Kafenin yolunu tutmuştum. Ne yakındı buraya ne de uzaktı. Taksiye boşuna ne para vereyim ki, ayaklarım varken. Kulağımdaki kulaklıklardan açtığım müzikle birlikte içimden o şarkıyı söyleyip yürüyordum. Guess who loves you, naya na. Do I show you, no ya, no. Bu şarkı daha dün çıkmıştı ve şimdiden favori şarkım olmuştu. Yüzüme düşen bi damlayla kafamı gökyüzüne doğru çevirdiğimde birazdan yağmurun başlayacağını farkettim. Yaaaaaa siktir. Nerden çıktı şimdi bu ya. Stabil adımlarımı hızlandırıp yürümeye koyuldum. Nihayet kafeye ulaştığımda yağmurun atıştırması da artmıştı. "Ooo naber Jisung. 1 haftadır gelmedin, şaşırdım doğrusu."
"Evet yaa aşkım kusura bakma sınav telaşı işte. Şey yağmurun yapacağını hesaplamamıştım da bana hızlı bi şekilde bi buzlu americano hazırlasan."
"Tabi, hemen hazırlayım."
"Rose! Ha bide gece yine açıksınız değil mi."
"Bak Jisung, geceleri içki falan dağıtıyoruz doğru. Ama senin sınavına az kaldı, sorun olmaz mı."
"O kadar içmem merak etme. Ben bizimkilerle gelirim."
"Kahven de hazır al benden olsun bu."
"Kraliçemsin be Rose. Hadi kaçtım ben."
(Ship değildir)
Yağmur çoktan hızlanmaya başlamıştı bile. Bu yaz yağmurları da bi atıştırıyo bi gidiyo, gıcık bişey. Biraz ilerde duran durağa otobüsün geldiğini görünce eve otobüsle dönmeye karar verdim. Koşa koşa gittim ve tam otobüs kalkmadan önce yetişmeyi başardım. Ağzına kadar dolu olduğu için ayakta kalmıştım. Biraz ilereyip direğe tutununca otobüs de hareket etmeye başlamıştı. Başta herşey normaldi. Fakat aniden omzumda bi el hissetmemle gerilmiştim. Omzumdaki el omzumdan enseme gitmiş ve okşamıştı orayı. Olayın şokundan dolayı parmağımı dahi kımıldatamıyordum. Bi an arkamdaki bedenin bana yaklaştığını hissettim. Aynı zamanda ensemdeki el de belime kadar gelmişti. Hassiktir, nerden çıktı şimdi b- oh. Aniden yandan gelen bi yabancı beni ve arkamdaki yabancıyı ayırmıştı. Otobüs durakta dururken bunun benim durağım olduğunu farkettim ve hızlı hareketlerle otobüsten indim. Ne yaşadım ben biraz önce. Neyse. Yağmur nerdeyse duracak gibi olmuştu. Bu da bi sorun olmayacağından hızlı bi şekilde eve yürüdüm. Anahtarla kapıyı açtığımda hızlı bi şekilde eve girmiştim. "Kütüphaneye gidecektim üşendim şimdide yaa, napçam şi- lan Jisung. Ne hızlı geldin. Bu iki mal tekrardan yattılar. Bende tam diyordum ki biri gelse de beni bu yalnızlıktan çekip kurtarsa." Salondaki koltuğa gömülmüş bi şekildeydi. "Yaa daha demin başıma ne geldi bi bilsen."
"Noldu ki. Gel önce otur." Gidip Seungmin'in yanına oturdum.
"Lan otobüste tacize uğradım resmen."
"NDDLDKSKDMDJSKDJDKDL"
"Yaaa ciddiyim."
"Dur, valla mı. Nasıl oldu."
"Ya geldi işte adamın teki orama burama falan dokundu bildiğin."
"Orana burana?"
"Yaa orası değil ama dokundu işte."
"Haaaa."
"Bişeyi de normal anla amk."
...
*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*
AĞĞĞĞĞĞĞĞ
GÖZÜMDEN UYKU AKIYO RESMEN AQ
Umarım beğenmişsinizdir
Biraz son dakika oldu
Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın
SEVİYORUM SİZİ ASKLAR 💕💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz | Minsung
FanficKanla kaplanan yatakta bitmişti herşey. Söz vermişti ona. Ne olursa olsun onu bırakmayacaktı. Söz vermişti oğlan. Tabi bu sözü de yerine getirmişti...