ihmalkâr bir babanın titiz çocuğundan* bir isyankâr yarattın
🛋️"ne demek dansı bırakacağım? daha yeni başladın ama, nasıl hemen pes edebilirsin böyle?"
"hem vaktimi hem paramı alıyor," dedi jimin iki arkadaşının birbirine sokuldukları koltuğun karşısındaki koltukta elindeki ajandaya bir şeyler not alarak. bir eliyle gözlüğünü düzeltti ve daha iyi anlamaları için onlara daha açık bir açıklama yapmaya koyuldu. "ileride yeniden başlarım belki hem, şu an biraz gereksiz benim için."
"ama jimin..." taehyung üzülerek konuştu. "seviyordun, zihnim temizleniyor gibi hissediyorum diyordun. zor günler geçiriyor olabilirsin ama dans buna yük olmaktan ziyade iyi gelmiyor muydu?"
haklıydı aslında, kas ağrıları olsa da hatta yoongi ile kavga ettikleri günden beri incinmiş bir ayak bileğine sahip olsa da, ona iyi gelen şeylerden biriydi. ertesi gün uyanmakta biraz zorluk çekiyordu, o kadar ama. özgür, mutlu ve stressiz hissettiren yegane eylemdi.
"aynı anda ders çalışıp para da kazanmak kolay değilmiş," dedi jimin. "mezun olduktan sonra yeniden bir şans veririm."
"mezun olana kadar aklını kaybetmezsen," dedi jeongguk mırıldanarak. arkadaşlarının bağımsızlığını kazanırken gitgide daha üzgün ve bıkkın bir varlık haline gelmesini istemiyorlardı onlar da. "kirayı taehyung ve ben ödüyoruz zaten, kira ödemeyip dansa devam etsen?"
ve jimin pes etti ancak aklında başka şeyler vardı. "tamam... kirayı ödemeye devam edeceğim ama, annem ödüyor zaten. dansı bırakmıyorum o halde."
jimin dansı bırakmadı o günden sonra. sabahları ve öğlenleri derse girerken, aralarını ders çalışmakla dolduruyordu, öğleden sonra dans dersleri almaya devam etti ve iki saatin sonunda yorgun argın da olsa en azından mental olarak iyi olduğunu iddia ederek işin para kazanma kısmına geçiyordu.
bu süreç taehyung ve jeongguk için de pek sağlıklı geçmiyordu. sevgili olduklarından, ayrı eve çıktıktan sonra birbirlerini daha sık görseler de küçüklüklerinden beri birlikte büyüdükleri arkadaşlarını akşamları bile kısıtlı saatlerde görmek, aralarda görüşmek istediklerinde ikisinin sohbet ederken jimin'in saçma sapan bir kimya sorusunu çözdüğünü görüyor olmak onları iyiden iyiye üzüyordu.
jimin gittikçe şikayet ettiği eski sevgilisine benzemeye başlıyordu, oluşmaya başlayan göz altındaki mor halkalar bunun en büyük temsilcisiydi. şu sıralar en renkli parçası turuncu saçları ve göz altlarıydı işte.
yeni tanıştığı soobin bile jimin'i herkesten çok görüyordu. taehyung ve jeongguk bu durumdan öyle rahatsızdı ki. o ikisi bilmese de jimin bazen onların mesajlarını sonra cevaplamak üzere görmezden gelse bile soobin'in mesajlarını asla atlamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mine.⋆ | yoonmin ✓
Fanfic[tamamlandı] i think he knows'un devam kitabıdır! dünyayı birlikte sırtlamaya karar veren jimin ve yoongi, ellerini birbirlerinin elleri arasından eksik etmiyordu ancak, yetişkin dünyası herkesi sınavsız içeri aldığı gibi bir çıkış da vaadetmiyord...