5 - Korkuyorum

20 3 99
                                    

Neler olcak bakalim

Jisung korkuyordu. Felix'e ve kendine zarar gelmesinden hatta çevresine zarar gelmesinden korkuyordu.

"Ben niye senin evindeyim Minho..."
Hayır işte şimdi hapı yuttuk.

"Şey... uyuyakalmıştın bende seni yatağıma yatırdım alttarafı."

Kafasını sallayıp kalkmaya çalıştı.
Ve dudaklarından şu söz çıktı.

"Felix tehlikede Minho.. Korkuyorum. En yakın arkadaşımı kaybedemem. Korkuyorum."

"Şhhh.." dedim ve sakinleştirmeye çalıştım. Ona o gizemli adamı söylemeli miydim..? Sanırım rüya görmüyordum.

Jisung kalkmış kapıya doğru ilerlerken ona bağırdım.

"Bekle..!! Jisung.."

Beni dinlemeden ilerlemeye devam etti.

"Sana diyorum Han Jisung!"

Bunu dememle birden duraksadı ve arkasını döndü. Bana doğru yürüyerek elimi tuttu. "Peki.. benimle gel." Diye beni birden kendine çekti ve üstüne düşmüştüm...

Yere yığılmıştı.. ve bende üstündeydim. Ona tuhaf bi şekilde bakarken o da bana baktı. Ve aramızdaki sessizlik bozuldu. "Felix tehlikede diyorum Minho! Kalk üstümden sırası değil." Dedi ve özür dileyerek üstünden hemen kalktım.

Kapıya doğru koşuyordu ve bende ceketimi giyip Jisung'u takip ettim.

Jisung Felix'in evine doğru giderken bende etrafı kontrol ediyordum.

"Jisung sen Felix'le ilgilen. Her ne kadar sevmesemde.."

"Demek Lixi sevmiyorsun ha?"

Diye ses duydum. Kesinlikle biyerden geliyordu. Çok ince bir ses de değildi. Bu.. o gizemli adam olabilir miydi?

"Kimsin sen?"

Dedim ama kimse gözükmüyordu.

"Kim olduğumun henüz önemi yok."
Dedi ve karşıma çıktı.

Evet.. bu o gördüğüm gizemli adamdı.

"Sensin..."

"Evet benim.. Hadi bakalım sırlarımızı ortaya çıkaralım mı? Senin küçük Jisung'un hakkında neler biliyorum senin haberin var mıdır? Ha onu geçtim... tatlı Felix.. onu bana ver."

Ne diyordu bu piç??

"Ne diyorsun sen.. Felix benim yakınım bile değil. Hem Jisung hakkında nasıl öyle konuşursun? Kimsin sen? Kimsin dedim!"

"Ben Seo Changbin. Senin sırrını da biliyorum. Jisung'a aşık mı oldun acaba minik? Ah biliyor musun.. bende aşığım.. Ama Jisung'un yakınına."

Diyip uzun süre güldü...

"Bak... Felix'i sevmiyorum ama-"

"Sevmiyor musun? Haha.. o zaman işime karışma!"

Diyerek yine ortadan kayboldu.

Eve girerek Jisung'u farkettim. Felix ağlıyordu.

"Ağlayan bir bebek gibisin resmen."
Dediğimde Jisung sinirlenmişti.

"Minho... Felix'i küçük düşürme lütfen. Sadece korkmuş."

"Tch.."

Felix konuşmaya başladı.

"Birisi beni takip ediyor. Beni öldürmek istiyor gibi. Ayrıca Jisung'tan da bahsediyorlar. Sanırım bir grup çete gibi."

[ Bunu duyunca Jisung'a zorbalık yapan çete aklına geldi.. onlar olabilir miydi? ]

"Minho... Felix senin yanında kalabilir mi şimdilik..? Abin bakar mı ona? Korkmuş. Lütfen.."

"Ama abim.. peki.." diyerek abimi aramıştım o da nazik bi şekilde onaylamıştı.
Yanlış bişey.. olmamalı.
....

Bir süre sonra toparlandık ve Felix'i abime bıraktım. Abi nolur bişeyler yapma çocuğa...

"Felix'i al. Korkmuş ve ağlamış. Teselli et bi şekilde nasıl olsa sevmiştin."

Heyecanla onayladı ve bizde Jisung'la dışarıdaydık.

"Jisung benden sakladığın bişeyler var mı?"

Bana cevap vermemişti...

"Neler olduğunu bilmiyorum Minho.. Çözeceğiz. Ve okullar tatil oluyormuş bu bizim için avantaj."

Bir süre düşündüm ve ses duydum.

"AHH HYUNJIN NE YAPI-"
"Shhhh"

Biliyordum sonun kötü olacağını...

Hemen eve koştum ve Jisung'a beklemesini söyledim.

"Siz ikiniz ne yapıyorsu-"

Baktığımda abim yani Hyunjin, Felix'i duvara yaslamış ve öpüyordu.

Beni farketti.

"Özür dilerim Minho.. Dediğin gibi onu teselli ettim ona sarıldım ve morali düzeldi ve biraz da sohbet ettik. Ama ben onun kiraz renkli dudaklarına ve parıl parıl parlayan çillerine yani yıldızlarına dayanamadım öpesim geldi. Kendimi kaptırdım sanırım-"

Of ne yapıcaktım ben bununla..

"S-sorun yok Minho hyung... dayanamadı anlaşılan... Herkes hata yapar.."

Ugh... Felix'le konuşmam gerekiyordu. Felix'in elini çekerek onu Hyunjin'den kurtardım. Ve başka bir odaya götürdüm. Abim arkamdan cırlıyordu tabii ki.

"Abimi takma. Bazen kafası güzel oluyor. Takmış kafayı sana işte. Her neyse. Seninle konuşmam gerek."

"Sorun yok Minho Hyung.. seni dinliyorum"

"Seo Changbin. Bu isimli birini tanıyor musun..?"

Bunu duyunca duraksadı ve yüzüme tuhaf tuhaf bakarken cevap verdi :

"O mu... eski flörtüm."

Eski flört?

"Hayır yani.. tam olarak denilemez ama bir zamanlar benden hoşlanıyordu. Ve bana çok nazik davrandığı için onu sevmiştim ve o da ciddiye aldı sanırım. Üzgünüm derslerime odaklanmam gerekiyor demişken 'peki..' dedi ve bir daha karşıma çıkmadı. Ki.. ondan pek hoşlanmıyordum."

"Ah seni ucube..."

Demek... Changbin Felix'ten  hoşlanıyordu fakat Felix istemiyordu. Ama hâlâ hoşlanıyor.. Bunu ona dersem daha da korkacaktı desem onun için değil Jisung'un tekrar bana kızacağından korkuyordum. Nedense bu şahısı çok seviyordu. Pfff..

"Başın belada olabilir Felix."

"Ne..?"

————

Ben gece gece bir bölüm daha atayım dedim hazırdan. Olaylar çıkmasını sağlamak istiyorum bi şekilde denedim yinede sevmezseniz söyleyin.

Bu bölümü attıktan sonra uyuyacağım tekrardan okuyamam sanırım ama size iyi okumalar! oy verip yorum yapmayı unutmayalım üzülüyorum..

💋💋

My Only Dear | Minsung SİLİNECEKTİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin