWJWJAJ
















516 kelime.

Yazım tarihi: 13.9.2023

Can Dostum (Chris1545 × BoraLo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin