peterhj
minho
minhooo
minhohoho
(görüldü)peterhj
minhos
(görüldü)peterhj
cevap versene
görüldü atmalkminho
musait degilimpeterhj
hm
pekii
(görüldü 14:11)peterhj
yarım saat geçti bile
(14:47)lkminho
ne zaman karsıma cıkıcaksınpeterhj
hazır değilim henüz
özür dilerimlkminho
iyilik yapıyorum ve mutlu oluyor
ama neden acı verdiğini bilmiyorumpeterhj
yine changbin mi
o aptalın seni görmesi imkansız artık
yapma kendinelkminho
cok garippeterhj
ne garip?
(görüldü)peterhj
beni gerçekten delirtiyorsun
bahçedeki sen misin?
baksana telefona
minhoo
minho
minho
(görüldü)peterhj
okul camına bakma boşa
göremezsin
yakınlarında da jisung var
seni görebilirlkminho
bu halde bana yazmamalısın
en cok ihtiyacım varken birine bana yazıyorsun
fakat karsıma cıkmıyorsun
e bırak da iyice yalnız kalayım o zaman
nasıl olsa sadece izliyorsun beni hep
şimdi de izleyebilirsin değil mi?peterhj
özür dilerimpeterhj
bakmayacak mısın?
sanırım yanına jisung geliyor
umarım moralini düzeltebilir
tekrardan üzgünüm-★
︎
elleri cebinde hâlâ okul binasındaki pencerelere bakıyordu inatla minho. o peter denen zibidi canını feci sıkıyordu, madem yüzüne bakmak istemiyor, neden güzel mesajlar atıyordu?
belki görürüm diye gözünü camdan ayırmayıp, önünden gelen kişiyi de görmüyordu. "kimleri görüyorum... dışarı çıkar mıydın sen?" jisung'un sesiyle başını ona çevirdi. ayıp olmasın diye de gülüp, hafiften yana kaydı. "çıkıyorum arada."
"sana teşekkür borçluyum," jisung'un alçak sesiyle ona dönüp kaşlarını çattı. kendisi suskundu ama jisung sorun etmiyordu. gerçi jisung her zaman ona nazik davranır, hiç sorun etmez. ama pek de muhabbet etmezler, ne tuhaf bir gün.
"ne teşekkürü? notlar mı? öyleyse sıkıntı yok," dedi önüne dönüp gülerek. ciddiyetle yüzünü inceledi jisung. bu his ne kadar da tanıdık, sanki doğa olayı gibi önemli. etkilerdi insanı minho, bayağı etkilerdi.
"yok, o değil. ben yorum yaptığın o postu changbin ile ayrıldıktan sonra attım. ve senin yorumun beni şaşırtsa bile moralimi düzeltti. teşekkür ederim," dedi samimiyetle. minho dudaklarını aralayıp gözlerini yerlerde gezdirdi. "rica ederim."
"ve notları vermeye gelince de... insanı hemen kendine çeken birisin." jisung'un dediklerine alayla gülüp dudaklarını yaladı. keşke o da böyle güzel şeyler düşünseydi. "teşekkür ederim."
"çok kuru oldu bu teşekkür işi... ben buraya zaten seni üzgün görüp, neşelendirmek için geldim," dedi ve kollarını açıp düşünmeden yanındakini sarmaladı. minho'nun bir şey demesine vakit kalmamıştı ancak diyemezdi; o da zaten birinin bunu yapmasını istiyordu ne zamandır.