8: Şarkılar insanın aklını bunaltır.

120 14 4
                                    

Jay//

Gecenin bir yarısıydı. Annemlerin beni görmek için şans kolladıklarını bildiğimden yarının tatil günü olmasını onlarla buluşmak için uygun görmüştüm. Durağa oturmuş bekliyordum evlerine giden 113 numaralı otobüsü. Etraftaki insanların sabahtan beri banana dik dik bakmasına neden olacak kadar ise somurtuktu yüzüm. Üzgündüm çünkü, mutlu gibi davranmaya enerjimde yoktu.

Elimdeki telefonun ekranını açarken düzeltmiştim kafamdaki beremi. Tekrardan, tekrardan okuyordum son mesajlarımızı. Kaç gün olmuştu ama yazmamıştı bana. Bende yazmamıştım, gönlüm el vermemişti. O rahatsız olduğunu yüzüme defalarca vurmuşken gidip yazamazdım ona, yapamazdım.

yanggwon20

yanggwon20
Çok içme,
Zararlı sonuçta
Ne zaman başladın?

jongseongprk9
Ne zaman mı başladım sigaraya?
Senden sonra sanırım.
Gözümün önünde olmana rağmen sana dokunamadığımda kafayı yedikten sonra.
görüldü: çarşamba

Derince iç çekip kapatmıştım telefonumu. Hep aklımdaydı o, çok uzun zamandır. O kadar düşünüyordum ki, onun hep aklımı meşgul eden sesli kişiliğinin yanında otobüs durağının sessizliği bile canımı sıkıyordu. Onunla olmak istiyordum. Ona sarılmak, onu sevdiğimi söylemek, onu öpmek...

Kalbim onu istiyordu.

Durakta kimse olmadığından sigara içmemden rahatsız olacak birileri de yoktu etrafta. Yerdeki çantama uzanıp sigara paketini çıkardığımda cebimdeki çakmağım ile yakmış, yavaşça götürmüştüm sigarayı dudaklarımın arasına. Bozuk sokak lambasından gelen hafif ışık ve sigaramın yanan ateşi aydınlatıyordu sadece yüzümü. Gelen otobüslerin numarasını görmekte bile zorlanıyordum. Sigaranın dumanı etrafımı çok fazla sardığında rahatsız olup söndürmüştüm ayağımla ezerek. Çok içmeyi sevmezdim zaten. Gerçi son günlerde çok içmeye başlamıştım, arada bir içiyordum sözde.

Otobüsün gecikeceğini anladığımdan biraz da müzik dinlemek istemiştim boş durmamak için. Spotifya girdiğimde direk Jungwon'un hesabı çarpmıştı gözüme. En son üç gün önce aktif olmuştu. Endişelendiriyordu bu beni, müzikle yaşayan biriydi o. Güzelim ruhunu besleyen şeydi şarkılar, sözleri ise hayatını şekillendiren.

Son dinlediği şarkıya baktım yorgunluktan zorla açılan gözlerim ile. Bende oynattım o şarkıyı.

Sıradaki şarkı oynatılıyor... Pistol / Cigarettes After Sex.

Sanırım seni gerçekten özledim,
Ve başka ne yapacağımı bilmiyorum.

Aklımdasın,
Çok uzun zamandır aklımdasın.
Bununla başa çıkamıyorum.
Aklımdasın.
Ve zamanımı boşa harcayacağım,
Sen beni yerden kaldırana,
Ve tekrar sevene kadar.

Biliyorum seni görseydim,
Ve sadece bir kez öpüşseydik,
Mutlu olabilirdin.
Belki geri gelirdin.
Çünkü seni gerçekten özledim,
Daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.

Özlemiştim seni Jungwon. Her gün okulda görmeme, senle yazışmama, sesini duyabilmeme rağmen özlemiştim seni. Mesafelere dayanan bir özlem değildi içimdeki. Sadece asla sana sahip olamayacağımı yeni anladığımdan eski umutlu günlerime özlem duyuyordum ben. Seni ilk gördüğümde ki heyecanıma, gülüşünün beni etkilediği ilk ana. Ve başa çıkamıyordum artık bu hislerle. Hayatım boyunca sevilmek istiyordum, sadece sen tarafından.

"Ciddi misin?"

Düşüncelere dalmışken yanımdaki boşluğa birinin oturmasıyla ne olduğunu anlamak için çıkarmıştım kulaklığımı. Yanımda oturan kişi öbür tarafta dönüktü, ama zaten kulağındaki telefondan anlamıştım benimle konuşmadığını.

Tam kulaklığımı tekrardan takacağım sırada gelen tanıdık sesle büyümüştü gözlerim. "Geliyorum Niki, sadece gecenin bu saatinde cidden ayağını kırmış olduğuna inanamıyorum!"

Biraz önce kafamı ilgisizce döndürdüğüm bedene bakmıştım tekrardan. İnce paltosu, lacivert converse ayakkabıları ve hiçbir zaman üstünden çıkarmadığını bildiğim o bordo kulaklıkları. Kalbim hızlanmıştı her detayına bakışımda. Özlem duyduğum çocuk tam da dibimde duruyordu.

Oysa ben hiçbir şey yapamıyordum.

Ilık havayla karışık parfüm kokusu geliyordu burnuma, hayatımda sadece bunla birlikte ikinci kez içime çekebildiğim o koku. Bir daha koklayabileceğime emin olamadığım.

Konuşması bitince kapatmıştı telefonunu, ardından koymuştu paltosunun cebine. O güzel gözleriyle etrafı izlemeye başlamıştı sakince. Ben ise sadece onu izliyordum. Ne kadar ona sarılmak ve dakikalarca ağlamak istesem de yapamıyordum, dediği gibi korkaktım ben. Okulda herkesin korktuğu kişiydim, ama konu ona gelince dünyadaki en korkak insan da ben oluyordum saniyesinde.

Yavaşça ayaklanıp eli cebindeki cüzdanına gittiğinde, anlamıştım gelen otobüse bineceğine. Gitme demek istedim ona, benimle kal demek istedim. Ama daha beni bile tanımadığını hatırlattım dakikalardır ağlayan iç sesime, üzülen kalbime, sigara ile boğulmuş ciğerlerime.

O ise otobüse binerken az önce yerde söndürdüğüm sigarayı ayağıyla ittirerek kısık sesle söylenmişti sadece. "Şu lanet sigaraları kim yere atar anlamıyorum."

cigarettes after him | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin