merak ediyordum, neden birbirimizi seviyorduk, eğer bu hep sürmeyecekse
🛋️
"sorun o değil jimin! sorun, senin bana seni zorlamasam bana benim yüzümden bir çocuğun seni sıkıştırdığını söylememen!"
tenim yanar halde çıldırırken, karşımdaki erkek arkadaşımın bir ara erkek arkadaşım olduğunu bile unutmuştum, o an üstüme litrelerce buzlu suyu dökseler gram soğumazdım herhalde.
evet, bir özet geçiyorum.
jimin için okula gittiğimde ve onu olayı öğrenen taehyung ve jeongguk ile bulduğumda biz konuşalı daha yirmi dakika geçmemişti. nefes nefese yanına girdiğimde gözlerimden alev fışkırıyormuş, yani jeongguk sonradan öyle söylemişti, jimin okulda göz önünde herhangi bir tartışma çıkarmamak adına beni en alt kattaki kullanılmayan eski lavaboya götürmüştü.
şimdi de kendini savunuyordu.
"neyim ya ben burada? dış kapının dış mandalı mı?!"
"abartıyorsun yoongi, sana bundan bahsedecektim ama daha düzgün bir zamanda yapacaktım. çok gereksiz yükseliyorsun."
benden birkaç adım uzakta sırtı kapıdayken epey sakindi. nasıl bu kadar sakin olabiliyordu ki? tamam, çocuk jimin'e zarar vermemişti fiziksel olarak ama verebilirdi. onu korkutmamış mıydı? bal gibi de korkutmuştu. hem her şeyi geçelim, jimin'e sinirli bir şekilde 'a' demesi bile suçtu bence.
"gereksiz mi yükseliyorum?" bir elimi alnıma götürdüm, iyice sıcaklamaya başlamıştım burada. "sen babana falan mı güveniyorsun?"
bingo. iyi halt ettin min patavatsız yoongi. kavgada düşmana söylenmeyecek şeyi biricik bebek yüzlü sevgiline söyledin.
şok içinde aralandı ağzı, şaşırarak güldü bir anda. "ne? bunu bana sen mi diyorsun yoongi? babama mı güveniyormuşum?"
ona yaklaştım birkaç adımda. "öyle değil- bu rahatlığının nereden geldiğini anlamaya çalışıyorum."
"babama güvenmediğimi bilen, bilmesi gereken, ilk kişi sensin ama geri zekalı!"
onun sesi hiç bu kadar gürültülü gelmemişti kulağıma. jimin hep sessiz sakindi, aynı sakinlikte konuşurdu. nadiren sesini yükseltirdi ve şimdi, emindim ki en alt katta olmasaydık herkes buraya doluşacaktı.
"ben," dedi sinirli bir şekilde üstüme yürürken. "asla babama güvenmedim, güvenmiyorum. ben aşık olduğum için babama sırtımı döndüm yoongi." sırtımı duvara verdiğimde elini boynuma götürüp sıkmadan üstümde baskınlık kurdu. "sana hâlâ yeteri kadar cesaretli gelmiyor muyum?"
yüzü bu kadar yakınımdayken düşünmeme izin vermiyordu ki. üstelik bu kadar öfke ve kin doluyken, jimin'i ne ara bu hale getirmiştim, bir de elinin boğazımda olması hiç yardımcı olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mine.⋆ | yoonmin ✓
Фанфик[tamamlandı] i think he knows'un devam kitabıdır! dünyayı birlikte sırtlamaya karar veren jimin ve yoongi, ellerini birbirlerinin elleri arasından eksik etmiyordu ancak, yetişkin dünyası herkesi sınavsız içeri aldığı gibi bir çıkış da vaadetmiyord...