O ay ve kaderin idolu Sana.
Japon bir idol. Katil olabilir mi?
Yada eski bir katilin sevgilisi? O diğer İdoller den farklı. Bazen bir ajan bazen bir ajan eğitmeni bazen bir idol bazen bir iş insanı bazende çok iyi bir dost.
İsterse o hersey olur. Ay...
Tae ile bugün buluşacaktık. Bugün evimdeydim. Sabah kalkmış, duşumu almıştım. Şimdi ise giyeceklerimi seçiyordum. Aha bu takımım çok güzel olur!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçımıda bir at kuyruğu yaptım. Daha sonra mutfağa gittim. Yulafımı hazırlamaya başladım. Telefonum çalmaya başladı. Acaba kimdi? Telefonu açtığımda Tae olduğunu fark ettim. "Alo Tae? " "Alo Sana? " "Buluşmaya geleceksin değil mi? " "Buluşmaya geleceksin değil mi? " "Gelmeyeceğim. " "Niye? Ben kahvaltımı yapıyorken senin sesini duymak için seni aradım. Sen ise gelmeyeceğini söylüyorsun! " "Taklit etmeni bitirmen içindi. PUAHAHAHAHH! " "Tamam bay bay. " "Ya şaka yaptım geliyorum. Neyse tamam bay bay! " Yüzüme kapattı! Pislik çocuk! Bide bana aşık! Sevme türüne tükürüyorum şuanda! Sabah sabah sinirimi bozdu! Sakin ol Sana sakin ol.... Sakinim! Hemen yemeğimi yedim. Tabağımı tezgaha koyduktan sonra kapı çaldı. Kapıyı açarken "Taeee sen misin??? " "Hayır ben değilim benim yerime dedem geldi." "Ahh ozaman ver elini öpeyim dedecim! " diyip gülmeye başladık. Daha sonra arabaya bindik. Geldiğimiz yer çiçeklerle dolu çok güzel bir bahçeydi. "Tae burası çok güzel! " dedim ve kollarımı açarak etrafımda döndüm. Tae ye döndüğümde gülerek bana bakıyordu. Hala kollarım açık olduğu için hiç kapatmadan onun üzerine koştum ve ona dokunup 'ebe!' dedim. Donup kaldı.Daha sonrasında arkamı dönüp yine kollarımı açarak çiçeklerin arasında koşmaya başladım. Tae de arkamdan koşmaya başladı. "Hadi ebelemece oynayalım!!" "Tamam ben ebeyim sen koş!" "Kolaysa yakala..." derken bir taşa takılıp düşerken arkamdan gelen Tae kolumdan tuttu ve oda bana 'ebe!' dedi. "Şey.. meraba! " "Merhaba küçük kız. " Beni kaldırdı. "Ne zaman küçük kız oldum ya!" "Ne zaman olduğun fark etmez. Şimdi. " Ona güldüm. "O zamannn pasta yemeye gidelim! " "Peki tamam. Koş arabaya da gidelim. Ama yine düşme!"
~ Geldiğimiz yer çok güzeldi. Çikolatalı bir pasta almıştık. Aslında çikolatalı pastalar favorim. Çok güzeller. Çok boş olacak ve çok delice olacak ama babam zaten bir sinir hastasıydı. Onuda biraz seviyordum. Evet yaşattıkları gerçekten kötüydü. Ama bazenleri iyi bir adam olabiliyordu. Pastamız geldi. Küçük bir çocukmuş gibi gülümsedim pastaya bakarak. Bazen bende kendimi küçük bir kız gibi hissediyorum. Neyse. Hemen çatalı aldım ve yemeye başladım. Zaten acıktığım için pastada güzel olduğu için hızlı hızlı yemeye başladım pastayı. Bidakka bu pasta gerçekten güzel. Aman Yarabbim! Ne oluyor. Niye ağzımda sert birsey var. Ay bune! Yutma Sana ölebilirsin. Birden kalktım. Lavaboya doğru ilerlemeye başladım. Tae ne yapıyor bilmiyorum. Demir şeyi çıkarttım. Lan bu ne! Yüzük bu! Bu çocuk yüzüğü! Yüzüğü temizliyim bari. Birinin yüzüğü düşmüş çocuğun filan galiba. Yüzükle beraber lavabodan çıktım. "Garson buraya gel! " Yanıma geldi garson. "Bune öldürmeye mi çalışıyorsunuz! Şikayet ederim bak! " "Efendim şey bu benim kızımın pardon lütfen şikayet etmeyin. " Peki şikayet etmem. "Peki etmem pardon. "diyip masaya doğru yürüdüm. "Tae geberiyordum... Az önce fark etmeseydim şuanda hastanedeydik. Ay eve gidelim ehehe. " Tae gülmeye başladı. "Ne komik mi? " "Tamam tamam gel seni eve bırakalım. " ~ Eve sonunda geldim. Ay çok yorulmuşum. Neysee boş ver Sana! Bari pijamalarımı giyeyim böyle kaldım. Evim benim sarayım. Tamam ev huzurlu rahat olabiliyorsun diye dedim ama gerçekten evim saraya benziyor. Hani yani 3 kat havuzlu büyük villa. Övünmek gibi olmasın şimdi evimi gören bana değil evime aşık olur. Şuanda kendimi övmem gerekiyordu. Ama ben şuanda evimi övüyorum. Allah ım ne kadar boş şeyler düşünüyorum. İnsan düzgün şeyler düşünür benim düşündüklerime bak! Bunu düşünmem bile saçma. Sıkıldım. Winter ımı arasam? Evet evet onu arayayım. "Alo Sana! Nasıl geçti? " "Sanada meraba Winter. Kızım bak çok güzel geçti. Beni çiçeklerle dolu bahçeye götürdü. Orda ebelemece oynadık. Düşüyordum tuttu kolumdan. Söylemedim ona ama kolum yerinden çıkabilirdi ihtimal vardı yani. Sonra bana dedi ki. Küçük kız! Bende kendimi küçük bir kız olarak görüyorum. Çünkü 10 yaşındaki kız gibi davranıyorum! Neyse. Sonra pasta yemeye gittik. " "Eee? Buarada kolunun kırılmamasına sevinmen gerek gerizekalı arkadaşım!" "Allah cezanı versin Winter! Anlatıyorum dinle! Pasta geldi. Yedim. Ağzımda demir hissettim. Çıkardım yüzük! Garson içine düşürmüş çocuğununmuş. Sonra Tae beni evime bıraktı filan. Bugün ölmediğime şükretmemiz lazım! Bir gün buluşalım dedik başıma gelmeyen kalmadı!" "Allah'a şükürler olsun ki ölmedin ozaman Winter neyse. Bende evimdeyim. Film izliyordum. Yarın senle izleriz şimdi görüşüz! "diyip yüzüme kapattı. Ya bugün sinir krizi geçirmeden uyumayacağım galiba! Ozaman uyuyacağım şimdi. Zaten saat 10. Sinir krizi geçirmek istemiyorum evet. Neyse. Bugün herseye neyse dedim onuda fark etmedim değil. Şimdii uyuma vakti! İyi geceler küçük kız...
