minhodan uzak dur

1K 167 111
                                    

zorlukla gözlerini aralayıp etrafa bakındı minho. ders bitmiş nihayet, sınıfın da yarısı dışarı çıkmış. kendine gelip iyice gerindi ve gözlerini ovuşturdu. boynu, neredeyse otuz dakikadır uyuduğu için feci ağrıyordu.

yanına bakınca changbin ve jisung'u görmesiyle de yerinde kalakaldı. samimi gözüküyorlar. jisung ile konuşmalarını hatırladı fakat yine cesaret edip de yanlarına gidemedi. hâlbuki jisung sayesinde morali düzelmiş, ikisinin yanına gitmek istemişti.

"yani... hyunjin'in benimle bir derdi kalmamış oluyor, tamamen felix'in suçuymuş... buna sevindim."

"arkadaşının, yani felix yüzünden belasız bir günümüz geçiyor mu?" gülüştüler ve minho onları izledi. konuyu bilmiyordu ama o an sadece bir iç çekiverdi.

sessizce dikkatini dağıtıp eşyalarını topladı. ardından ses çıkarmadan da dışarı adımladı, bu görüntüyü görmek istemiyor (her ne kadar yanlarında durmak istese de).

telefonunu çıkardı ve bir banka oturdu. şu sıralar yazıştığı kişiye mesaj attı, peter'a. bazı şüphelendiği kişiler var ama anlıyordu karşısına çıkmamasını o kişinin, kim minho gibi biriyle yüz yüze olmak ister? ne şanssız ki şu anda mesajlarına bakmıyordu.

bir süre kendi kendine oyalandı; dışarıdakileri izledi, telefonuyla vakit geçirdi, hayatı sorguladı, düşündü... öyle öyle vakit geçirdi. zilin çalmasına az bir vakit varken de changbin yanında beliriverdi.

"minho, selam!" diyerek yanına oturdu izinsiz. heyecanla gülümseyip yana kaydı o da. "selam..." yine changbin gelmişti yanına, bu sefer sorunsuz konuşacaklar ve minho da playlist'ten bahsedecek gibi. yani minho öyle umuyor.

"sınıfta soracaktım ama dayanamadım," hemen konuya girmesi minho'yu meraklandırmıştı. "acaba... jisung şu sıralar nasıl?"

"efendim?" şaşkınlıkla ona bakarken, changbin göz devirip gülerek tekrarladı. "jisung diyorum, yakınsınız hani... nasıl şu sıralar? yeni bir ilişkisi var mı, hoşlandığı biri falan..." minho gözlerini kırpıp sorduğu soruyu kavramaya çalışırken changbin tekrar konuştu. "yanlış anlama, belki söylemezsin diye diyorum, jisung ile barıştık ve belki hâlâ şansım vardır... affettirmek isterim kendimi. bu yüzden eğer söylersen aramızda kalır, söz veriyorum."

yutkunup bakışlarını kaçırırken dudaklarını ısırdı. changbin merakla onu beklerken tekrar ona dönüp yüz ifadesini inceledi. kalbi resmen 'ben öldüm' diyor. gözleri de dolmamak için direnirken, dudakları aniden kıvrılıvermişti. "o kadar yakın değiliz. yani bilmiyorum, kusura bakma."

"off... şaka gibi! neyse teşekkür ederim, minho," dedi gülümseyerek. giderken de saçlarını karıştırıp hızla yanından ayrıldı.

elini şaşkınlıkla kalbine götürüp bir süre atışlarını kontrol etti. "yine bir şeyleri umut ettim ama yerin dibindeyim..." kalbini pat patlayıp kafa sallıyor. "üzülme be, biliyordun böyle olacağını." ve sonra kendine gelip oradan ayrılıyor.

-★

instagram.

lkminho
pişt
napıyorsun
(iletildi 11:28)

peterhj
MINHO
görmemişim çok üzgünüm
dersteydim sen napıyorsun?
(iletildi 11:59)
(görüldü 12:41)

lkminho
hic
sınıfta vakit gecmiyor

peterhj
sınıfta mısın şu an?

trash magicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin