Daha yeni tamamlanmıştı bu ilişki. Kim nereden bilebilirdi ki bir kurşunun bu ilişkinin sonu olabileceğini. Bir sözdü bu ikisini bağlayan, sonsuz bir sözdü. Verdiği sözü tuttu oğlan. Herşeye katlanıcam demişti, onun için. Herşeye...
Şimdi ikisi de mutlu, ama o günün geleceğini ikisi de bilmiyordu. Kim bilebilirdi, o günün birlikte yattıkları son gün olacacağını. Tamamlanan bir bütün ayrılmıştı. Bir söz bağladı ikisini tekrardan, sonsuz bir söz...
Odamda öylece yatağıma uzanmış tavanımı izliyordum. Son günlerde yapacak çok bişey yoktu. Şu lanet sınava da az kalmıştı zaten. Bari son günlerimde ders çalışmayım, değil mi? Zaten kalmış bir hafta. Ne değişecek çalışmasam. Zaten var başımda üç tane psikopat, her gün darlıyorlar. Şu son haftayı da sessiz sakin bitireyim, şu üniversiteye de bi geçeyim. Zaten sınavdan sonra bizimkiler iyice üşüşecek başıma. Şu bi haftamı da darlamalarından uzak geçireyim. "Jisung, kapın niye kitli? Lan! Kimi attın yatağa?! Aç bende katılayım!" Yemin ederim mal bu yaa. Yavaş adımlarla yatağımdan kalktım ve kapının kilidini açtım. Ben açar açmaz zaten kapının önünde dikilen Hyunjin çoktan odama dalmıştı. Odama girip önce ortalığa bakındı, sonrasında ise yatağıma doğru zıpladı. "Eeeee, kimse yok?"
"Bok var Lama."
"Lama annendir oç."
"Ulan alt tarafı bi uzanayım dedim. Diğer ikisi napıyo?"
"Jeong XBOX oynuyor. Seung'de internetten kitaplara bakıyo. Sanarsın kitap doğurdu bunu." Kendini salarak yatağa uzanmıştı. Kafasını kaldırıp ayakta dikilen bana bakınca sağ elini iki kez yatağa vurup otur işaretini yapınca bende yanına uzandım. "Ulan sınava bi hafta kaldı yaaaa. Sıçtık biz."
"Benim umrumda değil valla."
"Bişey sorucam. Ne umrunda Hyunjin?"
"Aslında hiçbirşey." Kafasını bana çevirip sırıttığında bende bi kolumu kaldırıp çok sert olmayacak bi biçimde karnına indirdim. Şok etkisi yaratmış oldum böylece, ellerini karnına sardı ve ağzını hayvan gibi açarak kükrercesine bağırdı. Hyunjin'in bu çığlığıyla kapımın önünde Jeongin belirdi. "Kim anırdı öyle hayvan gibi. Sağır oldum sandı-" konuşmasını bitirmeden bir oflama çekti ve bi elini gözlerini kapatarak suratına koydu. "Ben niye soruyorum ki. Bizim evde tek hayvan gibi anıran Hyunjin. Ağzına sıçıyım Hyunjin." Derin bir nefes alarak elini çekti ve öylece ona bakan bana ve Hyunjin'e baktı. Ne olduğunu anlayamadım ama bi anda gözlerini açarak bağırmaya başladı. "Lan! Jisung'umuz elden gidiyor. Eeee, yatak rahatmıydı bari."
"Aklını seveyim Jeongin."
"Aklımı bende seviyorum, sağol."
"Aklını sikeyim Jeongin." Ona verdiğim yanıtla yattığım yerden doğruldum ve yatağın bi köşesine geçip oturdum. Kolumu uzatıp yataktan telefonumu aldım ve saati kontrol ettim. "Yuh amk. Saat sabahın 1'ine geliyor. Zıbaralım lan!" Benim bağırmamla bu yanımdaki iki oç'da gülmeye başlamıştı. "Ne var amk'lar, ne anırıyonuz. Kulak zarımı siktiniz." Seungmin'de söylene söylene odama girdi ve kendini benim yanıma attı. "Diyorum ki hepimiz buradayız. Kayın bende geleyim hep beraber zıbarak." Jeongin'in demesiyle yatağın bi kenarına atlaması zaten bir olmuştu. "Yavaş olun lan yatağımı kıracağınız."
"En azından kıralım ki kimseyi atma yatağa."
"Hyunjin ben senin olmayan beynini sikeyim."
"Ulan susun da zıbarak. Şuan çok rahatım ve bozamam. Jisung hepimiz yatıyoz sen oturuyon. Bu da demek ki ışığı kapatmada sorumlu olan kişi sensin."
"Emredersiniz Bay Kim. Başka isteğiniz?"
"Sen şu ışığı kapat, siz ikiniz de anırmadan yatın" bunu Hyunjin ve Jeongin'e bakarak söylemişti "yeter. Kulağımın içine ettiniz zaten." Seungmin lafını bitirince bende kalkıp ışığı kapattım ve yatağımın boş bi kenarına yattım. "İyi geceler salaklar."
"Sanada iyi geceler Köpüş." Ona cevabını verince hemen gözlerimi kapadım. Bugün hepimiz yeterince yorulmuştuk, zaten çok geçmeden hepimiz de uykuya kalmıştık.
Sabah üstümde hissettiğim yükle çırpınarak uyandığımda üç gerizekalı arkadaşımın üstümde yattığını gördüm. "ULAN HAYVANLAR! KOCA YATAKTA YATACAK YER Mİ BULAMADINIZ! KALKIN LAN ÜSTÜMDEN! NEFES ALAMIYOM!"
"SABAH SABAH KULAĞIMI SİKTİN JİSUNG!" Seungmin üstümden doğrulurken aynı zamanda bağırarak söyleniyordu.
"SİKERİM TABİ Kİ!"
"NOLUYOR AYOL! GÜZELLİK UYKUMDAN UYANDIRIYORSUNUZ BENİ! VİCDANSIZLAR!" Hyunjin'de suratına yerleştirdiği ifade ile bize bakıyordu. "Tabi hazretleri, siz yatın benim üstümde ben boğulayım, sen yaşamaya devam et."
"Amma abarttın be Jisung. Alt tarafı yattık ha." Jeongin'in konuşması ile hepimiz kalkınca bende yataktan kalktım. "Valla uykunuzu benim üstümde çektiniz, biri de kahvaltıyı hazırlasın. Gece yeterince iş gördüm ben." Söylenerek lavaboya girdiğimde işimi halledip hızlı bi şekilde çıktım. Odama geri girdiğimde üstümü değiştirmek için gardrobuma yöneldim. "Çıkın da üstümü zıbarayım." Üçü de hala yatağımda yatıyordu. "Kanka o kaslarını gördük biliyoruz. Şimdi mi utanıyon?" Jeongin bana bakıp sırıtıyordu. "Amaaan uyarmadı demeyin aq." Üstümdeki tişörtü alıp bi çekişte çıkardıktan sonra eşofmanıma yöneldiğimde arkadan seungmin seslendi. "Ne yapmaya çalışıyon. Bizde katılalım sana."
"Yav ben uyarmadım mı sizi amk."
"Lütfeeen gözlerimizeee merhameeet eeeeet!"
"Çıkıyo musunuz, yoks-"
"Amaaaan, Hyunjin ve Jeongin. Çıkalım yoksa olaylar değişecek."
Üçüde odamdan çıkınca gardroptan aldığım bol siyah efoşmanla beyaz tişörtü hızlı bi şekilde giyindim. Boynuma geçirdiğim zincir kolye ile de kombinimi tamamlamıştım. Odamdan çıkınca kokuların geldiği mutfağa yöneldim. İçeriye adımımı atar atmaz burnuma gelen yumuşak koku beni mayıştırmıştı. "Haa bizim kulak çınlatan da geldi. Pankek yapıyom, geç otur." Seungmin'in konuşmasıyla masaya geçtim ve bizimkilerin yanına oturdum. Seungmin ise tabakta doldurduğu bir yığın pankeki önümüze koyup oturdu. "Kanka, dört kişiyiz. Bu kadar pankeki neremize sokucaz."
"Ya ısıta ısıta yeriz aq hergün yemek mi yapçam be." Jeongin ve Seungmin'in atışması bitince herkes tabağına doldurduğu pankekleri gömmeye başladı. Bi süre sonra hepimiz şiştiğimizden sandalyelerimize yayılmıştık. "Offfffffff, benle kütüphaneye gelmek isteyen var mı. Sınava son 6 gün kaldı amk." Seungmin sorusuyla birlikte doğrulmuştu. "Ben XBOX oynıcam, dün yarım kalmıştı."
"Bende uyucam, güzellik uykum yarım kaldı."
"Bende bi kafeye gidip bişeyler içicem valla."
"Off, sınavda sizden bi bok olmaz harbiden."
"Sağol kardeşim." Seungmin'e verdiğim yanıtla yayıldığım sandalyeden kalkmıştım. Odama geri girip aldığım bel çantasına eşyalarımı koyduktan sonra dış kapıya yöneldim. Converslerimi bağlayıp açık kapıdan bizimkilere seslendim. "Sırf gıcıklığına beni dakka başı aramayın. Ben kaçıyom."
"Bensiz içtiğin kahve haram zıkkım olsun be Jisun-"
Hyunjin'in lafını bitirmesine izin vermeden kapıyı çekip yürümeye başladım.
*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*
Selammmm
Yeni fic yeni macera
Bu yazdığım 5. fic
Yazmak harbi zor yaaaaa
Ama yeterki sizler sevin
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın asklarrrr
💕(Yaaaaaaaaaa yeni bölümleri bugün atamayacağım yaaaaaaa. Kusura bakmayın lütfen. Salı günü görüşürüzz.)
![](https://img.wattpad.com/cover/349728815-288-k945479.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz | Minsung
Hayran KurguKanla kaplanan yatakta bitmişti herşey. Söz vermişti ona. Ne olursa olsun onu bırakmayacaktı. Söz vermişti oğlan. Tabi bu sözü de yerine getirmişti...