21.Bölüm-Gerçekler(İlk kitap final)

49 2 0
                                    

Hepinize selammm yine ben geldim, Normal de biliyorsunuz bu bölümü tamı tamına günün de yani 12 Aralık 2023 de verecektim ama ben bölümü her şeyiyle tamamladım çok çok önceden... Düzenlemesi ve bölüm tamamen hazırdı ve hani sizleri 2 ay kadar bekletmek istemedim çünkü zaten hazır bölüm boşu boşuna o kadar beklemeye gerek duymadım... Sizler bu bölümü 12 aralık'ta yaşanıyormuş gibi okuyun bölüm Milay'ın doğum günün de yani 12 Aralıkta geçiyor o yüzden zaten 12 Aralık'ta vermek istemiştim ama dediğim gibi bekletmek istemedim...

Bölümü 5 Ekim'de okuyoruz.

İYİ OKUMALAR...

Ve sende erik gözlü kızım iyi ki doğdun ve iyi ki aklıma düştün.

Meriç'in bir tanesi...

Yiğit'in erik gözlü kızı...

Deniz'in biricik kız kardeşi ...

Günümüz...

12 Aralık 2023...

...

Bir insan doğduğu güne lanet edebilir miydi?

Ederdi.

Kendimden biliyordum, Meriç'in ölüm haberinin bana verildiği günden bu yana 5 sene geçmişti. Ben bu 5 sene içinde belki yüzlerce belki binlerce kendi doğduğum güne lanetler yağdırmıştım.

Belki doğmasaydım ya da 12 Aralık tarihini silebilseydik takvimden yaşanacakların önüne geçebilir miydik?
Meriç şuan yaşıyor olabilir miydi? Ben her sene 12 Aralık günü kendi doğduğum güne sevinemeden, ablamın yasına düşüyordum, hayallerimin üzerimde bıraktığı izin ağırlığına yeniliyordum.Her sene ben aynı çukurda boğulurken girdiğim girdapta boğazıma dolanan urganı gören kimse yoktu.

Bahadır denilen adamın verdiği ifadeden bugüne sadece 1 ay geçmişti. Bu bir ayda elimize geçen hiç bir şey yoktu. Ve de elimizde ki her şey zaten sıfırlanmıştı çok düşünmüştüm bu 1 ay da çok kez kendimle savaşmıştım çok kez kendimle çelişmiştim fakat bu bugünden itibaren son bulacaktı...

Elimde ki istifa mektubunu yazmak benim için ağır olmuştu her ne kadar bu mesleğe başladım başlayalı bir türlü kendimi buraya ait hissetmesem de alışmıştım yalan değildi. O yüzden bu mektubu Teslim etmek benim için zor olacaktı ama bir yandan da inkar edilemez derece de bir huzur vardı içimde... Sanki yıllardır boynuma doladığım urgan aşınmıştı.

Karakola girdiğim de bana doğru gelen Yiğit'e tebessüm ederek "Günaydın" dememle ondan da aynı karşılığı almıştım fakat o cümlesine devam ederek "Doğum günün kutlu olsun Milay"demişti. Doğum günümü kutlarken bile Milay demesi gözümden kaçmamıştı bu içime sıkıntı verse de maalesef bugün kü kendimi jiletleyecek acılarım listemi doldurmuştum. Artık başka sefere buna da yanardık...

Yine yangınlar yine ben diye bağırasım gelmişti şuan yani...

Teşekkür ederim Yiğit,deyince hafiften sarılmıştı fakat ben ahtapot misali çocuğa kollarımı dolayıp yapışınca o da rahat rahat sarılmıştı. Beraber yukarı çıktığımız da tüm ekibi bir arada görmek beni şaşırtmadı. Hepsi tek tek doğum günümü kutlamışlardı. Ama hiç biri ne hediye vermişti ne de pasta almışlardı bu konuda ki hassasiyetimi bildikleri için bana karşı dikkatli davranıyorlardı. Hediye almalarını istemiyordum çünkü ben zaten bugünü atlatana kadar yeterince boğuluyorken bir de bana bugünü hatırlatacak bir şeye katlanamazdım.

Bartu'nun tüm ekibe dağıttığı çaylarla kafam biraz da olsa dağılmışken düşünceler üstüme tekrardan üşüşmüştü.Eğer ki istifa mektubum onaylanırsa bu ekipten bu insanlar ayrılmak o kadar zor olacaktı ki bunu düşünmek bile gözlerimin buğulanmasına sebep oluyordu. Biraz dan sağ tarafımda oturan biri tarafından hafif dürteklenince mecburen o tarafa dönmek zorunda kalmıştım.

Merminin UcundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin